Kapatma davası süratle açılmalı

Orhan KARATAŞ

ABD’de sadece 4 saat süren boynuzlu Kongre baskınında demokrasi aslanı kesilenlerin, Türkiye’deki bölücü teröristlerin yaptıklarına, 6-8 Ekim’deki kalleş başkaldırı girişimine ve bunu organize eden kravatlı teröristlere sahip çıkmaları veya en azından sessiz kalmaları bir çifte standardın ötesinde, açık bir şerefsizliktir. Terörü görmezden gelmek, teröristlerin ihanetlerini demokrasi ve özgürlük gibi kavramlarla temize çıkarmaya çalışmak teröre ortak olmaktır. CHP ve yancılarının sicilleri bu tür kirli ve karanlık ortaklıklarla doludur.

TERÖR BÜTÜN UNSURLARIYLA YOK EDİLMELİ

Türkiye son yıllarda doğru ve kararlı bir tavır almış, terörle mücadelede üstün bir başarı sağlamıştır. Eli silahlı katiller dağlarda, şehirlerde, saklandıkları inlerinde ve kaçabildikleri her yerde hak ettikleri şekilde cezalandırılmış ve sonları neredeyse getirilmiştir. İçişleri Bakanımız terörist sayısının 300’e kadar indiğini açıklamıştır. Terörün Türkiye’nin gündeminden tamamen çıkması için bu ihanetin bütün unsurlarının yok edilmesi şarttır. Dünyanın hiçbir yerinde açık şekilde terör örgütünün uzantısı olan, sırtını teröristlere dayayan bir partinin varlığını sürdürmesi mümkün değildir. HDP’nin bir siyasi parti değil, terör örgütü PKK’nın uzantısı olduğu kesindir. Bu zaten biliniyordu, şimdi Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının hazırladığı iddianame ile birlikte daha da netleşmiş ve ayrıntıları ortaya çıkmıştır. HDP denilen parti, terör örgütü PKK’dan aldığı talimatla hareket etmektedir.

Nitekim 6-8 Ekim olayları, bu parti görünümlü terör yuvasının marifetiyle bir başkaldırı olarak planlanmıştır. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, olayların çıkmasında doğrudan payı bulunan 108 kişi hakkında 30 farklı suçtan dava açmıştır.

Bunların en azılılarından birisi de CHP’nin ve İYİ Parti’nin destekleyip sempati beslediği terörist Selahattin Demirtaş’tır.

TARİHİ FIRSAT

MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli yaptığı açıklamada, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının hazırlamış olduğu kapsamlı iddianamenin Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilmesinin bölücülükle ve terörizmle hesaplaşmak adına tarihi bir fırsat olarak değerlendirilmesi gerektiğini söylemiştir.

PKK ve FETÖ’nün yaptıkları kalleş iş birliği ayrıntılarına da dikkat çekmiş ve çok önemli tespitler yapmıştır. Nitekim 14 Nisan 2009 tarihinde yapılan KCK operasyonlarıyla tutuklanan bölücülerin 30 Mart 2014 mahalli idareler seçim sürecinde kuşkulu şekilde tahliye edilmelerinin bir tesadüf olmadığı, tahliye edilenlerin 6-8 Ekim olaylarının sevk ve idare merkezinde konuşlanmaları ile belgelenmiştir.

HALKI SOKAĞA DAVET SUÇTUR

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 6-8 Ekim olaylarının çıkmasında doğrudan payı bulunan 108 kişi hakkında 30 farklı suçtan dava açması, terörün bütün unsurları ile temizlenmesi için bir dönüm noktasıdır. Sayın Bahçeli’nin de belirttiği gibi, terörist Demirtaş’ın 30 Eylül 2014 tarihinde yaptığı direniş çağrısı, 6 Ekim 2014 tarihinde KCK’nın sözde Türkiye sorumlusu bir teröristin de katıldığı HDP’nin MYK toplantısında alınan bir karardır. Halkın sokağa daveti, suçu ve suçluları tevsik etmektedir. HDP, DTK, DBP, HDK, PKK, YPG ittifak hâlinde Türkiye’ye meydan okumuş, ateşli silahlarla, bombalı suikastlarla, nefret söylemleriyle ve organize şekilde milli varlığımıza saldırmışlardır. Bunların ikmali, tahkimi ve takviyesi de FETÖ tarafından yapılmıştır.

ANAYASA NE DİYOR?

Artık her şey ortadadır ve hiç kimse demokrasi ve özgürlük kisvesiyle HDP denilen terör partisini ve 6-8 Ekim şiddet olaylarının faillerini aklamaya, haklı çıkarmaya kalkışmamalıdır. Buna yeltenen kim varsa, suça iştirak etmiş sayılacaktır. PKK/KCK’nın kuklası olan HDP ve diğer marjinal terör partileri Anayasa’nın 68’inci maddesinin 4’üncü fıkrasını açıkça çiğnemişler ve suç işlemişlerdir. Bunun yanı sıra Anayasa’nın 69’uncu maddesine göre, bölücülüğün ve terörün odağı hâline gelmiş partilerin kapatılması inkâr edilemez bir amir hükümdür.

HDP, BÖLÜCÜLÜĞÜN BEDELİNİ ÖDEMELİ

Sayın Bahçeli, bundan sonra yapılması gerekenleri de ayrıntılı olarak ortaya koyup yol göstermekle kalmamış, gerekirse parti olarak da harekete geçileceğini Türk milleti ile paylaşmıştır: “HDP, 6-8 Ekim olaylarının, hendek terörünün ve bölücülüğe mihmandarlık yapmasının bedelini kanun, millet ve tarih önünde kesinlikle ödemelidir.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, bilhassa 6-8 Ekim olaylarıyla ilgili hazırlanan ve hukuken açık ihbar niteliği taşıyan iddianameyi temel alarak HDP hakkında acil ihtiyaç olan kapatma davasını süratle açabilecektir. Şayet kapatma davasının açılması tavını kaybedip tavsamaya havale edilirse, Milliyetçi Hareket Partisi, Siyasi Partiler Kanunu’nun 100’üncü maddesine müzahir olarak gereğini zamanı geldiğinde inanmışlıkla yapacaktır. CHP’nin, İYİ Parti’nin itirazları suç ve suçluyu koruma mahiyetindedir. Bunun yanında teröre yardım ve yataklık olarak da ayrıca ele alınmalıdır. Bilinmelidir ki, Türkiye bölücülükle hesaplaşmadan, terörün kökünü kazımadan istiklal haklarını, istikbal haysiyetini güvenceye alamayacaktır.”

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.