Milli güvenlik tehdidi

Orhan KARATAŞ

Türkiye büyük ve amansız bir beka mücadelesi veriyor. Barış Pınarı Harekâtı’ndaki başarımız ve Doğu Akdeniz’deki duruşumuzla tarihin akışını değiştiriyoruz. Kirli oyunlar bozuluyor. Türkiye, bölgesinde ve dünyada daha etkin ve saygın bir konum kazanıyor. Londra’daki NATO zirvesinde bunu bir defa daha test ettik ve onayladık. Bizimle zıtlaşarak, restleşerek, yaptırım tehditlerinde bulunarak bir yere varamayacaklarını görenler, uzlaşma, anlaşma yolları aradılar. Bu kararlılığı sürdürürsek, tekliflerimizi dikkate almak, beklentilerimizi karşılamak zorunda kalacakları muhakkaktır.

TEK MESELESİ DEMİRTAŞ

Türkiye’nin bu başarılarının ülke ve millet düşmanlarını rahatsız etmesi gayet doğaldır. Bizi her zaman üzen şey, CHP gibi köklü bir partinin de bu olumlu gidişattan rahatsız olmasıdır. Bunu ne anlayabiliyoruz, ne kabul edebiliyoruz, ne de içimize sindiriyoruz. Bu kadar hayati bir süreçten geçerken, CHP’nin başındaki Kılıçdaroğlu’nun partisinin grup toplantısındaki gündemine bakar mısınız? Konuşmasının tamamını, Türkiye’yi karalamaya, şikayet etmeye ve terör örgütlerine sahip çıkıp, destek vermeye ayırıyor. Son grup toplantısında, Selahattin Demirtaş’a sahip çıktı ve “Seversiniz, sevmezsiniz. Haksız ve hukuksuz yere hapiste yatıyor. Yatmasının nedeni ‘Seni başkan yaptırmayacağız’ demesi. İnsan haklarını, demokrasiyi, adaleti savunduk; hepimiz için savunduk. Onlar ayrı parti, biz ayrı partiyiz. Demirtaş, beraat ediyor, başka bir davadan hemen mahkûm ediyorlar. Neden? Hapiste kalsın diye” dedi.

DEMİRTAŞ’IN YARGILANMA SEBEPLERİ

Diyarbakır’daki, çocukları dağa kaçırılan analar için demokrasiyi, adaleti savunmak, insan haklarından yana olmak akıllarına gelmez. Şehit anaları için kıllarını kıpırdatmazlar. Ama ne zamanki bir bölücü, bir hain, bir terör uzantısı söz konusu olursa, Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP’si seferber olur. Selahattin Demirtaş, haksız ve hukuksuz yere hapis yatıyormuş. Bunu bir Kandil’deki katiller ve onların siyasi uzantıları, bir de Kemal Kılıçdaroğlu ve taifesi söylüyor. Kemal Kılıçdaroğlu’nin kimi savunduğunu, neye hizmet ettiğini daha iyi anlayabilmek için Selahattin Demirtaş’ın neden yargılandığını, iddianameyi hatırlatarak bir defa daha ortaya koyalım: Doğrudan Kandil katillerinden emir almakta, onların talimatlarını yerine getirmektedir. TBMM’deki faaliyetlerinde tamamen PKK’nın elebaşlarının emirlerine göre hareket etmektedir. PKK’nın kongresinde siyasi alan sorumlusu olup, yapılandırmada 21’inci sıradadır. 6-8 Ekim olaylarının baş sorumlusudur. “PKK sizi tükürüğüyle boğar”, “PKK/PYK özgürlük savaşçısı”, “Biz, PKK’yı terör örgütü olarak tanımlamıyoruz”, ‘’TSK kaybedecek, PKK kazanacak’’, “PKK’lıların cenazesine gitmeyen HDP’li milletvekilleri hakkında soruşturma açacağım”, “Kürdistan’ın yönetim modelini tartışacağız. Artık gelecek yüzyılda Kürdistan kurulacak”, “Başkan Apo’nun heykelini dikeceğiz” diyen birisi teröristtir. Devlete meydan okuduğu, ihanet ettiği, terör örgütünden talimat aldığı, sözcülüğü ve savunuculuğu yaptığı için Anayasa ve kanunlarımızın gereği olarak yargılanmaktadır. Kemal Kılıçdaroğlu’na göre eğer bütün bunlar haksızlık ve hukuksuzluk ise, hak ve hukuk nedir?

