Fay hatları yerine tedbir almayı öğrenelim

Orhan KARATAŞ

Her Türk vatandaşı gibi günlerdir gözümüz, kulağımız İzmir’de. Depremin büyüklüğü her ne kadar ilk açıklandığı gibi 6,6 olarak bilinse de, gerçek ölçünün 6,9 ile 7 olduğu bütün uzmanlar tarafından söyleniyor ve kabul ediliyor. Bu durum depremin oldukça büyük ve sarsıcı olduğunu gösteriyor. Deprem büyüklüğünün doğru tespit edilmesi hem yaşananların izahı, hem daha sonra olabilecek depremlerin analizi ve alınacak tedbirler açısından büyük önem taşıyor.

İDİL EVLADIMIZ, ELİF YAVRUMUZ

Gelişmeleri mümkün olduğu kadar yakından takip etmeye çalışıyoruz. Zaten televizyon kanallarımız ilk andan itibaren canlı yayına geçtiler ve her gelişmeyi bütün Türkiye hatta bütün dünya anında izleyebiliyor. Kaldırılan her enkazı içimiz titreyerek takip ediyor, gelecek güzel bir haberi hasretle ve sabırsızlıkla bekliyoruz. 85 canımızı yitirdik, dualarımız bu sayının daha da artmaması içindir. Yaralılarımızın bir an önce sağlıklarına kavuşmalarını içtenlikle temenni ediyoruz. Bizi çok sevindiren, çok ümitlendiren ve aynı zamanda çok duygulandıran haberler geldi. Sarsıntının üzerinden 58 saat geçtikten sonra 14 yaşındaki İdil evladımızın sağ salim kurtuluşunu yüreğimiz titreyerek takip ettik. 65 saat sonra 3 yaşındaki Elif yavrumuzun enkazdan çıkarılışı sırasındaki duygularımızı anlatacak kelime bulamıyorum. Elif’imizin kendisini kurtaran itfaiyeci kardeşimizin parmağına sarıldığı görüntü yıllarca unutulmayacaktır. Bu fotoğrafın İzmir depreminin simgesi olacağı şimdiden bellidir.

HER DEPREM YENİ BİR BAŞLANGIÇ

Binalarımızın önemli kısmı depreme karşı yetersiz. Aldığımız tedbirleri çok daha arttırmamız, depreme her anlamda mutlaka ve ivedilikle hazır olmamız gerekiyor. Bunları aklı başında olan herkes görüyor, söylüyor ve gereğinin yapılmasını bekliyor. Her deprem, bu konuda yeni bir başlangıç oluyor. Hızlanmamız ve özellikle çürük, yetersiz, dayanıksız binaların tespiti, tahliyesi veya onarımı dâhil ne gerekiyorsa hiç vakit kaybetmeden yapmamız şarttır. Yapılacaklar konusunda çok şey konuşuldu, artık başa dönmenin bir faydası yok. Bugüne kadar elbette boş durulmadı ve birçok şey hayata geçirildi. Buna rağmen alacağımız çok mesafe var. Hükümetimizin samimiyetine inanıyoruz. Bundan sonra daha da hızlanılacağı, eksiklerin tamamlanması için özel bir gayret sarf edileceği, ihtiyaç duyulan düzenlemelerin el birliği ile Meclisten geçirileceği kanaatindeyiz.

ARAMA VE KURTARMADA BAŞARILIYIZ

İzmir depremi, sarsıntı sonrası ile ilgili fazla bir eksiğimizin kalmadığını gösterdi. Çok daha hızlı hareket ediyor, organize oluyor, ihtiyaç duyulan bütün ekipmanlarla birlikte, uzmanlaşmış, yeterli ve ehil kadrolarla arama ve kurtarma işlemlerine başlıyoruz. Belediyelerimiz, sivil toplum kuruluşlarımız ve AFAD bu konuda çok başarılı sınavlar veriyorlar. Daha da iyiye gidecektir. Nitekim, gerek İdil evladımızın, gerek Elif yavrumuzun nasıl titizlikle, sabırlı ve kararlı bir çalışma ile kurtarıldığını hem duygulanarak, hem gururlanarak izledik. Yeri ve sırası gelmişken emeği geçen, hizmet veren, uzun ve sabırlı çalışmalarla bir kişiye daha ulaşmak için canını dişine takan bütün kahramanlarımıza içtenlikle teşekkür etmeyi bir borç biliyorum. Böyle durumlarda Türk milletinin dayanışması, birliği, bütünlüğü her zaman en üst seviyede olmuştur. Her ne kadar bazı ahlaksız paylaşımlar yapılmış, bazı kötü niyetli girişimlerde bulunulmuş olsa da, bunları istisna sayıyor ve yapanları kendi vicdanları ile daha doğrusu vicdansızlıkları ile baş başa bırakıyoruz.

BÖYLE GÜNLERİN SİYASETİ OLMAZ

Yaraların sarılması, yaklaşan kış şartlarında kimsenin mağdur olmaması için hükümetimiz seferber olmuştur. Sayın Cumhurbaşkanı havalar iyice soğumadan ve kış bastırmadan önce, depremde mağdur olan herkesin barınma ihtiyacının karşılanacağını, yıkılanın yerine yenisinin yapılmasına da hemen başlanacağını açıklamıştır. İlgili bütün bakanlarımız ilk dakikadan itibaren İzmir’e ulaşmış ve bütün gelişmeleri, bütün çalışmaları yerinde takip ederek gerekli olan her türlü tedbiri almış, her ihtiyacı karşılamışlardır. Belediyelerimizin seferber olduğunu büyük bir memnuniyetle izledik. Böyle günlerin siyaseti olmaz, olmamalıdır. Biz Türk milletiyiz ve her durumda biz bize yeteriz. Buna can Azerbaycan’ımız da dâhildir. Kendisi bir savaşın içinde olmasına rağmen, hiç kimseyi beklemeden yardıma ilk koşan can kardeşimiz olmuştur.

FAY HATLARINI EZBERLEDİK, YA TEDBİR?

Normal zamanlarda hiç ortalıkta gözükmeyen, ne oldukları, nerede bulundukları, hangi yetkiye sahip oldukları anlaşılmayan bir takım zevatın yine televizyon ekranlarını paylaşıp saatler süren, ancak hiç kimsenin anlamadığı programlar yaptıklarını ibretle izliyoruz. Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğunu, fay hatlarının nerelerden geçtiğini, daha önceki hareketlerini, bundan sonraki seyirlerini ve kırılma ihtimallerini artık ezberledik. Kaldı ki, vatandaş olarak bu kadar ayrıntıyı bilmemize de gerek yok.

Bizi ilgilendiren, ne zaman deprem olacağı, bunun kaç büyüklüğüne denk geleceği de değildir. Her an büyük depremlerle karşılaşmamızın yüksek ihtimal olduğunun artık farkındayız. Bizi ilgilendiren, deprem ihtimaline karşı ne yapıldığı, ne yapılacağı ve yaşanacak sarsıntıyı en hafif, en zararsız, en az yıkımla hatta hiç yıkım olmadan, hiçbir canımızı kaybetmeden nasıl atlatacağımızdır.

El ele verip bunu sağladığımız gün, zaten mesele bitmiş olacak.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.