Koronavirüs salgını sadece günlük hayatımızı değil, manevi dünyamızı da etkiledi. Bu yıl ramazan ayını buruk geçirdik. Camilerimiz kapalı kaldı. Cuma ve teravih namazları kılınmadı. Yarın sabah bayram namazını da camilerimizde kılamayacağız. Diyanet İşleri Başkanlığı her ilin bayram namazı saatinde minarelerden tekbirler getirileceğini açıkladı. Din İşleri Yüksek Kurulu da, bayram namazı vaktinde evlerimizde 2 rekât veya 4 rekât Allah rızası için ‘duha namazı’ kılabileceğimiz tavsiyesinde bulundu.
VİRÜSLE SINAVDAYIZ
Bugünler geçecektir. Ümidimiz ve dileğimiz, Kurban Bayramı’nı normal şartlar içinde idrak edebilmektir. Hepimize görev düşüyor. Millet olarak şu ana kadar bazı aksamalar olsa da güzel bir sınav verdik. Virüsü dünyada en hızlı ve en az hasarla kontrol altına alabilen ülkelerin başında geliyoruz. Hiçbir şeyin sıkıntısını çekmedik. Bunda elbette alınan tedbirlerin, sağlık çalışanlarının olağanüstü gayretinin, yeterli imkânlara sahip olmamızın büyük etkisi olmuştur. Ama bizler de Türk milleti olarak mücadeleyi kolaylaştırmak, sonuç almak ve bu beladan bir an önce kurtulabilmek için elimizden geleni yaptık ve bundan sonra da buna devam edeceğiz. Yeni normalleşme başlamıştır, bunun daha da hızlanması için sosyal mesafeye, maske takmaya ve temizliğe dikkat edip, bu beladan bir an önce kurtulmaya yardımcı olacağız. Kayıplarımızın en kısa zamanda telafi edileceğine olan inancımız tamdır. Bu salgın sonrasında kurulacak yeni dünya düzeninde, çok daha etkili ve iddialı şekilde yerimizi alacağımızı da memnuniyetle görüyoruz.
CHP VE YANCILARI RAHAT DURMADI
Böyle zor bir zamanda istenir ve beklenir ki, birlik beraberliğimiz tam olsun. Özel hesaplar, siyasi endişeler bir kenara bırakılsın ve herkes yapıcı bir tavır ortaya koyup, mücadeleye yardımcı olsun. Ne yazık ki CHP ve yancılarından bunu göremediğimiz gibi, bir de zorlaştırmak, karartmak, yanıltmak ve yeni sıkıntılar çıkarabilmek için ellerinden geleni yaptılar. Milletten alamadıklarını, bu defa da virüsten beklediler. Bu çok acı ve kabul edilemez bir durumdur ve Türk milleti günü ve zamanı geldiğinde bunun hesabını soracaktır.
MEYDAN BOŞ DEĞİL
Bu güzel arife gününde fazla siyasi konulara girmek istemiyorum. CHP ve yancıları var oldukça bunları daha çok yazacak, daha çok konuşacağız. Ne onlarda yanlış, yanılgı, haksızlık, yalan ve karalama ve hatta ihanet biter; ne de biz bunlara meydanı boş bırakırız, bildiğimizden, duruşumuzdan, kararlılığımızdan vazgeçeriz. Bu mübarek günlerde camilerimizin minarelerini bile istismar etti, alçaklıklarına malzeme yaptılar. İzmir’deki kepazeliği yapan, bu rezil saldırıyı düzenleyenler her kim olursa olsun mutlaka bulunması ve hesabının sorulması şarttır.
GÜZEL ŞEYLERDEN BAHSEDELİM
Gazeteler üç gün yayınlanmayacak. Dolayısı ile bayram süresince TÜRKGÜN elinizde olmayacak. Bugün daha güzel şeylerden bahsetmek ve bu mübarek günleri önem ve anlamına uygun şekilde geçirmenin çok daha isabetli olacağını düşünüyorum.
Mübarek Ramazan Bayramı’nın Türk ve İslam âlemine huzur, refah ve parlak bir gelecek getirmesini diliyorum. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile kurucu kahramanlara ve arkadaşlarına, bölücü ihanetle mücadele ederken hayatlarını kaybeden asker, polis, korucu ve bütün aziz şehitlerimize, ömrünü Türklük ve Türkiye ülküsüne adamış büyüklerimize Allah’tan rahmet niyaz ediyorum.
AMİN
Sayın Devlet Bahçeli, 10’uncu Büyük Kurultay konuşmasını, merhum şairimiz Arif Nihat Asya’dan esinlendiğini söylediği, hafızalardan çıkmayan, tarihe mal olmuş bir dua ile bitirmişti. Bu duayı tekrar hatırlamanın tam sırası olduğunu düşünüyor ve “amin” diyerek paylaşıyorum:
Biz, kısık sesleriz; minareleri ezansız, gökyüzümüzü bayraksız bırakma Allah’ım.
Müslümanlık ve Türklükle yoğrulan yurdumuzu çaresiz bırakma Allah’ım. Biliyoruz hasma karşı koymasını, bizi cansız bırakma Allah’ım. Bizi sevgisiz, susuz, havasız ve vatansız bırakma Allah’ım.
Bizi yersiz, yurtsuz, yarınsız ve yalnız bırakma Allah’ım. Biz ki, bin yıllık kardeşlik dedik, bizi ayrı düşürme Allah’ım.
Biz ki, bağımsızlıkta karar kıldık, bizi esaret altında bırakma Allah’ım.
Kötülerle mücadelemizde bizi bir başımıza bırakma Allah’ım.
Musibetleri al başımızdan, felaketleri at hanemizden, bizi garip koyma Allah’ım.
Milletimi yaşat, devletimi var et, insanımı huzurlu ve saadetli et; sen bizden yardımını esirgeme Allah’ım.
Bozkurdun başını dik, Ülkücünün alnını açık ve Üç Hilal’in geleceğini kutlu et Allah’ım.
Günahlarımızı affet, bize sevdiklerinden ve sevenlerinden olabilmeyi nasip et Allah’ım.
“Türk milleti sensiz asla.”
Ne mutlu Türk’üm diyene.