İhanetin derin gırtlakları

Orhan KARATAŞ

Türkiye bekasına yönelik tehdidi yok etmek için terör örgütleriyle birlikte 7 düvelle birden mücadele ediyor. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kahramanlığı, hükümetin kararlılığı ve dik duruşu ile bu ihanet güruhunu püskürtüp, sınırlarımızı güvenceye almakta büyük mesafe kat ettik. Daha yapılacak çok iş var, ama bu kararlığımız, bu azmimiz, bu cesaretimiz ve bu birlikteliğimizle aşamayacağımız hiçbir sorun, alt edemeyeceğimiz hiçbir ihanet yoktur.

AZMIŞ VAZİYETTELER

Buraya kadar tamamdır ve biz kendimizden de, milletimizden de, devletimizden de eminiz. Asıl sorunu, içimizde bulunan ve Türk milletiyle meselesi olan güruh oluşturuyor ki, bunlar için hukukun, ahlakın, vicdanın ve adaletin ölçüleri içinde ne yapılması gerektiği konusunda şimdiye kadar kesin ve net bir formül bulunamadı. Böyle olduğu içindir ki, azmış vaziyetteler. İhanet etmekte PKK’dan, Türk milletini yok saymakta ABD’den, kirli oyunlar oynamakta AB ülkelerinden, arkadan vurmada FETÖ’den, kin ve nefret kusmakta DEAŞ’tan çok daha ileri gidiyor, sözleriyle, yazılarıyla, savunduklarıyla, yaptıklarıyla ülke ve millet düşmanlarını sevindiriyor ve onlara malzeme veriyorlar.

YAKAYI ELE VERDİLER

MHP Genel Başkanı sayın Devlet Bahçeli, Türk milletinin duygularına tercüman olan bir açıklamada bulundu. Türkiye’ye karşı yapılan yanlışları, ihanetleri, kalleşlikleri sıraladıktan sonra da şöyle bir tespit yaptı: “ 9 Ekim 2019 tarihinde başlayan Barış Pınarı Harekâtı adeta bir turnusol kağıdı işlevi görmüş, gizli kapaklı niyetleri, Türklüğe hasım çevreleri vatanseverlik basiretiyle açığa çıkarmıştır. Türkiye’nin teröre karşı haklı, hukuki ve meşru harekatı karşısında nefesi kesilen, korkuya kapılan, keyfi kaçan, rahatı bozulan, yarası olduğundan sürekli gocunan mihraklar terör örgütleriyle al takke ver külah içinde olan yerli ve yabancı işbirlikçilerdir. Bunlar izan, irade ve insaflarını çoktan kaybetmişlerdir. Barış Pınarı Harekatı sonucunda terörizme bel bağlayanlar, terör örgütleriyle ihanet mesaisine girenler kesinlikle deşifre olmuşlar, yakayı ele vermişlerdir.”

VAH CHP VAH

Bu değerlendirmenin ne kadar doğru, ne kadar haklı ve ne kadar isabetli olduğu, daha aradan saatler geçmeden, ibret veren örnekleriyle ispatlandı. Yabancıları zaten biliyorduk da, özellikle yerli işbirlikçiler ifşa olmanın telaşıyla hemen saldırıya geçtiler. Kimi NATO’nun arkasına saklanarak saldırıyor, kimi zavallı ve güdük zihniyetini ele vererek, MHP üzerinden Türk düşmanlığında yarışa giriyor. Bunların başında da ne yazık ki, yine CHP geliyor. Bu CHP için emin olun artık söyleyecek söz bulamıyoruz. Sayın Bahçeli açıklamasında, “Müttefiklik hukukuyla 1952’den bu tarafa içinde yer aldığımız NATO’nun ise Türkiye’nin terörle mücadelesine soğuk bakışıyla tartışılması artık zarurettir” demişti. Bu söze CHP’den cevap gelmesi çok çarpıcıdır. Partinin her tarafı sorunlu sözcüsü Faik Öztrak’ın NATO’ya gözükara biçimde sahip çıkması kelimenin tam anlamıyla bir açık düşme, iş üstünde yakalanmadır. Sayın Bahçeli, “Kılıçdaroğlu, Trump’ın Türkiye’deki derin gırtlağı, emperyalizmin densiz ve defolu tercümanı olduğunu küstah ve köhne ifadelerle ibra etmiştir” sözlerinin üzerinden 24 saat geçmeden, Öztrak’tan onay geldi. Vah CHP vah…

MAKARYOS ZİHNİYETİ

İfşa oldukları için panikleyip arsızlaşan ve KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın sözcüsü olduğunu belirten ahlaksız ve edepsizin açıklamalarını nereye koyacağız? Bu zavallı, haddini çok ama çok aşan iftiraları ile bu ihaneti örtebileceğini mi zannediyor? Makaryos zihniyetinin KKTC’de hortlaması, her şeyden önce o toprakları vatan yapmak için can veren şehitlerimize büyük bir ayıptır. Kıbrıs Türk halkının bu ayıbı ilk fırsatta temizleyeceğinden ve bu çağdışı komünist zihniyete hak ettiği cevabı vereceğinden eminiz.

TEKRAR ORTAYA ÇIKTI

Ülke ve milletle meselesi olanların hezeyanları ne yazık ki, bu kadarla kalmıyor. O kadar çoklar ki, hangi birine yetişeceğimizi şaşırıyoruz. Zaman zaman hatırlatırım; Rahmetli Kamran İnan, “dünyada kendi içinden bu kadar çok hain çıkaran, kendi okullarında bu kadar çok hain yetiştiren başka bir devlet bulamazsınız” demişti. Bizzat yaşadıklarını bütün ayrıntıları ve belgeleriyle ortaya koyan, “Türkiye Gerçeği” diye de küçük bir kitabı vardır. Karşılaştığım, şahit olduğum ihanetleri görünce hep o kitap aklıma gelir. Malum, kerameti kendinden menkul Nagehan Alçı diye, bir gazeteci var. Devlet ve millete hakaret etmek, devlet ve millet düşmanları ile içli dışlı olmaktan başka bir marifetini görmediğimiz ve duymadığımız bu gazeteci, kısa süre önce Türk devletini katil olmakla suçlamıştı. Türk milletinden gelen tepkiler üzerine de bir süre geri çekilmişti. Tekrar ortaya çıktı ve kaldığı yerden devam etti. Katıldığı televizyon programında, “Önemli olan YPG’nin siyasi kanadının daha güçlü hale gelmesini sağlamaktır” demiş. Oraya Kandil’den bir katili alıp getirselerdi, ancak bu kadarını söyleyebilirdi. Zaten terör örgütleri bir siyasi amacı hedeflerler. Alçı’da onlara sözcülük etmiş. Nasıl da birbirlerini tamamlıyorlar!

Bir de Aslı Erdoğan isimli sözde bir yazar var. Türk milletine iftira olan bir söz söylediği iddia edildi, ama sonra çıkıp bunu yalanladı. Yalanmadığı diğer açıklamalarını nereye koyacağız? Türk milleti Türk düşmanlarına malzeme verenleri, terör örgütleriyle paslaşanları görüyor, tanıyor ve çok şükür itibar etmiyor.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.