Maksat hasıl olmuştur

Orhan KARATAŞ

Türkiye açısından büyük önem taşıyan ve Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD Başkanı Trump’la görüşmesi ve yapılan açıklamalar, ziyaretin ne kadar doğru olduğunu net olarak göstermiştir. Sayın Bahçeli, “Sayın Cumhurbaşkanının Türkiye’nin milli tez ve politikalarını yeri ve zamanı geldiğinde muhataplarına anlatmasının neresi mahsurludur?” demişti. Bu sözün ne kadar haklı ve isabetli olduğu sonuçlarıyla birlikte ortaya çıkmıştır.

GÜNAH BİZDEN GİTTİ

Hiç dolandırmadan söyleyelim: Bu ziyaret beklenenin de ötesinde olumlu, faydalı ve verimli geçmiştir. Bunu söylerken, Trump’ın tavır değiştirdiğini, ABD’nin yola geldiğini iddia etmiyoruz. Hatta ABD’nin tavrında ve tutarsız, güvenilmez, rezil politikalarında fazla bir değişiklik de beklemiyoruz. Ama bütün dünya Türkiye’nin haklılığını, yaptıklarının doğruluğunu, söylediklerinin isabetini görmüş ve kabul etmese de anlamıştır. Bundan sonra Türkiye’ye karşı yapılacak yanlışlar, söylenecek sözler havada kalmaya mahkûmdur ve dün de belirttiğimiz gibi günah bizden gitmiştir.

ZİYARETİN NET SONUCU

Türkiye konusunda ABD’nin, Trump’ın, senatörlerin ve onlarla paralel hareket eden başta Fransa olmak üzere Avrupa ülkelerinin itiraz ettikleri, karşı çıktıkları her şey çürütülmüş, işin gerçeği dünyaya bir defa daha net şekilde anlatılmıştır. Bu ziyaretin en önemli kısmı, en büyük kazancı ve en net sonucu budur. Yalan ve iftira üzerinden bir Türkiye karşıtlığı götürülüyor. Emperyalist emellerini gizlemek için kirli oyunlar oynuyor, sonra da dönüp bizi suçluyorlar. Bu da yetmiyor, alçakça yaptırım tehditlerinde bulunuyor, hatta bazı adımlar atıyorlar. Trump’la yapılan görüşme öncesinde ön yargılar ağır basıyordu. Yürütülen yalan ve iftira kampanyasının devam ettirileceği, Türkiye’nin köşeye sıkıştırılacağı zannediliyordu.

YALANLAR ÇÜRÜTÜLDÜ

Görüşme ve sonrasında yapılan açıklamalar, Türkiye ile meselesi olan herkes için unutulmaz bir ders olmuştur. Bütün dünya bu görüşmeye ve açıklamalara kilitlendiği için, söylenenleri kesme, çarpıtma, karartma imkânı da bulamadılar. Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan sözünü esirgemedi, en küçük bir taviz vermedi. Türkiye’nin duruşunu ve kararlılığını sadece masada değil, verdiği mesajlarda da gösterdi. Yalanlar çürütüldü, iftiralar tersine döndü, yakıştırmalar boşa çıktı. Bizim ülke olarak şu anda en çok ihtiyacımız olan şey buydu ve bu imkân çok iyi, çok doğru kullanıldı.

