ABD’nin Eski Başkan Yardımcısı ve 3 Kasım seçimlerinde Demokrat Parti’nin başkan adayı Joe Biden’ın Türkiye ve Sayın Cumhurbaşkanı ile ilgili kaba ve alçak değerlendirmeleri ortaya çıktı. Bu sözler, ABD’nin nasıl bir bela olduğunu, Biden denilen bidonun ABD Başkan Yardımcılığı döneminde yaptığı alçaklıkları, başkan seçilmesi halinde de kahpe niyetini açıkça ortaya koymaktadır.
BÖLÜCÜ TERÖRİSTLERİ KAST EDİYOR
Bu adamın Türkiye ile ilgili nasıl bir hain tavır içinde olduğunu, önceki sicilinden çok iyi biliyoruz. Her ne kadar birkaç defa özür dilemek zorunda kalmış olsa da, bir Türk ve Türkiye düşmanı olduğunu hiçbir zaman gizleyememiştir. Nitekim, açıklamalarında da genel olarak ABD’nin, özel olarak da bu ahlaksız adamın Türkiye’ye bakışının ve yaptıkları rezilliklerin tezahürlerini görüyoruz. Bu şerefsizin, “Kürtler” diyerek kutsamaya çalıştıkları asla bizim Kürt kökenli kardeşlerimiz değildir. Bu kardeşlerimiz hiçbir zaman ABD’nin tuzak ve tahriklerine itibar etmişlerdir ve etmeyeceklerine olan inancımız tamdır. Kast edilen bölücü teröristlerdir ki, ABD kanlı emelleri için bu hainleri kullanmaya açık şekilde devam ediyor. Nitekim, Türkiye’nin bölgedeki faaliyetlerini nasıl izole edecekleriyle ilgilenmeleri gerektiğini söylerken, terörle yaptığımız mücadeleyi nasıl engelleyebileceklerini anlatmaya çalışıyor. Kepazelik, şerefsizlik açıkça itiraf edilmektedir.
ARAŞTIRILMASI GEREKEN SÖZLER
Her cümlesi birbirinden vahim olan açıklamalarda çok dikkat çeken ve üzerinde mutlaka durulması, araştırılması ve açıklığa kavuşturulması gereken bir nokta da, “Bence ona Erdoğan›a çok farklı bir yaklaşım uygulamalıyız. Muhalif liderleri desteklediğimizi açıkça göstermemiz lazım. Bir yol haritamızın olduğunu açıkça göstermemiz lazım. Benim yaptığım gibi onlarla doğrudan temasa geçip Erdoğan’ı yenecek duruma gelmeleri için hala var olan Türk liderliği unsurlarından daha fazla verim almalı ve onları güçlendirmeliyiz. Darbe ile değil, seçim süreci ile... Partisi, İstanbul’dan dışarı atıldı” sözleridir.
İŞBİRLİKÇİLER KİMLER?
Bu alçak adam, “benim yaptığım gibi, onlarla doğrudan temasa geçmeliyiz” diyerek, Türkiye’deki işbirlikçilerini ilan etmiştir. Bunların kimler olduğu, daha da güçlenmek için ABD’den neler aldıkları, ne sözler verdikleri mutlaka ortaya çıkarılmalıdır. Darbe denemelerinden sonuç alamadıklarını itiraf ediyor, ama seçim görünümlü darbe planları yaptıklarını saklamıyor. Bu planın bir parçası olarak İstanbul’u göstermesi de ayrı bir skandaldır. İstanbul’dan dışarı atılanlar kimlerdir, içerde kalanlar kimlerdir? İçerde kalanlar şimdi hangi bedeli ödüyor, bu şerefsiz planda nasıl bir rol oynuyorlar? Bu sorular mutlaka, ama mutlaka cevap bulmalıdır.
ALIN SİZE DIŞ MİHRAK
Biden denilen mahlukat, endişeli olduğunu da gizlemiyor. Endişelenmeye devam etsin, zira bu milletin asil evlatları hiçbir zaman bu kirli ve kanlı oyuna gelmeyecek, yapılan tezgahları da sahiplerinin başına geçirecektir. Bu açıklamalar Türkiye üzerinde hangi oyunlar oynandığını, beka sorunumuzun ne kadar ciddi, ne kadar yakın ve ne kadar büyük olduğunu bir defa daha net olarak belgelemiştir. Sayın Bahçeli’nin de belirttiği gibi, bugüne kadar darbelerin, müdahalelerin, krizlerin, terör eylemlerinin ve demokrasi karşıtı arayışların gerisinde kimlerin olduğu da esasen tescillenmiştir. Demokrasiye inanan hiç kimse böylesi korkunç ve şeytani bir emeli cevapsız ve karşılıksız bırakmayacaktır. Dış mihrak tanımlamasının hayali değil hakiki ve sahici bir tespit olduğu somut şekilde tevsik ve teyit edilmiştir.
SORGULAYANLAR KÖTÜ NİYETLİ
Biden’in sözlerinin ABD’nin kanlı niyetlerini ortaya koyduğunun bir başka göstergesi de, benzer değerlendirmelerin daha önce yayımlanan Rand Corporation Raporu’nda da yer bulmuş olmasıdır. Sayın Bahçeli, bu duruma özellikle dikkat çekmiş ve özellikle muhalefet yaptığını söyleyen CHP ve ortakları ile ilgili şu tespiti yapmıştır: “Muhalefet partilerinin eften püften tepkileri, yasak savan açıklamaları, kuşkulu, kuruntulu ve karışık değerlendirmeleri tehdidin büyüklüğü göz önüne alındığında yetersiz niteliktedir. Bu konuşmanın niye bugün tedavüle çıktığını, başka bir ifadeyle zamanlamasını sorgulayanlar başta CHP olmak üzere kötü niyetlidir. Demokrasiden geçinen şarlatanlar, sözde yarım aydın ve yorumcular, sanatçılar, akademisyenler, aynı zamanda zillete düşen muhalefet partileri amalı, ancaklı, fakatlı cümle kurmadan, bu ortamın kime yarayıp yaramayacağını sinsi sinsi analize tevessül etmeden Türkiye’nin tarafında ön şartsız duruş göstermek mecburiyetindedir.”
ALENİ SUÇ
Türkiye tam bağımsız ve bağlantısız bir ülkedir ve hiç kimsenin gücü bunu değiştirmeye yetmeyecektir. Gün milli şuurun sancağı altında toplanma günüdür. Bu ülkenin bağımsızlığından, bu devletin varlığından, bu milletin bölünmez bütünlüğünden yana olan herkesin mutlaka ses vermesi, itiraz etmesi ve bu alçak ve rezil komplolara her ne pahasına olursa olsun set çekmesi şarttır. Türkiye’de millet iradesi tecelli etmiştir ve Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dır. Hükümet görevinin başındadır. Yine Sayın Bahçeli’nin önemle altını çizdiği gibi, bunları devirmeyi düşünmek ve dile getirmek demokrasi husumeti olmakla birlikte aleni bir suçtur.