Gölge etmeyin yeter

Orhan KARATAŞ

Koronavirüs salgını ile mücadelede önemli bir aşamaya geldiğimiz anlaşılıyor. Açıklanan veriler, salgının yayılma hızının yavaşlamaya başladığını gösteriyor. Sağlık Bakanımızın son açıklamaları ümitleri arttırıyor. Bu mesele bütün insanlığı ilgilendirmektedir. Bizim başarımız elbette çok önemlidir, ama asıl önemli olan Kovid-19 virüsünün dünyanın gündeminden çıkmasıdır. Aksi halde ne yaparsak yapalım, dünyadaki her ülke gibi mutlaka bir ucu da bize dokunacaktır.

İNSANLIK BU BELAYI DA ATLATACAK

Dünyanın neredeyse bütün ülkeleri bu salgınla yoğun bir mücadele veriyor. Kelimenin tam anlamıyla bir genel seferberlik başlatılmış durumdadır. Yerküredeki hasta sayısı 2 milyonu geçmiştir. Şu ana kadar 130 bine yakın insan, bu virüs yüzünden hayatını kaybetti. Özellikle ABD’de durum çok vahim ve günlük ölüm sayısı 2 binli rakamlarla ifade ediliyor. Hiç kuşku yoktur ki, insanlık bu belayı da atlatacak ve virüsün de çaresini eninde sonunda bulacaktır. Ne korku ve endişeye gerek var, ne de hiçbir şey olmamış gibi davranabiliriz. Ortada bir virüs dolaşıyor ve bütün insanlığı tehdit ediyor. Devletimiz hem dünyadaki gelişmeleri yakından izliyor, hem de bütün imkânları ile bu belayı savuşturmak, değişen şartların oluşturduğu olumsuzlukları ve mağduriyetleri gidermek için olağanüstü bir mücadele veriyor. Sağlık çalışanlarımızın fedakârlığı, gayreti her türlü övgünün üzerindedir.

GÜVENİ SARSMAYA ÇALIŞIYORLAR

Daha dünkü yazımda, korku salmak, insanları ümitsiz ve çaresizmiş gibi göstermek için akla ziyan şeyler söyleyenlerin olduğunu, şeytanın aklına gelmeyecek iddialarda bulunulduğunu yazmıştım. Ne yazık ki, bu yıkım güruhu her gün daha da ileri gidiyor. Şimdi de devlete güveni sarsmak için seferber oldular. Hasta sayılarını, hastanelerin durumunu, ölümleri öne çıkarıp, buradan bir panik havası oluşturmaya çabalıyorlar. Çoğunun asılsız olduğu defalarca ispatlanan, olsa bile istisnayı geçmeyen olumsuzlukları genelleyip, sanki ülkenin her yerinde aynı durum varmış gibi anlatmaya ve yaymaya uğraşıyorlar. Hayatını kaybedenlerin sayısının saklandığını, hastanelerde yer kalmadığını söyleyecek kadar kendilerini kaybetmiş durumdalar. Bunların hiçbirinin aslı astarı yoktur, zaten saklanması da mümkün değildir.

ENDİŞE EDİLECEK BİR ŞEY YOK

Sağlık Bakanımız sık sık bilgilendirme yapıyor. Bilim Kurulu üyeleri her akşam televizyon kanallarında ayrıntılı açıklamalarda bulunuyorlar. Bilinen ve kapasitesi yüksek hastanelerimizin yetkilileri programlara katılıp yaşadıklarını ve mevcut durumu anlatıyorlar. Tamamının ortak noktası, şu ana kadar her şeyin çok iyi idare edildiği, endişeyi gerektiren bir şey olmadığı ve ileriye dönük herhangi bir sorun ihtimalinin bulunmadığı şeklindedir. İstanbul gibi bir metropolde dahi yoğun bakım kapasitemizin ancak yüzde 65’inin kullanıldığı belirtilmektedir. Diğer taraftan şu ana kadar maske başta olmak üzere, koruyucu malzeme bulamadığını söyleyen, şikâyetçi olan birine rastlanmamıştır. Belki istisnalar vardır, ama bunlar da anında giderilmektedir.

GÖLGE ETMEYİN YETER

CHP zihniyeti bu ülkenin en büyük ve en ivedi sorunudur. Koronavirüsten çok daha tehlikelidir. Bunu bu vesile ile bir defa görmek ve anlamak imkânı bulduk. Sanki hükümet bir şeye yetişemiyormuş, millet mağdur olmuş, CHP’li belediyeler imdada yetişiyormuş gibi bir rüzgâr estirmeye uğraştılar, ama bir fiyaskodan ileri gidemediler. Bırakın bir yardımlarının olmasını, bir işe yaramalarını; sadece gürültü çıkarıyor, moral bozuyor ve ayak bağı oluyorlar. Adana tiyatrosunu hep birlikte izledik. CHP’nin Genel Başkanı, Büyükşehir Belediyesinin bin yataklı sahra hastanesi kurduğunu ilan etti. Kısa zaman sonra anlaşıldı ki, fuar alanında bir tiyatro sahnesi hazırlamışlar ama seyirci bile bulamamışlar. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ortalıkta dolaşıyor, bir şeyler söylüyor ama ne dediği, ne yaptığı bir türlü anlaşılmıyor. Bunlar için söylenecek tek bir şey var: Gölge etmeyin, başka ihsan istemiyoruz.

HER ŞEYİMİZ VAR

Bahar mevsimi iyice kendini hissettiriyor. Havalar güzelleşti. Önümüz ramazan ayı. Sokağa çıkmanın cazibesine kapılıp, kendimizi dışarı atmak gibi bir hakkımız da, bir yetkimiz de yok. Devletimiz kısmi sokağa çıkma yasakları uyguluyor. Bunun anlamı gayet açıktır. Evde kalma kuralını daha sıkı ve daha yaygın hale getirebilmek için bu tedbiri almak ihtiyacı doğmuştur. Yine bütün uzmanlar kurallara ne kadar riayet eder, izolasyonu ne kadar başarılı şekilde uygularsak, bu beladan o kadar hızlı ve kolay kurtulabileceğimizi söylüyorlar.

Bunu dikkate almak ve gereğini yapmak zorundayız. Her şeyimiz var, her imkânımız mevcut. Sokağa çıkmazsak aç kalmayacağımızı, günlük hayatımızda bir şeyin değişmeyeceğini geçen hafta test edip gördük. Artık daha hazırlıklıyız. Biraz daha sabırlı olur, biraz daha uyum göstermekte sıkı durursak, baharı daha iyi yaşayıp, yaz aylarında normale dönebiliriz. Bize düşen sabırlı olmak, kurallara uymak ve devletimize güvenmektir. Yapılan resmi açıklamalara itibar etmek esastır.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.