Bu seçimler parti meselesi değil, memleket meselesi haline gelmiştir. Herkes kararını ona göre vermek ve ülkesine sahip çıkmak zorundadır. Bu CHP ve İP her şeyden önce kendi seçmenlerine zulmediyorlar.
Bir şehrin kalkınması, gelişmesi, güzelleşmesi, huzuru, refahı ve geleceği için yerel yöneticinin doğru seçilmesi şarttır. Adayın bilgili, birikimli, çalışkan, donanımlı olması çok önemlidir, ancak asla yeterli değildir. Bu özelliklerin yanında zihniyetin de mutlak doğru olması gerekir.Milli duran, milli düşünen, ülkesi ve milletiyle barışık, dürüst ve samimi adaylar, hem bulunduğu şehir, hem ülkeniz için olmazsa olmazdır.Diğer taraftan yerel yöneticinin merkezi idare ile uyumu hem hizmet akışı, hem huzur ve sükunet bakımından tercih sebebidir.
YAPTIKLARI YAPACAKLARININ TEMİNATI
Şimdi bu ölçüleri alalım ve mevcut adaylara uygulayalım. Elbette bütün adayları tek tek sıralamak için ne imkanımız, ne yerimiz var. Ama bir genelleme yapabiliriz. Cumhur ittifakının gösterdiği adayların ortak tarafı, yukarıda sıraladığımız bütün özelliklere neredeyse eksiksiz sahip olmalarıdır. AK Parti kontenjanından gösterilen 3 büyükşehir adayı, MHP’ye bırakılan Adana, Mersin ve Manisa gibi büyükşehirlerin adayları bunun ispatıdır. Tamamı belediyeciliği iyi bilen, devleti tanıyan, kendini kanıtlamış, son derece tecrübeli, saygın, sevilen, dürüst ve samimi insanlardır. Yaptıkları yapacaklarının teminatıdır. Milli duruşlarında, ülke ve millet sevdalarında, merkezi yönetimle uyum ve işbirliği yapma kabiliyetlerinde en küçük bir sorun yoktur. Bu söylediklerimiz Cumhur ittifakının bütün adayları için geçerlidir. Nitekim, isimleri açıklandıktan sonra çok büyük bir kabul görmüş, hemşerileri ile kucaklaşmış ve yola koyulmuşlardır. Seçim faaliyetlerinde projelerini, yapacaklarını, hedeflerini anlatıyor ve destek istiyorlar.
ZİLLETİN YETERSİZLİKLERİ
Diğer tarafta ise adı millet, kendi zillet olan bir ittifak var. Herkes elini vicdanına koysun ve Cumhur ittifakı adayları ile zilletin adaylarını karşılaştırsın. Yukarıda sıraladıklarımız özelliklerin tamamına sahip isim bulmak imkansızdır. İstisna çıkar mı, ondan bile emin değilim.Aralarında terör örgütü ile bağlantılı olanından tutun da, milleti ve ülkesiyle meselesi bulunanlara kadar ne ararsanız var. Çap, kapasite, tecrübe, proje, hedef bakımından son derece yetersiz ve gerideler. Geneli itibari ile ya başka partilerde yer bulamadıkları için sığındıkları yeni adresleri tarafından aday gösterilmişlerdir veya iç hesaplaşmalara bağlı olarak parti yönetimleri özel olarak atamıştır.
FACİA ADAYLAR
Fazla uzağa gitmeye gerek yok. İstanbul, Ankara, İzmir adayları ortadadır. Zilletin Türkiye’nin başkentini yönetmesi için gösterdiği aday bırakın belediyeciliği, hakkındaki iddialarla gündem olmuştur ve işin içinden çıkamamaktadır. İzmir adayı ayrı bir faciadır. Dünyadan habersiz, zihniyeti sorunlu, sicili karanlık, bölücü terör örgütünün hayranı bir şahsiyete, İzmir gibi devasa sorunları bulunan ve özel bir ilgi ve bilgi gerektiren şehre aday gösterilmiştir. Bırakın seçilmesini, böyle birinin aday gösterilmiş olması dahi İzmir için bir zulümdür. İstanbul bir dünya şehridir. Türkiye’nin özeti, ekonominin lokomotifidir. Zilletin gururumuz olan bu şehir için bulduğu aday, daha şimdiden her şeyi bir kenara bırakmış parti için meselelerin odağı haline gelmiştir. Bilgi, beceri, kapasite, çap ve yeterlilik bakımından da son derece zayıftır. PKK uzantısı HDP ile işbirliği yaparak sonuç almaya çabalıyor. Ancak böyle kirli bir ortaklıkta Kandil bağlantılı adaylara ne verdiğini, ne vaat ettiğini bir türlü izah edemiyor.
BEKA SEÇİMİ
Zilletin maksadı, ne halka hizmettir, ne de huzur ve gelişmedir. Tam tersine, bir huzursuzluk, kargaşa, belirsizlik ve gerginlik arıyorlar.Bir hesaplaşma peşindeler. Bunu yapabilmek için de aynı havayı teneffüs etmeye bile tahammülü olmayanlar bir araya gelmiş ve işbirliği yapmışlardır. Bütün terör örgütleri, bütün hain ve bölücü takımı, Türk ve Türkiye düşmanı, tökezlememizi, kendi derdimize düşmemizi isteyen ve bunun için plan yapanlar zilletle beraberdir. Kimi akıl veriyor, kimi algı operasyonu yürütüyor, kimi dışarıdan çomak sokmak için her imkanı kullanıyor. Dolayısı ile 31 Mart yerel seçim olmaktan çıkmış ve bir beka seçimine dönüşmüştür. Bunun dışında söylenen her şey yalandır, plandır, karanlıktır, sorunludur.
CHP VE İP SEÇMENİNE ZULMEDİYOR
Çok şükür Türk milleti de bu seçimlerin önemini ve anlamını fark etmiştir ve kararını ona göre vermiştir. Uzun süredir görmediğim, sosyal demokrat kimliği ile tanıdığım, bürokraside üst kademe görevlerde bulunmuş, devleti iyi tanıyan bir hemşerime tesadüfen rastladım. Kısa bir hal hatır faslından sonra, söz seçimlere geldi. Zillet ittifakından yana tavır koyacağını zannediyordum. Fakat söze çok net girdi ve kestirmeden seçimlerin önemini şu cümlelerle özetledi: Bu seçimler parti meselesi değil, memleket meselesi. Herkes kararını ona göre vermek ve ülkesine sahip çıkmak zorundadır. Bu CHP ve İP her şeyden önce kendi tabanlarına, kendi seçmenlerine zulmediyorlar. Bunu kabul etmek ve onaylamak mümkün değildir.