Ortada henüz bir seçim yok ve bize göre bir erken seçim ihtimali de bulunmuyor. Ancak, genellikle seçim sathı mahallinde gündeme gelen ittifak tartışmaları bir türlü bitmiyor. Asıl mesele ittifakın yeri, zamanı veya şekli değil, MHP'nin bu konudaki açık tavrıdır. Malum güruh, MHP'nin siyasette belirleyici konumda olmasını bir türlü hazmedemiyor. Kimi zaman sureti haktan görünerek, kimi zaman arkadan dolanarak kin kusuyorlar.
ÖNCELİK ÜLKENİN HUZURUNDA
Siyasette belirleyici konumda olmak başka şeydir, ülkeyi idare etmek farklı bir durumdur. Yapılan seçimlerde halkın oyu ile tek başına iktidar imkanı bulmuş bir hükümet var. Yönetme sorumluluğu bu hükümettedir ve yetkilerini başkalarıyla paylaşmaları ne beklenebilir, ne de doğru olur. MHP'nin de bu konuda ne bir beklentisi var, ne de böyle bir düşüncesi bulunuyor.Sayın Devlet Bahçeli'nin siyasetteki öngörüleri, tespitleri, teklifleri ve tedbirlerinin tam isabet sağlamasını, bu durumla karıştırmamak gerekir. Kasıtlı biçimde karıştırıldığını biliyoruz. Hatta daha da ileri götürülerek, MHP'ye bakanlık verileceği, Cumhurbaşkanı yardımcılığı teklif edileceği dahi söyleniyor. Bunların tamamı asılsızdır. MHP için önemli ve öncelikli olan ülkenin selameti ve huzurudur. Bütün çabası bunun içindir. Sonrası milletin vereceği bir karardır.
ÇILGINA DÖNÜYORLAR
MHP'nin ülkenin varlığı ve devamı yönünde kararlı olmasının bazılarını rahatsız etmesi, tamamen kendi sorunlarıdır. Bütün tartışmaların merkezine MHP'yi yerleştirmelerinin kasıtlı olduğunun ve özellikle iktidar çevresini kışkırtmaya yönelik bulunduğunun da farkındayız. Ne yaparlarsa yapsınlar, sonuç değişmeyecektir. Siyasetin belirleyici partisi de, ülkenin varlığının teminatı da, milletin özü ve sözü de MHP'dir. Bu tartışmaları yapanlar aslında MHP'siz bir Türkiye olamayacağın farkındalar ve bu durum onları çılgına çeviriyor.
HER PARTİ İTTİFAK ARIYOR
Seçim ittifakları siyasetin her zaman değişmez konusudur. İstisnasız her seçim öncesi gündeme gelir. Kimi zaman başarılı ittifaklar yapılır, kimi zaman kağıt üzerinde kalır. Bundan sonra da böyle olacaktır. Güya ittifaka sıcak bakmadıklarını söyleyenler de, diğer taraftan "yan cebime koy" tavrından vazgeçmiyorlar. İttifak yapmakta bir sakınca da yoktur. Bütün mesele yeni sistemde bunun nasıl yapılacağıdır. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi zannedilenin aksine, ittifaklara çok daha fazla ihtiyaç duyulacak bir yapıyı da beraberinde getirecektir.Şimdiye kadar seçimler ve sonuçları dikkate alındığında özellikle Cumhurbaşkanı seçimi, bir ittifakı neredeyse zorunlu kılmaktadır. Bu zorunluluk birinci turu kapsamaktadır. İlk turda kesin sonuç alınamaması, yani yüzde 50 artı 1'in bulunamaması durumunda ikinci turda ittifakı zaten bizzat millet yapacaktır. Bu sebeple ittifak arayışlarının ve anlaşmalarının birinci tur öncesinde yapılması hem akla, hem de sisteme çok daha uygun olacaktır.
SON SÖZÜ LİDERLER SÖYLER
Bütün siyasi partiler, yeni sistemi artık kavramaya ve bu gerçekleri görmeye başladılar. Herkes işine gelen tarafından meseleye bakıyor, ama tartışmaların merkezine de MHP'yi koyuyor. Her kafadan bir ses çıkıyor. Oysa, ne olacağı, nasıl yapılacağı bellidir. İttifakın şekli ve ayrıntıları bir teferruattır. Önce bu niyetin ortaya konulması ve tarafların anlaşması lazım.Sayın Cumhurbaşkanı ve sayın Devlet Bahçeli'nin açıklamaları gayet nettir ve bu konuda bir sorun görünmemektedir. İki lider biraraya gelir, zaten varılmış olan uzlaşmaya bir altyapı kazandırılır ve deklere edilir. Sonrasında parti kurmayları ayrıntılar üzerinde görüşmeler yapar ve ortaya bir metin çıkar. Son sözü yine liderler söyler ve uygulamaya gidilir. Nitekim, sayın Cumhurbaşkanı da, şimdiden yapılan tartışmaların yersiz olduğunu söylemiş ve kimsenin bu sürece limon sıkmaması gerektiğinin altını çizerek, kararı liderlerin vereceğini hatırlatmıştır. Sayın Devlet Bahçeli'nin açıklamalarının satır aralarında da aynı şeylerin olduğunu görüyoruz.
CUMHUR İTTİFAKI
Çok yüksek ihtimalle 2019 yılında yapılacak seçimlerde, milletin önüne 2 sandık konulacağını unutmayalım. Cumhurbaşkanı seçimi ile birlikte yürütme organı kesin olarak sonuca bağlanacağı için, istikrar kendiliğinden sağlanacaktır. Milletvekili seçiminde nasıl bir ittifak olması gerektiği konusunda MHP'nin görüşü sayın Bahçeli tarafından açıklanmıştır. Adına "Cumhur ittifakı" dediği bir formül önermiştir. Böylece partiler hem ittifak yapma, hem de kendi tüzel kişilikleri ve amblemleriyle seçime katılma imkanı bulacaklardır. Liste pazarlığı yapmak gibi bir duruma da gerek kalmayacak ve her parti aldığı oy oranında milletvekili çıkaracaktır. Son derece şeffaf, net ve kolay olan bu teklifin AKP tarafından da kabul göreceği kanaatindeyiz.
ALGI OPERASYONLARI
İttifak tartışmalarının ayrılmaz bir parçası da kamuoyu yoklamaları adı altında yapılan algı operasyonlarıdır. Açıklanan sonuçlar gerçekleri yansıtmaktan çok, maksatlı biçimde kamuoyu oluşturmaya yöneliktir. Duruma göre, zihniyete göre, menfaate göre sonuçlar açıklandığını ibretle ve defalarca gördük. Şirket sahipleri sonuçlar üzerinden algı operasyonu yaptıklarını, kendi açıklamalarıyla zaten kabul etmişlerdir. Türkiye'de sağlıklı bir kamuoyu araştırmasının yapıldığına bugüne kadar rastlanmamıştır. Kelimenin tam anlamıyla toto oynamakta, tutturanlar kendilerini bulunmaz sayarak milleti oyalamak için sıraya girmektedir. 2015 yılında yapılan iki seçimde de bütün kamuoyu araştırma şirketleri sınıfta kaldığını bir defa daha hatırlatalım. Son olarak 16 Nisan referandumunda yine aynı şekilde bütün tahminler havada kalmış ve araştırma olarak yapılan açıklamalar bir niyet beyanından ileri gidememiştir. Dolayısı ile açıklanan rakamları ciddiye almak mümkün olamayacağı gibi, bu rakamlar üzerinden siyaset geliştirmek de son derece yanıltıcıdır.