Güvenlik güçlerimiz terörün kökünü kazımak için içeride ve dışarıda olağanüstü bir mücadele veriyor. Zeytin Dalı Harekatı büyük bir başarı ile devam ediyor. Kahramanlarımız hainleri saklandıkları her yerde arıyor buluyor ve yok ediyor. Genelkurmay Başkanlığı her gün yeni bir açıklama ile ihanetin kökünün nasıl kazındığını dünyaya duyuruyor. Bu muhteşem mücadelenin elbette bedeli de oluyor. Bütün gayretlere, gösterilen bütün dikkate rağmen şehadet şerbeti içen yiğitlerimizi Hakka uğurluyoruz. Bu kahramanlarımız için ne söylesek, ne yazsak, ne yapsak azdır. Hepsine rahmet diliyorum.
BÜYÜK TECRÜBEMİZ VAR
En zor zamanlarda dahi hiç ümitsiz olmadık. Güzel ülkemizin varlığı, birliği, güvenliği ve geleceği için hep büyük ve sonsuz bir güven duyduk. Yanlış yapılmasına, bu yanlışlarda ısrar edilmesine ve bunun doğurduğu acı ve ağır sonuçlara itiraz ettik. Bu yanlışlardan biran önce dönülmesi ve dünyanın her yerinde olduğu gibi terörle anladığı dilden konuşulması gerektiğini yıllarca savunduk. Bu hainlerle nasıl baş edileceğini en iyi bilen ülkeyiz. Uzun yıllardır bu ihaneti yaşıyoruz ve çok büyük tecrübeler kazandık. Yetişmiş kadrolarımız, yeterli teçhizatımız, her türlü imkanımız ve gözünü kırpmadan yürüyen kahramanlarımız var. Önemli olan bu birikimi kullanabilmek ve gereğini yapmaktı. İşte sorun buradaydı. Çok şükür, yanlıştan dönülmüştür ve ülkemizin varlığı ve güvenliği için yapılması gereken ne varsa hayata geçirilmektedir.
TERÖRÜN ANLADIĞI DİL
İşimiz kolay değildir. Gösterdiğimiz kararlılık, ülkemiz ve milletimizle hesabı olanları ürkütmüştür. Kimin ne dediğinin, ne yaptığının farkındayız. Düşman düşmanlığını yapıyor, önemli olan bizim ne yaptığımızdır. Terörle mücadele tek boyutlu değildir. Silahla yapılanda, hiçbir zaman sorun olmadı. Ama bu hainlerin siyasi desteklerini kesmek, ekonomik imkanlarını yok etmek, sosyal tabanlarını kurutmak, hayat alanlarını daraltmak konusunda yavaş davrandık. Bıçak kemiğe dayanıp, ülkenin felaketin eşiğine gelmesinden sonra, harekete geçtik. Teröristle anladığı dilden konuşuldu. Kararlılıkla üzerlerine gidilip, meydanın boş olmadığı gösterildi. Siyasi uzantılar yargı önüne çıkarıldı. Bu sadece PKK terörü için değil, DEAŞ terörü içinde geçerli oldu. Fırat Kalkanı Operasyonu çok yerinde ve zamanında yapıldı. Keşke o operasyonun devamı olarak Münbiç'in temizlenmesi de mümkün olsaydı. İdlib'de pozisyon aldık, Zeytin Dalı Harekatı ile de sınırlarımızda hiçbir ihanete geçit vermeyeceğimizi bütün dünyaya net şekilde gösterdik.