KILIÇDAROĞLU KİME HİZMET EDİYOR?

MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli de bize verdiği röportajda, CHP’nin bu hazin durumunu ayrıntılı olarak değerlendirdi. Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP’sinin nereye gittiğini anlayabilmek için bir defa daha hatırlatmanın çok faydalı olacağı kanaatindeyim: CHP Genel Başkanı siyaseti körleştiren ve kötüleyen bir zihniyet ve dibe battı. Ülkemizin içeride istikrarsızlaştırılması, dışarıda da itibarsızlaştırılması için kaygı verici bir arayışın içine gömüldü. Düşünebiliyor musunuz, Türkiye’de can ve mal güvenliğinin olmadığını söylüyor. Bu Kılıçdaroğlu kime hizmet ediyor? Kimlerin hesabına çalışıyor? Dünyanın hangi demokratik ve medeni ülkesinde devletini/ ülkesini karalayan, kundaklayan ve hassasiyetlerini kurcalayan bir muhalefet anlayışı vardır? İşi gücü yalan dolan. Terör örgütleriyle al takke ver külah içinde. FETÖ’ye tamam demiş, bunu bizzat kendi partisinde üst mevkilerde bulunan siyasetçiler itiraf ediyor. Pensilvanya’yla uzaktan paslaşıp, yakından temas kuruyor. PKK ve YPG, Kılıçdaroğlu’nun aklını başından almış, oyuncağa çevirmişler!

BÖLÜCÜLERLE AYNI HİZADA

Kılıçdaroğlu yönetimindeki CHP, Türkiye’nin karşısındaki mihrak haline gelmiştir. Kaynağından ve kökünden tamamen kopmuştur. Atatürk’ün mirası yağmalanmıştır. Yabancı başkentlerin esaretine giren bir CHP söz konusudur. Bununla birlikte muhasım lobilerin tasallutu altındadır. Kılıçdaroğlu günden güne erirken, Türkiye’nin siyasi ve toplumsal dengelerini de bozmanın çabasındadır. Bu Kılıçdaroğlu’nun günahları saymakla bitmez. HDP’ye kucak açıp, Atatürk sevdalılarını dışlayan, bölücülerle aynı hizaya girip milli birlik ve kardeşliği dinamitleyen, CHP’nin başındaki zattır. Muhtelif ülkelerdeki muhalefet yöntemlerini yaralayıcı ve sarsıcı bir dille sahip çıkan, hakaret ve hıyaneti allayıp pullayan bellidir. Hatta sekiz ülkede baş gösteren siyasi ve toplumsal infiallerin bir benzerini, bir melez halini Türkiye’ye taşıma emelinde ve hevesinde olan sorumsuz birisiyle milletimiz karşı karşıyadır. Bu nedenle demiştim ki, Bolivya’yı Türkiye’ye taşımaya niyet edenler bedelini ağır öder. Kılıçdaroğlu denetim ve kontrolden çıkmıştır. Türkiye’yi uçuruma çekmek maksadıyla yaptığı çirkeflikleri ve çirkin siyaseti milletimiz reddetmektedir. Bizim dışarıdan gördüğümüz budur. Süreç nasıl ilerler bilemem, çok da dert etmem. Su akar, mecrasını bulur. Fakat bir gerçeğin altını tekraren çizmek isterim: Kılıçdaroğlu, millî güvenlik sorununa dönüşmüştür. CHP’nin gelenekleri ve gerçekleri, bu şahsı artık taşıyamıyor.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.