Siyaset korsanları

Orhan KARATAŞ

Su uyusa da düşman uyumuyor. Dışarıdan gelen alçak saldırılara alıştık da, içeridekileri ne yapacak, nereye koyacağız? Zaten çok da farkları yok, ortak hareket ediyorlar. Biden söylüyor, CHP yapıyor. Macron saldırıyor, zillet tamamlıyor. Libya’ya giden gemimize yapılan AB maskeli haydutluk neyse, zillet güruhunun içerideki fitne çıkarma çabaları da odur. Terör örgütleri ile aynı dili kullanıyor, Türkiye düşmanları ile aynı nakaratı tekrarlıyorlar. Bunlarınki de siyaset korsanlığıdır.

NE YAPIYORLARSA OLMUYOR!

Bu güruhun hesabına göre, hükümet terörle mücadelede yetersiz kalacaktı ve bunlara yol açılacaktı. Düşündüklerinin, planladıklarının tam tersi oldu. Olağanüstü bir mücadele ile hainlerin, katillerin inlerine girildi.

Sınırlarımızın dibinde kurulmak istenen terör devletçikleri başlarına yıkıldı. Zilletin bir sonraki ümidini ekonomi oluşturdu. Dışarıdan yapılan hücumlarla döviz kontrolden çıkacak, bütün dengeler yerle bir olacak, millet geçim derdine düşüp sokaklara inecekti, bunlara da iktidar imkânı doğacaktı. Bir hayli de sıkıştırdılar ama Türk milleti oyuna gelmedi. Yine tutturamadılar, yine elleri boş kaldı. “Libya’da ne işimiz var?” diyerek Yunanistan’a, Akdeniz’de hak ve hukukumuzun korunmasında karınlarından konuşarak Kıbrıs Rum Kesimi ve Fransa’ya yeşil ışık yaktılar. Karadeniz’de doğal gaz bulmamızdan rahatsız olup, bunu bile karalamaya çabalayacak kadar kendilerini kaybettiler.

Virüse bile ümit bağladılar. İstediler ki, insanlar can derdine düşsün, her yer kapansın, sağlık altyapısı çöksün. Böylece kendileri için bir zemin oluşsun. Tabipler Birliği denilen ihanet yapılanması da işin içine girdi. Zihin bulandırmak, milleti ümitsizliğe sevk etmek için söylemedikleri yalan kalmadı. Fakat bunun da boş bir çaba olduğunu fark etmeleri fazla uzun sürmedi.

ZİLLETİN YANCILARI

Yeni hükümet sistemine saldırdılar, erken seçim masalları anlattılar, Türkiye’yi dışarıya şikâyet ettiler, yine sonuç alamadılar. Şimdi de ibret verecek biçimde fitne ve fesat çıkarmak için seferber olmuş durumdalar. Hedeflerinde artık hükümetten çok doğrudan Cumhur İttifakı var. Biliyorlar ki, bu ittifak devam ettikçe hiçbir hesaplarının tutması, hiçbir emellerine ulaşmaları asla mümkün değil. CHP-HDP-İP’ten oluşan yıkım cephesi ile bu işin olmayacağını gördüler, devreye yenilerini soktular. AK Parti içinde bulunmuş, bir zamanlar önemli görevlere getirilmiş olmalarının zilleti güçlendireceğini düşünerek siyaset eskilerini sahaya sürdüler. Abdullah Gül, Ali Babacan, Ahmet Davutoğlu yetmedi, onlara farklı bir versiyon olarak Bülent Arınç’ı da eklediler. Onlar da üzerlerine düşeni yapmaya çalışıyor.

İHANETİN GELECEĞİ, TERÖRÜN DEVASI

Bülent Arınç’ın, Demirtaş ve Osman Kavala üzerinden sahne alması asla tesadüf değildir. Nitekim kime ve neye hizmet ettiği, kimleri nasıl sevindirip ümitlendirdiği kısa zamanda ortaya çıktı. Söylediklerinden cüret ve cesaret bulan zillet güruhu, Cumhur İttifakı’nı hedefe oturttu. Ancak bu kirli plan yine işe yaramadı. Cumhur İttifakı’nın sağlam ve kararlı duruşu karşısında, yine hevesleri kursaklarında kaldı. Anında devreye diğer yancılar girdi. Ahmet Davutoğlu’nun MHP üzerinden fitne çıkarma gayretlerini hayretle izledik. Bu konuyu dün değerlendirmiştim, fazla detaya girmeyeceğim.

Ancak belli ki Ali Babacan da durumdan vazife çıkarmış ve Davutoğlu’nun bıraktığı yerden devam etmiş. Hepsinin ortak hedefi, MHP üzerinden AK Parti’yi tahrik etmek ve ittifaka nifak sokmak. İhanetin geleceği, terörün devası olan bu güruh, tam bir akıl tutulması yaşamaktadır. Hadlerini, çaplarını, boylarını çok aşan laflar ediyorlar. Kendilerine tavsiyemiz özellikle MHP ve Sayın Devlet Bahçeli hakkında bir şey söylemeden önce iyi düşünmeleridir. Zira, zilleti büyütmek kendilerine yakışıyor olsa da, milletin aklıyla bu kadar alay etmelerinin siyasi faturası mutlaka ağır olacaktır.

DÜNYADA BÖYLE BİR MUHALEFET YOK

Bu kurnazlıklar artık milleti bıktırmıştır. Nifak sokma, fitne çıkarma üzerinden bir siyaset her şeyden önce ahlaksızlıktır. Ne yazık ki zilletin kendisi de, yeni yanaşmaları da sıraya girmiş durumdadırlar. Bırakın ümit olmayı, milletin sırtında ağır bir yük olmaya başlamışlardır. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir muhalefet anlayışı görülmemiştir. Nereye varacaklarını, nasıl bir sonuç alacaklarını ve buradan nasıl bir iktidar çıkaracaklarını zannediyorlar? Bu nasıl bir akıl, nasıl bir siyaset, nasıl bir ahlaktır.

Belli ki, Cumhur İttifakı’nın ne olduğunu hâlâ anlamamışlar. Bu ittifakın bizzat millet tarafından kurulduğunu, hiçbir pazarlığa dayalı olmadığını bir türlü kabullenemiyorlar. Her şeyi kendi güdük zihniyetleri, kendi küçük hesapları, kendi zavallı siyasetleri gibi zannettikleri için de yalan, iftira ve fitnenin işe yarayacağını düşünüyorlar. Aslında bu hâlleri kendileri için bir seviye sorunu olsa da, Cumhur İttifakı için avantajdır. Nitekim, millet bunların bu perişan ve zavallı hâlini gördükten sonra Cumhur İttifakı’na daha sıkı sarılıyor.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.