Yeni bir yıla girmek için artık son 2 günün içindeyiz. Çok zor bir yılı geride bıraktığımız kesindir. Bu zorluk sadece Kovid salgının oluşturduğu olumsuzluklarla sınırlı değildir. Ülke olarak silkinip ayağa kalkmak ve dünyada söz sahibi konuma gelmek için büyük bir hamle içindeyiz. Bu durum hem içerideki, hem de dışarıdaki vatan- millet düşmanlarını çok ama çok rahatsız ediyor. Kudurmuş vaziyetteler ve akla gelebilecek her türlü kalleşliği yapıyor ve yolumuzu kesmek istiyorlar.
GÜÇLÜYÜZ, KARARLIYIZ
ABD’nin yaptırım kararları S-400 bahanesine dayansa da, asıl sebep savunma sanayimizde yaptığımız büyük atılım ve ortaya koyduğumuz yüksek sonuçlardır. AB ülkelerinin tamamı Türkiye’nin bağımsız hareket etmesinden, kendi kendine yetmesinden ve lider ülke yolunda hızla ilerlemesinden dolayı büyük bir telaş içindedir. Savunma sanayiinde ulaştığımız seviyenin bütün dengeleri nasıl değiştirdiğini hem terörle mücadelede vardığımız kesin sonuçla, hem de Azerbaycan’ımızın Karabağ’daki Ermenistan işgaline son vermek için yaptığı harekâtta bütün dünya net olarak gördü ve anladı. Sadece bu kadar da değil, her yerde hakkımızı ve hukukumuzu hiç kimseye minnet etmeden koruyoruz. Kıbrıs’ta Maraş’ın açılması ile yeni bir başlangıç yaptık ve artık Rum oyunlarının işe yaramayacağını, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin bağımsız bir devlet olarak kendi yolunu çizeceğini ilan ettik. Akdeniz’de bize dayatılan haritaları yırtıp attığımız gibi, Mavi Vatan’ımızın bir damla suyundan hiçbir şartta vazgeçmeyeceğimizi bizzat sahaya inerek gösterdik. Buradaki hidrokarbon kaynakları üzerindeki hak ve yetkilerimizi kimin ne dediğine, ne yaptığına bakmadan kullandık ve bunda ne kadar kararlı olduğumuzu bütün dünya gördü ve anladı. Libya ile yaptığımız anlaşmalar bu kararlılığın bir başka göstergesi olurken, aynı zamanda mazlumlara ve Türkiye’ye inanıp güvenenlere de nasıl sahip çıktığımızı da yerkürede yaşayan herkes bir defa daha şahit oldu. Suriye’de kurulan vahşi ve kanlı düzenin karşısına dikilen tek ülkeyiz. Bu ülkenin varlığının ve toprak bütünlüğünün en büyük savunucusuyuz. Bunun bedelini ödüyor olsak da, geri adım atmadık ve atmayacağız.
ŞER CEPHESİ BOŞ DURMUYOR
Yeni yılda da bu kararlı tavrımız hiç şüphesiz aynen, hatta daha da artarak devam edecektir. Doğal olarak karşımızdaki şer cephesi de rahat durmayacaktır. Fransa ve Yunanistan gibi ülkeler zaten açıktan bir düşmanlık içindeler. İsrail’in sinsi planları zaten her zaman devrededir. Ne acıdır ki Mısır, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri gibi tamamen ABD’ye teslim olmuş Müslüman ülkelerdeki diktatörler de, kendi kanlı düzenlerini sürdürebilmek için bu şer cephesinin içinde yer alıp, karşımıza dikilmişlerdir. ABD’nin yeni yönetiminin net olarak nasıl bir pozisyon alacağını henüz tam olarak bilmiyoruz ama önceki açıklamalardan ve alınan ambargo kararından anlaşılan işimizin kolay olmayacağıdır. Aynı şekilde AB tamamen Fransa ve Yunanistan gibi ülkelerin dayatması ile bir yaptırım planı yapmış olsa da, buna cesaret edememişlerdir. Nitekim, yaptırım kararlarının bizim kadar onları da, hatta daha fazlasıyla etkileyeceğinin farkındalar. AİHM’nin terörist Selahattin Demirtaş kararı bir çifte standardın yanında, Türkiye’yi sıkıştırma çabasının tezahürüdür.
YUNANİSTAN TARİHİ UNUTMASIN
Yılın son ayında yaşanan gelişmeler özellikle Fransa’ya sırtını dayayan Yunanistan’ın bundan sonra da rahat durmayacağını gösteriyor. Hızlı ve yüksek miktarda silahlanma gayretine düştüler. Kendi aç karınlarını doyuramıyorlar ama güya Türkiye’ye gözdağı vermeye çabalıyorlar. Akıl ve izan sahibi herkes ne alınan silahların, ne arkalarındaki ağababalarının, ne de içi boş tehdit ve girişimlerin Türkiye’yi hiçbir şekilde etkilemeyeceğini görüyor ve söylüyor. Akdeniz’de hak ve hukukumuzda zerre kadar taviz vermemiz mümkün değildir. Kıbrıs’ta yeni Cumhurbaşkanı ile birlikte yeni bir dönem başlamıştır ve bunun dönüşü yoktur. Ege’de oldubittilere hiçbir şekilde göz yumamayız. Adaların silahlandırılmasına da, kara sularının genişletilmesine de sessiz kalmayacağımız gibi, bunun savaş sebebi olacağını kendilerine bir defa daha hatırlatırız. Yunan çok istiyorsa, kendilerine tarihteki hazin akıbetini bir defa daha yaşatmaktan asla geri durmayız.
TERÖRİST HAFTER, BU CÜRETİ NEREDEN BULUYOR?
Yunanistan’ın bu cesareti nereden bulduğu malumumuzdur. Nitekim, aynı kalleşlik Libya’da terörist Hafter’den de gelmiştir. Türkiye’yi tehdit etmek gibi bir cüret göstermiştir. Bu cüreti kime veya kimlere güvenerek gösterdiğinin farkındayız.
Milli Savunma Bakanımız Sayın Hulusi Akar bizzat Libya’ya giderek, kendisine gerekli cevabı da, mesajı da anlayacağı dilden vermiştir. Bütün bu gelişmeler aynı zamanda yeni yılda da karşımızdaki şer güçlerinin rahat durmayacağını ve yeni kahpeliklere yönelebileceklerini gösteriyor. Su uyusa da düşman uyumuyor. İstediklerini yapabilirler, biz buradayız ve her şeye hazırız. Bizim tavsiyemiz akıllarını başlarına almaları ve Türkiye’nin düşmanlığı yerine, dostluğunu kazanmalarıdır. Gerisini kendileri bilir.