Sayın Bahçeli’nin Moskova zirvesinde alınan kararlarla ilgili değerlendirmesi, Türkiye’nin aldığı pozisyonun da ilanıdır: Bundan sonra ateşkese uyulursa ne âlâ, uyulmazsa kaldığımız yerden tekrar başlar, vatan mücadelesini gittiği yere kadar taşırız. Karşımıza çıkanları da doğduklarına pişman ederiz.
Bütün dünya sıkıntılı bir süreçten geçiyor. Gündem yoğun, mesele çok. Elbette bizim için esas olan milli birliğimiz, bekamız ve geleceğimizdir. Her soruna Ankara vizyonu ile bakar, Türkçe düşünür, Türkçe yorumlarız. Bu bakış açısının zirve noktası da hiç şüphesiz Sayın Devlet Bahçeli’nin açıklamalarıdır.
Avrupa’ya gitmek amacıyla yollara düşen sığınmacıların Pazarkule Sınır Kapısı’nın Yunanistan tarafından kapatılmasıyla maruz kaldıkları trajediler, tek kelimeyle barbarlıktır. Sayın Bahçeli'nin, bu vahametle ilgili söyledikleri bütün dünyaya uyarıdır. “Yunan güvenlik güçlerinin yapmadığı zulüm kalmamıştır. Sınırı geçip Yunanistan’a intikal eden sığınmacıları önce soyup sonra da eziyet ve işkenceyle geriye çeviren bu ülke, insanlık değerlerini alenen çiğnemiştir. Uluslararası hukuk ihlal edilmekle kalmamış, insan hakları da tozlu raflara kaldırılmıştır. İnsan haklarını yok sayan ve sınırlarına gelen mazlumlara düşmanca saldıran Yunanistan’ın Avrupa Birliği tarafından desteklenip arka çıkılması, barbarlığa ortaklıktır. Hem Yunanistan hem de diğer Avrupa ülkeleri, uluslararası yükümlülüklerine bağlı kalarak sığınmacıların müracaatlarını almak mecburiyetindedir. Bunun başkaca yol ve çaresi yoktur.”
GÖÇMEN KREŞİ
MHP bu insanlık dramına ilgisiz kalmamış ve harekete geçmiştir. Neler yapıldığını Sayın Bahçeli açıklamıştır: Gönül ve vicdan seferberliğiyle yaralara merhem olmalıydık. Çünkü biz, komşusu açken tok yatan bizden değildir, manevi buyruğuna bütün hücrelerimizle inanan Milliyetçi-Ülkücü Hareketiz. Edirne’de 0-10 yaş grubunu hedefleyen ‘Göçmen Kreşi’ kurmak ve mazlumları kuşatmak için samimiyet ve safiyetle devreye girdik. Türk milletinin gıpta edilecek vasfını, imrenilecek vakarını gösterdik. Her çocuk bir dünyadır. Bebeklere acımayan, çocuklara aldırmayan, düşkün ve muhtaçları dikkate almayan bir medeniyetin temelleri çürük, tedrisatı bozuk, tebessümü sahte, tezahürü karanlıktır. İşte Yunanistan’ın içinde bulunduğu Avrupa Birliği’nin özeti budur.
AKLIMIZLA OYNAMAYIN
Türkiye elinden gelen her şeyi yaparken, Avrupa Birliği verdiği sözleri tutmamıştır. Sayın Bahçeli’nin bu konuda söyledikleri Türk milletinin ortak kanaatidir: Türkiye sığınmacı deposu, mülteci toplama kampı, göçmen barınma alanı değildir. Avrupa Birliği sürekli olarak bozgunculuk yapmıştır. Yunan adalarından alınacak her bir Suriyeli için ülkemizde geçici koruma altındaki bir Suriyeli’nin AB ülkelerine yerleştirilmeleri sağlanacaktı. Böylelikle Türkiye’de mülteci yığılması en aza indirilecekti. Ne var ki uygulamada pek çok pürüz çıkmış, külfet tamamen Türkiye’nin sırtına yüklenmiştir. Biz gerekirse ekmeğimizi bölüşür yeriz, fakat aklımızla oynanmasına izin vermeyiz. Türkiye açık kapı politikasıyla gereğini yapmış, laftan sözden anlamayan Avrupa ülkelerinin paçası tutuşmuştur. Ülkemize sığınmak isteyen mazlumları sahipsiz bırakmayız, ama Türk milletinin ve Türkiye’nin de geleceğini yabana atmayız, atamayız, atmayacağız.
HATA YAPAN BEDELİNİ ÖDER
Sayın Bahçeli’nin Moskova zirvesinde alınan kararlarla ilgili değerlendirmesi, Türkiye’nin aldığı pozisyonun da ilanıdır: Moskova zirvesinin Türkiye açısından mühim sonuçları olacaktır. Bir defa, ülke sınırları terör ve rejim saldırılarına karşı daha güvenli hale gelecek, İdlib bölgesinde istikrar ve normalleşmenin kapısı aralanacak, kahramanlarımızın güvenliği sağlanacak, sivil ve masum insanların korunması teminat altına alınacaktır. Biz herkesin ederini, ciğerini, niyetini, hedefini gayet iyi biliyoruz. Şehitlerimizin kanlarının yerde kalmayacağından imanımız kadar da eminiz. Bundan sonra ateşkese uyulursa ne âlâ, uyulmazsa kaldığımız yerden tekrar başlar, vatan mücadelesini gittiği yere kadar taşırız. Karşımıza çıkanları da doğduklarına pişman ederiz. Bu süreçte Esad hata yaparsa, bunun bedelini misliyle ödemelidir.
CHP, BALTAYI KAFASINA VURDU
Bütün bu gelişmeler karşısında yine yanlış tarafta duran CHP’ye Sayın Bahçeli’nin uyarıları bir ders niteliğindedir: Atalar boşuna söylememiş: Bana benden olur her ne olursa, başım rahat bulur dilim durursa. Bunların dili durmadığı sürece başları da rahat bulmayacaktır. Aziz Atatürk’ün mirasını hiç eden, Türkiye’nin karşısına geçen CHP yönetimi iflasını yakında açıklayacaktır. CHP’nin kapısına patron çıldırdı, ne alırsan bir dolar tabelası asılırsa hiç kimse şaşırmamalıdır. Sayın Cumhurbaşkanımızın Rusya ziyaretini sabote etmek, karalamak, üzerinde kuşku uyandırmak için Esad ve Putin ile aynı safa giren CHP yönetimi körle yatmış, şaşı kalkmış, bilye dağıtmıştır. CHP, Esad’ın izinden yürüyeyim derken, baltayı kafasına vurmuştur.
ALÇAKLIK VARSA TELAFİ EDİLMELİ
Rus devlet televizyonunun, Moskova zirvesinde Türk heyeti ile ilgili rezil iddiaları da Sayın Bahçeli’nin gündemindeydi: Eğer Rusya yönetimi bunu kasıtlı bir şekilde kayda aldırıp sonra da servis ettirmişse, bunun tanımı şüphesiz küstahlıktır, terbiyesizliktir, saygısızlıktır. Bir alçaklık varsa derhal hem tavzih hem de telafi edilmelidir. Türkiye Cumhurbaşkanı’na hakaret, hepimize hakarettir. Ayranımızı kabartmasınlar, ayılara güvenmesinler. Türkiye’de hâlâ Esad’a övgüler yağdıran iş birlikçilerin varlığı bir başka kepazelik ve hıyanettir. Türkiye’de yaşayıp da Esad’ın çetesini övenler Mehmetlerimize, aziz Türk milletine en yakın düşman olan kokuşmuşlardır.