MHP’nin seçim vaatleri arasında yer alan şartlı salıverme düzenlemesi, uzun görüşmelerden sonra Mecliste kabul edilerek yasalaştı. 90 bin mahkûmun tahliyesini sağlayacak, 110 bin mahkûmu da doğrudan etkileyen kanunun Türk milletine, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne ve faydalanacak olan herkese hayırlı olmasını içtenlikle diliyorum. Bu kanun, bir af değildir. Adı üzerinde şartlı tahliyedir ve yeni bir infaz düzenlemesi getirmektedir. Şartlı ceza indiriminden faydalanan tutuklu veya hükümlü, cezanın bitim tarihine kadar hapis cezasını gerektiren herhangi yeni bir kasıtlı suç işlemesi halinde, yapılan indirim geri alınarak, işlemiş olduğu yeni suçun cezası ile birlikte cezası infaz olunacaktır.
TOPLUMSAL BARIŞA KATKI
Kanun çok ciddi ve ivedi bir sosyal soruna çare olacak ve toplumda büyük bir rahatlama sağlayacaktır. Maksadı budur, bizim de inancımız ve beklentimiz bu yöndedir. Cezaevleri kapasitelerinin çok üzerinde bir doluluk oranına sahiptir. Bunun çok yönlü sakıncaları vardır. Kaldı ki, koronavirüs salgınına bağlı olarak yeni ve ivedi bir sakınca daha ortaya çıkmıştır. Salgının cezaevlerine de ulaştığı ve 3 mahkûmun hayatını kaybettiği, Adalet Bakanı tarafından açıklanmıştır. Yeni hapishaneler açarak toplumsal barışı sağlamak da, olayın insani yönünü hafifletmek de, cezaevlerindeki sıkıntıları gidermek de mümkün değildir. Şartlı salıverme bütün bu sorunlar karşısında bir çıkış yolu olarak MHP tarafından gündeme getirilmiştir. Gerekçeleri ayrıntılı biçimde izah edilmiş ve kamuoyuna sunulmuş ve bir kanun teklifi olarak TBMM Başkanlığına verilmişti. Kanunlaşan düzenleme MHP’nin hazırladığı teklif değildir, ama büyük benzerlikler içermekte ve asıl maksadı karşılamaktadır. Zaten MHP ve AK Parti milletvekillerinin ortak imzası ile Meclise sunulmuş, yine bu iki partinin desteği ve gayreti ile kanunlaşmıştır. Bu arada MHP’nin kendi teklifini geri çektiğini de hatırlatalım.
SINIRLARI ÇOK İYİ BELİRLENDİ
Hiçbir siyasi parti böyle bir kanuna ihtiyaç olmadığını, bu tür bir düzenlemeye gerek bulunmadığını söylememiştir. CHP ve yancıları durumu fırsat sayarak teklifin görüşmeleri sırasında PKK ve FETÖ terör örgütlerini de kapsama dâhil etmeye çabalamışlardır, bunu başaramayınca da ipe sapa gelmez şeylerle istismar, yalan ve iftiranın zirvelerinde dolaşmış, belli kesimleri tahrik etmeye uğraşmışlardır. CHP ve yancılarının bu tavırlarını hâlâ sürdürdüklerini, meseleyi başka yerlere çekmeye ve kamuoyunda yanlış algılar oluşturmaya uğraştıklarını ibretle görüyoruz. Kanunla neyin hedeflendiği son derece açık ve nettir. Belli şartlara bağlı olarak ceza indirimi öngörülmektedir. Sınırları çok iyi belirlenmiştir.
KAMU VİCDANI RAHATLATILDI
Türkiye’de artık yeni bir hükümet sistemi vardır ve bunun ülkeyi her alanda nasıl rahatlattığını bizzat yaşayarak görüyoruz. Daha hızlı kararlar alınıyor ve uygulanıyor. Bu köklü siyasal değişikliğin gerektirdiği toplumsal uzlaşı ve barış ortamı da bu kanunla birlikte sağlanacaktır. Cezaevleri rahatlayacak ve yoğunluğun barındırdığı tehlikeler, istismar veya provokasyon ihtimalleri tamamen ortadan kalkacaktır. Bunun yanında devletin görevleri arasında yer alan, insan onuruna yakışır şartların sağlanması da mümkün hale gelecektir. Bütün bunlar şartlı salıvermenin caydırıcılığı ile birlikte ıslah fonksiyonunun daha iyi işlemesine de çok önemli katkı yapacaktır. Yargının FETÖ/PDY mensubu hâkim ve savcılar tarafından ne hallere düşürüldüğü, ayrıntıları ile birlikte ortaya çıkmıştır. Bu düzenleme ile birlikte bu örgütün yargıda oluşturduğu mağduriyetlerin telafisi için de bir imkân doğmuştur. Teklif gündeme geldiği zaman, yine bazı çevreler kasıtlı olarak kamu vicdanını rahatsız edecek suçların da kapsama alınacağı iddialarında bulunarak bir zihin bulanıklığı oluşturmaya çalıştılar. Kamu vicdanını yaralayacak, ülke bütünlüğüne zarar verecek her ihtimal düşünülmüş ve bunların tamamı tek tek sayılarak kapsam dışı bırakılmıştır. Son derece ayrıntılı, ihtiyaca uygun ve maksadı karşılayacak düzenlemeler yapılmıştır.
SAYIN BAHÇELİ’NİN KATILIMI
Teklifin hem komisyondaki, hem genel kuruldaki görüşmeleri sırasında MHP yüksek bir katılımla destek verdi. Bazı maddeler, gelen itirazlar ve toplumsal ihtiyaçlar dikkate alınarak yeniden düzenlendi. MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli, görüşmelerin son gününde bizzat Meclise gelerek oturumlara katıldı ve oy kullandı. Millet iradesi her şeyin üzerindedir. MHP milletten aldığı yetki ile millete verdiği sözü yerine getirmiştir. Sayın Bahçeli aynı zamanda FETÖ ve PKK terör örgütlerinin özellikle sosyal medya üzerinden çıkardıkları alçak dedikodulara da açık bir cevap vermiş ve parti olarak da, lider olarak da dimdik ayakta ve Türk milletinin hizmetinde olduklarını ve bunu hiçbir şeyin değiştiremeyeceğini dosta düşmana bir defa daha göstermiştir.