VERİLEN MESAJLAR

Sayın Erdoğan’ın görüşmeye çok hazırlıklı gittiğini, Türkiye’nin her yaptığında, her söylediğinde ne kadar haklı olduğunu gösterecek bilgi, belge ve dokümanları paylaşarak hiç boşluk bırakmadığını, büyük bir memnuniyetle gördük. Trump’ın yazdığı rezil mektup iade edilmiştir. Bunun dışında ne dedilerse cevabını aldılar, neye itiraz ettilerse haksız olduklarını bizzat yaşadılar. Türkiye bir devletle, bir milletle değil, terörle mücadele ediyor. Bunun böyle olduğu ispatlanmıştır. PYD-YPG’nin PKK uzantısı bir terör örgütü olduğu, Mazlum Kobani kod adlı teröristbaşının, Kandilli katillerden hiçbir farkı bulunmadığı belgeleriyle ortaya konulmuştur. Daha da ileri gidilerek ABD istihbaratının raporlarıyla bu katilin sicili bütün dünyaya gösterilmiştir. Böyle bir eli kanlı canavarla ABD’nin muhatap olmasının, Trump’ın mektup yazmasının yanlışlığı yüzüne karşı net şekilde ifade edilmiştir. DEAŞ terör örgütü ile tam ve bedel ödeyerek mücadele eden tek ülke Türkiye’dir. Buna rağmen PKK uzantısı terör örgütü ile iş birliği yapılması bir kepazeliktir ve bu mesaj verilmiştir. DEAŞ’lı teröristlerin, vatandaşı oldukları ülkelere gönderilecekleri bir defa daha teyit edilmiş ve sonuç vermiştir.

FETÖ, ABD’NİN UTANCIDIR

Türkiye’nin güvenli bölge ile ne yapmak istediği, bunun hem orada yaşayan mazumlar için, hem ülkemizin güvenliği için, hem Suriye’nin bütünlüğü için, hem de bütün dünyanın geleceği için ne kadar önemli, ne kadar hayati olduğu gösterilmiş ve haklılığımız tescil edilmiştir. Ülkemizdeki mülteciler için yaptığımız fedakârlığın, dünyanın ve özellikle Avrupa’nın huzuru ve güvenliği bakımından ne anlama geldiğini ve bu konuda adım atmaları gerektiğini herkes bir defa daha anlamıştır. Trump da, Avrupa’nın ikiyüzlülüğüne dikkat çekme ihtiyacı hissetmiştir. FETÖ’nün elebaşının ABD’de barınıyor olması, bir utanç tablosudur. Bu kepazelik de hiç eğmeden bükmeden gözünün içine bakılarak Trump’ın önüne konulmuştur.

S-400’LERDE HAKLIYIZ

S-400’ler konusunda ABD’nin rahatsızlığını bu ziyaret sırasında bir defa daha gördük. Ancak, bu konuda da ne kadar haklı olduğumuzu bizzat Trump’ın ifadeleri ortaya koymaktadır ki, bu hatırlatma kendisine yapılmıştır. Aynı şekilde F-35 üretiminde Türkiye’nin üretim ortağı olduğunu bizzat Trump itiraf etmek zorunda kalmıştır. Görüşme sırasında ve sonrasında Trump’ın Sayın Cumhurbaşkanına ve Türkiye’ye övgülerde bulunmasını, NATO içindeki etkimizi ve gücümüzü hatırlatmasını, bütün dünyanın kıskançlıkla izlediği kanaatindeyim. Ancak, bu durum Trump’ın şimdiye kadar yaptığı yanlışları ortadan kaldırmadığı gibi, terör örgütleri ile olan ilgi ve ilişkileri için net ve beklentilerimizi karşılayacak bir şey söylenmediği gerçeğini de değiştirmemektedir.

OLUMLU GELİŞME

Söyleyeceğimizi söyledik, haklılığımızı bütün dünyaya açık şekilde anlattık ve kararlılığımızı ortaya koyduk. Nitekim, ABD Temsilciler Meclisinin Ermeni iftiraları ile ilgili rezil kararının, Sayın Erdoğan’ı dinleyen ve daha önceki açıklamalarında Türkiye’ye karşı açık bir düşmanlık sergileyen Senatör Lindsey Graham tarafından bloke edilmesi, çok olumlu bir gelişmedir. Eğer samimi olur, teröristlerle iş birliğinden vazgeçer, Türkiye ile iş birliğinde üzerlerine düşeni yaparlarsa ne ala, aksi halde biz bildiğimizden geri durmayız. Bu ziyaretin mesajı da, sonucu da budur.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.