Seçim günü yaklaştıkça işin rengi ortaya çıkmaya başladı. Cumhur ittifakının ve bu ittifak içindeki MHP'nin 24 Haziran seçimlerinin yıldızı olacağı artık belli olmuştur. Bu durum hayatın akışına da, siyasetin gerçeklerine de, ülkenin şartlarına da son derece uygundur ve olması gerekendir. Sıfır ihtimal dahi olsa, aksi bir durum devletin yıkımı, milletin intiharı, Türkiye'nin felaketi olur.
5 BENZEMEZİN HAZİN DURUMU
PKK uzantısı HDP'yi merkezine yerleştiren sözde ittifakların ülkeyi yönetmeye talip olması dahi, başlı başına vahamettir ve kabul edilemez bir durumudur. Adına "millet ittifakı" dedikleri, aslı "PKK uzantısı HDP ittifakı olan" siyasi blokun söylemleri, tam bir çıldırmışlık görüntüsü vermektedir. Alayı birden HDP'ye teslim olmuşlardır. Meydanlarda kullandıkları dil son derece yıkıcı ve yaralayıcıdır. Ülkenin kahraman komutanları dahi net şekilde hedefe konulmuş ve hücum edilmiştir. Bunun yanında 5 benzemezi oluşturanların hiçbirinden, FETÖ ve PKK terör örgütleriyle ilgili açık ve kesin bir ifade duyan olmamıştır. Hep etrafından dolanıyor, görmezden geliyor ve böyle bir tehlikeyi yok sayarak, bu hanilere yol veriyorlar. Bu hazin durum aynı zamanda bunları kimin biraraya getirdiğini ve neyin hedeflendiğini de belgelemektedir.
GÜVEN VEREN EHİL KADROLAR
Neresinden bakılırsa bakılsın bu ülkenin tek ve değişmez adresi Cumhur ittifakı ve bu ittifakın mimarı olan MHP'dir. MHP sıradan bir siyasi parti değildir. Bu milletin özü, bu devletin varlığının ve bekasının teminatı, bu bayrağın yılmaz ve yorulmaz savunucusudur. Bu dün böyleydi, bugün de böyledir, yarın da böyle olacaktır. Ancak, bu seçimler öncesinde çok daha bir önem ve anlam kazanmıştır. Türkiye bir kuşatmaya alınmıştır. Bütün terör örgütleri faaldir ve sahipleri tarafından saldırmaları için görevlendirilmişlerdir. 15 Temmuz gibi dünyada eşi benzeri görülmemiş bir ihaneti yaşadık. Böyle bir kalleşliğin bir daha olmayacağının hiçbir garantisi yoktur. MHP her zaman olduğu gibi yine, ortaya çıkmış, risk almış, "önce ülkem" demiştir. Cumhur ittifakı bunun sonucudur. Cumhur İttifakı, gücünü millet aklından alan, ufkunu istikbalin aydınlığıyla aralayan tarihi bir uzlaşma, milli bir anlaşmadır. Türkiye çok cepheli saldırı ve tahriklerle boğuşurken, tesis ve temin edilmiş Cumhur İttifakı milli istiklalin güvencesi, milli iradenin ümit çeşmesi, kucaklaşma zeminidir. MHP bu ittifak içinde kendi amblemi ve kendi listeleri ile seçime girmektedir. Çok dikkatli seçilmiş, güven veren, ehil, liyakatli, dürüst, genç, dinamik, bilgili ve donanımlı isimlerden oluşan bir milletvekili listesi hazırlanarak, milletin huzuruna çıkılmıştır. Nitekim, millet MHP adaylarını bağrına basmış ve büyük bir ilgiyle sahiplenmiştir.
FİTNECİLER BOŞ DURMUYOR
Gerçek budur. Ancak, özellikle kamuoyu araştırmacısı görünümlü bir takım hokkabazlar bu gerçeği saklamak ve milleti yanıltmak için olağanüstü çaba içerisindedirler. Diğer taraftan fitne kazanı kaynamakta ve akla ziyan iddialar ortaya atılmaktadır. Seçim sonuçları, milletin ilgi ve alakası, meydanlar tam aksini haykırıyor olmasına rağmen, hala MHP ile Kürt kökenli kardeşlerimiz arasında sorun varmış gibi göstermeye çalışan alçakları ibretle izliyoruz. Bunu her kim söylüyorsa, haindir, alçaktır ve terör örgütlerinin sözcüsüdür. Sureti haktan görünen bazılarının da bu ihanet kervanına katılması ayrıca dikkat çekicidir. Diğer taraftan ittifak ruhuna dikkat etmek, fitne ve fesada meydan vermemek, sadece MHP ve MHP'lilerin değil, aynı zamanda AKP'nin de görevidir.
MHP TÜRKİYE'NİN DENGESİDİR
Seçim sonrasında bambaşka bir tablo ortaya çıkacak ve yeni bir dönem başlayacaktır.MHP'nin güçlü bir şekilde mecliste temsil edileceğinden en küçük bir kuşkumuz yoktur.Hükümet kurma görevi Cumhurbaşkanında olacaktır. Sayın Erdoğan'ın nasıl bir hükümet kuracağı kendi bileceği iştir. Ancak yaptığı bazı açıklamaların satır aralarında, MHP'ye özel bir vurgu olduğunu görüyoruz. Türkiye'nin MHP'siz yönetilemeyeceğini artık sayın Erdoğan'da biliyor ve çok iyi görüyor. MHP Türkiye'nin dengesidir. Birliğin, beraberliğin, kardeşliğin adresidir. Birbirinden ayrılması imkansız olan demokrasi ve milliyetçiliğin, asla yıkılmayan kalesidir. Yaptıklarının söylediklerinin isabeti ve faydası defalarca kanıtlanmıştır. Kandil'e Türk bayrağı dikilmesi bunun en son ve en çarpıcı örneklerinden birisidir.
MUTLAKA SANDIĞA GİDİLMELİ
Artık son 10 güne girilmiştir. Geri sayım başlamıştır. Artık görev ve yetki Türk milletindedir. Sayın Devlet Bahçeli'nin İzmir'den yaptığı çağrıyı bir defa daha hatırlatıyorum: "Her kardeşim, her vatandaşım 24 Haziran'da mutlaka sandığa gitmeli, demokratik görevini yapmalı, oyunu kullanmalı, iradesini göstermelidir. Eğer tarihi demokrasi görevi ihmal edilirse fırsatçılara gün doğacak, sandık neticeleri şaibe ve soru işaretleriyle tartışmaya açılacaktır. Bu doğru değildir. Bu meşru da değildir. Sandığa gideceğiz, Türkiye'nin geleceğine oy vereceğiz. Sandığa gideceğiz, Cumhur İttifakı'na destek vereceğiz. Sandığa gideceğiz, çözülmemizi bekleyen, düşmemizi gözleyen, birbirimize girmemizi projelendiren husumet yuvalarına, haysiyet yoksunlarına tarihi bir ders vereceğiz. Meclis'in güçlü olması için MHP'yi yükselteceğiz. Türk milletinin rahat bir nefes alması için MHP'yi hak ettiği mevki ve zirvelere taşıyacağız."