Siz kimden yanasınız?

Orhan KARATAŞ

Türkiye’nin yeni hükümet sistemi ile bir yıl içinde nereden nereye geldiğini anlamak için, CHP ve yancılarının yalanlarını, yürütülen kesif algı operasyonlarını bir kenara bırakıp, içerideki ve dışarıdaki gelişmeleri doğru değerlendirmek ve doğru tarafta durmak gerekiyor.

AMANSIZ KUŞATMA

Türkiye, uzun zamandır amansız bir kuşatmaya alınmış durumdadır. Bunu yaparken sadece ellerine silah verdikleri kanlı teröristleri üzerimize salma, sınırlarımızın dibinde terör devletçikleri kurma teşebbüsleri ile yetinmiyorlar. Kullandıkları siyasi aparatlar ve Gezi benzeri toplumsal haraketlilikler eliyle ülkede bir belirsizlik, kargaşa ve kaos oluşturmaya çabalıyorlar. Kıbrıs’ta, Doğu Akdeniz’de Suriye sınırımızda, Ege’de uluslararası hukuktan doğan, coğrafi konumumuzdan kaynaklanan haklarımızı kullanmamızın önünü kesmeye uğraşıyorlar. S-400 alımını engelleyerek, F-35’ler için bahane üreterek, AB üyeliğine takoz koyarak güçlenmemizi, iddialı duruma gelmemizi, söz sahibi olmamızı sağlayacak girişimlerimizi sekteye uğratmak için çırpınıyorlar. Bunlar da yetmiyor, ekonomimizi dinamitlemeye, milletimizin sofrasına el uzatmaya kalkışıyorlar.

ŞER İTTİFAKLARI

Bütün bunların üstesinden gelebilmek için hızlı karar alan, uygulayan ve bunun sonuçlarını sahaya yansıtan bir sistemimizin olması gerekiyordu. İşte yeni hükümet sistemi tam da bunu sağlamıştır. İçeride bir siyasi belirsizlik yoktur ve bunun ihtimali dahi bulunmamaktadır. Yeni parti kurma girişimleri, malum yerlerde projelendirilmiş siyaset mühendislikleri, CHP ve yancılarının bir sistem tartışması başlatma gayretleri kesinlikle iyi niyetli değildir. Yeni sistemin getirdiği avantajlar ve sağladığı büyük faydadan duyulan rahatsızlıktan kaynaklanmaktadır ve tamamen sorun çıkarmaya yöneliktir. Bugün Türkiye’nin ihtiyacı olan şey, siyasi belirsizlik için şer ittifakları oluşturmak değil, tam tersine siyasi birlik ve beraberlik sağlamaktır. Bunu başarabilirsek etrafımızdaki amansız kuşatmayı yarmamız çok daha kolaylaşacak ve hızlanacaktır.

BUGÜN DEĞİLSE NE ZAMAN?

Herkes tarih önünde sorumludur. Siyasi partiler bugün bu sorumluluğa ortak olmayacaklarsa, ne zaman olacaklar? CHP ve yancılarına soruyorum: S-400 alımından vaz mı geçelim? F-35’lerde ortak olduğumuz halde yapılan haksızlığı sineye mi çekelim? Trump’ın kabalıklarını, ABD’den her gün arkası arkasına gelen ve hattı ve sınırları çok aşan tehditlere boyun mu eğelim? Sistem tartışmaları ile bunları yapanların işlerini kolaylaştırdığınızı, Türkiye ile meselesi olanları ümitlendirdiğinizi görmeniz, anlamanız ve çıktığınız bu karanlık yoldan vazgeçmeniz için daha ne olması gerekiyor? Bugün ortaya çıkmayacak ve bir milli duruş ortaya koymayacaksanız, başka ne işe yararsınız?

BİR ÇİFT LAF EDİN!

İçerideki terör uzantıları ile ittifak kurarken, Suriye’deki gelişmelerde PYD’ye hak verdiğinizi, Esad’a selam durduğunuzu biliyoruz. Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatları sırasında söylediklerinizi de unutmadık. Size kalırsa Fırat’ın doğusunda bir terör devleti kurulmasına hiçbir itirazımız olmamalı, öyle mi? ABD’nin buradaki kalleşlikleri, teröristlere verdiği yardım ve destek için neden ağzınızdan birkaç kelime çıkmaz? İdlib’de olan biteni seyretmenin, bölgede en ağır maliyeti bize yüklediğinin bilmem farkında mısınız? Hadi çıkın da bu konularda milletin beklentilerine, ülkenin menfaatine uyan bir çift laf edin de duyalım.

DOĞU AKDENİZ KAYNIYOR

Kıbrıs milli davamız. Doğu Akdeniz kaynıyor. İsrail, Yunanistan, Kıbrıs Rum kesimi, her yeri babalarının malı ilan ediyor. Ellerinden gelse bizi kıyılarımızın dışına çıkarmayacaklar. Ve ne yazık ki, Avrupa Birliği de bu rezilliğe ortak olmuş durumdadır ve tarihten, hukuktan, coğrafi konumundan gelen haklarımızı kullanmamamız için bize tehdit üstüne tehdit savuruyor. Şimdi de bize yaptırım uygulamaya hazırlandıklarını öğrendik. Fransa’dan Rusya’ya, İran’dan Mısır’a herkes meselenin bir ucundan çekiştiriyor. CHP ve yancıları, siz neredesiniz?Kimin yanındasınız, kimden tarafsınız? Dilinizi mi yuttunuz, iradenizi mi teslim ettiniz, neden bir tavır göstermiyorsunuz?

BEDEL ÖDESEK DE VAZGEÇMEYİZ

Türkiye’nin bütün bu konularda haklı olması, haklarını her şart altında koruyacağını, kullanacağını ve sonuç alacağını ilan etmesi ve bunun gereğini yapması kaçınılmazdır. Haklılığımıza kararlılığımızı da eklersek, bize parmak sallayanlar bir süre sonra geri çekileceklerdir. Kimseye minnetimiz de yok, bir şey ispat etmek zorunda değiliz. Türk milletinin üzerinde hiçbir güç ve makam tanımıyoruz. Karar verilmiştir. Türk milleti adına, yetki ve sorumluluk hükümettedir. 4 yıl seçimsiz bir döneme girilmiştir. Tamamen meselelere odaklanmak, etrafımızdaki kuşatmayı kırmak, haklarımızı korumak ve son sınırına kadar kullanmak konusunda en küçük bir tereddüt gösterilmemelidir. ABD’nin ne dediği, AB’nin ne yaptığı kendi bileceği iştir. Türkiye bağımsız ve hür bir devlettir. Kendi kararlarını kendisi alır ve uygular. Çatlak sesler, ihanet güruhları, bozguncular, fitneciler tarihin her döneminde olmuştur, ama Türk milleti bildiğinden şaşmamıştır. Bedel öderiz, ama vazgeçmeyiz.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.