Yerel seçim sonuçlarına bağlı olarak, yeni riskler ortaya çıkmıştır. Kılıçdaroğlu, taahhütlerin tutulacağını söyledi. “Bu taahhütlere, HDP’ye vaat edilenler de dahil mi?” Diye soran olmadı.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimleriyle ilgili yapılan olağanüstü itiraz dışında, yerel seçim tartışmaları artık geride kalmıştır. Yapılan itirazın nasıl bir sonuca bağlanacağını herkes gibi biz de merak ediyoruz. Bu konudaki görüşlerimiz, beklentilerimiz defalarca dile getirilmiştir ve herkesin malumudur. Hukuk işlemektedir ve YSK’nın vereceği karar bağlayıcı olacaktır.
PAYLAŞIM KAVGASI KAÇINILMAZ
Türkiye ciddi sorunları olan ve kaybedecek zamanı bulunmayan bir ülkedir. Enerjimizi kısır çekişmelerle tüketemeyiz. Yerel seçim sonuçlarına bağlı olarak, yeni riskler ortaya çıkmıştır. Zillet ittifakını oluşturan partilerin kazandıkları belediyelerde bir paylaşım kavgasına girmeleri, yüksek ihtimaldir. Özellikle PKK uzantısı HDP’ye ödenecek diyetler, çok farklı ve hazin sonuçlar ortaya çıkarabilir. Seçim öncesinde terör uzantısı partinin, zilletin içinde yer almasının ve destek açıklamalarının neye dayandığını, hangi pazarlıklar yapıldığını CHP ve İP’e ısrarla sormuş, ama cevap alamamıştık. Buna rağmen HDP’den gelen açıklamalar ne tür kirli pazarlıklar yapıldığının ipuçlarını vermişti.
SUSMAK, KABULLENMEKTİR
Seçim sonrasında da yine HDP kanadından çok vahim açıklamalar geldi. Ankara, İstanbul, Mersin, Adana, İzmir ve Antalya gibi CHP’ye geçen yerlere kayyum atadıklarını söylemişlerdir ve bu karanlık beyanlara hiçbir itiraz gelmemiştir. Sadece bu kadarı bile bundan sonra olacakların habercisidir. Vaat edilmiş topraklardan bahseden, bu toprakları kuruttuğumuzu iddia eden kişi, bir milletvekilidir, HDP’nin eş başkanıdır. CHP’nin, İP’in, SP’nin yoldaşı olan bu soysuza da hiçbir cevap vermemiştir. Susmak, kabullenmektir ve bu kabullenmenin sonunun nasıl geleceğini, bütün Türk milleti endişeyle beklemektedir. HDP eş başkanının bu açıklaması, aynı zamanda nasıl büyük bir ihanetle karşı karşıya kaldığımızın, PKK denilen kalleşlerin ve onların siyasi uzantılarının, aslında Büyük İsrail Projesi'nin Truva Atı olduğunun da kanıtıdır.
BELİRSİZLİK BİTMEDİ
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı ile ilgili iddialar yargıya taşınmıştır ve süreç devam etmektedir. Henüz bir aklanma olmamıştır. Mazbata verilmiş olmasına rağmen, İstanbul’daki iki yönlü belirsizlik devam ediyor. YSK’nın kararı önemlidir. Aksi bir karar çıksa ve itirazlar reddedilse bile, CHP için soru işaretleri bitmeyecektir. Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin belediye başkanlarına 10 maddelik temel ilkeler kitapçığı vereceklerini anlattı. Sonra da, taahhütlerin tutulacağını söyledi. Ancak ne yazık ki, “Bu taahhütlere, HDP’ye vaat edilenler de dahil mi?” Diye soran olmadı. Ne kadar inkar etseler de, asıl muhatapları olan HDP zaten her şeyi açıklıyor. Kaldı ki, tehlike bu kadarla da sınırlı değildir. Türkiye’yi bir belirsizliğe sürüklemek ve bir erken seçim zorlaması yapmak için fırsat kolladıkları, Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarının satır aralarında mevcuttur.
FİTNECİLER BOŞ DURMUYOR
Seçim öncesinde sıklıkla dile getirilen beka meselesinin ne kadar önemli, ne kadar hayati olduğu seçim sonuçlarıyla birlikte bir defa daha belgelenmiştir. Çok dikkatli olmak ve sıkı durmak gerekiyor. Cumhur İttifakı, tarihi bir sınav vermektedir. Nitekim, fitne çıkarma gayretlerinin artarak devam ettiğini ibretle izliyoruz. Gazeteci kılıklı ajanlar, sureti haktan görünen zavallılar, her fırsatı değerlendiriyor, hiç zaman kaybetmiyorlar. MHP’nin sağlam, kararlı, onurlu ve samimi duruşu karşısında ne yapacaklarını şaşırmış durumdalar. Ne yaparlarsa yapsınlar fayda etmeyecektir. Etekli Mehmet’de, karanlık Fehmi’de boşuna çabalıyorlar.
HİÇ ARA VERMİYORLAR
İçeride ve dışarıda çok ciddi meselelerimiz var. Ekonominin bir an önce toparlanması, işsizliğin düşürülmesi ve piyasaların rahatlaması gerekiyor. Hükümet bunun farkındadır ve ciddi tedbirler almaktadır. İsrail’de yapılan seçimler ve Netanyahu’nun aldığı sonuç, bölgemizi yeni ve daha büyük tehlikelerin beklediğini göstermektedir. Libya lime lime edilmiştir ve emperyalizmin kanlı emellerinin acı faturasını ödemektedir. Fransa ve İtalya’dan gelen Ermeni iftiraları ile ilgili kararlar, Türkiye’ye husumetin boyutlarını ortaya koymaktadır. ABD'nin tutarsız, tek taraflı ve kötü niyetli tavırları artarak devam etmektedir. Bir taraftan terör örgütlerini silahlandırmaya devam ederken, diğer taraftan S-400’ler üzerinden yeni gerilimler oluşturmaktadır. F-35 krizinin nasıl sonuçlanacağı meçhuldür.
MİLLİ BEKA, HER ŞEYİN ÖNÜNDE
Dik durmak, taviz vermemek, milli onurumuzu korumak, milli güvenliğimizi eksiksiz biçimde sağlamak zorundayız. Bağımsız ve milli bir devlet olarak, kimden, hangi silahı alacağımıza biz karar veririz. Milli güvenlik ihtiyaçlarımızı her şart altında karşılamak en doğal hakkımızdır ve buna müdahale etme hakkı hiç kimseye verilemez. Sayın Devlet Bahçeli, Türkiye’nin meşru egemenlik haklarını cesur bir şekilde savunmasını sonuna kadar ve ne pahasına olursa olsun destekleyeceklerini bütün dünyaya ilan etmiştir. Bütün bu gelişmeler Türkiye’nin beka sorununun ne kadar derin ve geniş olduğunu gözler önüne sermektedir. Milli bekamız her şeyin önündedir. Birkaç belediyenin el değiştirmiş olması, 31 Mart’ta Cumhur İttifakı’nın beka duyarlılığının kesin olarak desteklendiği gerçeğini değiştirmez.