İRADEMİZ KESİNDİR
MHP, yapılan yanlışlara ne kadar sert ve taviz vermez şekilde karşı çıktıysa, doğru ve haklı olana da aynı kararlılıkla destek veriyor. Ülkemiz bir beka sorunu yaşarken, siyasi hesaplar yapılamaz. Yeni bir İstiklal harbi veriyoruz. Belli bir kesim planlı ve kasıtlı biçimde MHP'ye saldırılarını kesintisiz biçimde sürdürdüğünü hayretle izliyoruz. Özellikle CHP sözcüleri ve ipi kopuklar yalan, iftira ve karalamada tam bir yarış içindeler. Cumhur ittifakı karşısında taca çıkmış olmanın da kızgınlığı ile kendilerini kaybetmiş durumdalar. Bu güruha bir defa daha hatırlatalım: MHP için ülkenin varlığı, birliği, güvenliği ve geleceği her şeyden önce gelir. Bunu da çok veciz biçimde, "önce ülkem" diyerek ifade etmiş, programına yazmış ve bütün dünyaya ilan etmiştir. MHP'nin duruşu bu kadar net, siyaseti bu kadar berrak, yaptıkları bu kadar açık ve kesin olmasına rağmen, hala neyin peşindesiniz? MHP doğru bildiğinden hiç şaşmadı. Dün ne söylediyse bugünde onu söylüyor. Muhalefet yapmak başka bir şeydir, ülkenin felaketine seyirci kalmak başka bir durumdur. MHP'nin basit siyasi hesaplar, küçük menfaatler için ülkenin bölünmez bütünlüğünü feda edebileceğini zannedenler gaflet içindedir. Konu vatan olunca, konu millet olunca, konu devlet olunca irademiz katı ve kesindir. Bu uğurda taviz yoktur, teslimiyetin esamisi okunmayacaktır. Milliyetçi Hareket Partisi menfi ve meşum niyetlere karşı devletiyle, milletiyle yan yana, omuz omuzadır. Milli uzlaşma ve ortak akılla biriken meselelerin üzerine gitmek zorunluluktur.
BU İHANET DURDURULACAK
Yapılacak çok işimiz var. Devlet FETÖ yıkımından geçti. Terör hala canımızı acıtıyor. Ekonomiden, sosyal sorunlara, dış politikadan eğitime kadar birçok alanda ivedi tedbirler almak gerekiyor. Hiç vakit geçirmeden ve kararlılıkla bir taraftan devleti bütün kurumlarıyla yeniden işler ve güvenilir hale getirip ayağa kaldırırken, diğer taraftan varlığımıza doğrudan tehdit teşkil eden terör örgütleriyle yaptığımız mücadeleyi sonuçlandırmak ve bu kalleşlerin kökünü kazımak durumundayız. ABD ve Almanya başta olmak üzere, müttefik ve dost sandığımız birçok ülke terör örgütlerini açık ve aleni şekilde destekleniyorlar. Bunlar için FETÖ'nün PKK'dan, PKK'nın DEAŞ'ta hiçbir farkı yoktur ve tamamını azdırıyor ve üzerimize salıyorlar. Bunlara verilecek en güzel cevap, ne yaparlarsa yapsınlar bu milletin ülkesinden ve devletinden vazgeçmeyeceği ve bu ihaneti mutlaka durduracağını göstermektir. Çok şükür, milletimiz bu konuda çok sağlam ve dünyayı kendine hayran bırakan bir duruş ortaya koymaktadır. Bu kirli oyunları bozmaktan başka çaremiz yoktur.
SIRA TÜRKİYE'YE GELİR
Etrafımızda ve hatta içimizde çok kanlı ve kalleş bir oyun oynanıyor. Bu oyun başarıya ulaşırsa, sıra artık Türkiye'nin varlığına gelecektir. Bu oyuna bozmak ve kendi varlığımızı ve birliğimizi her şeyin önünde tutmak bir mecburiyettir. Hepsiyle başa çıkarız. Yeter ki, birliğimiz, bütünlüğümüz tam olsun. Yeter ki, biz önce kendi içimizde huzuru sağlayalım ve kısır çekişmelere son verelim. Bu ülkenin bölünmez bütünlüğünden yana olan hiç kimsenin buna itirazı olamayacağı gibi, destek olmak ve bu zor dönemi elbirliği atlatmak için siyasi hesapları bir kenara bırakmak gerekiyor. CHP ve ip kaçkınlarının hala anlayamadığı nokta burasıdır.