Terörle mücadeleye ömrünü vermiş kahramanlar da, akıl, izan ve vicdan sahibi aklıselim insanlar da, terörün sadece teröristle mücadele edilerek bitirilemeyeceğini her zaman söylüyorlar. Kaldı ki, terör zaten bir siyasi amaca yöneliktir. PKK terörünün hedefi ülkenin bölünmesidir. Dolayısı ile mücadelenin çok daha kapsamlı yapılması, terörün ekonomik, sosyal ve siyasal bütün unsurları ile ortadan kaldırılması şarttır. Bataklığın kurutulması gerekiyor.
KAÇACAK DELİKLERİ KALMADI
Türkiye özellikle son yıllarda kahraman güvenlik güçlerimizin sabırlı, kararlı ve devamlı mücadelesi ile terörün belini bir daha doğrultamayacakları şekilde kırmıştır. Dağdaki eşkıyanın inine girilmiş, şehirlerdeki uzantıları temizlenmiş, eli silahlı katil sürüsü kaçtıkları yerlerde bulunup imha edilmiş, yurt dışında dahi saklanacakları yer kalmamıştır. Bu muazzam bir başarıdır ve bu kanlı katiller için teslim olmak veya yok olmaktan başka çare kalmamıştır. Bu başarıya bağlı olarak Kandil’deki elebaşlarının da artık pes etme noktasına geldiklerini, yapacakları bir şey kalmadığını itiraf ettiklerini ve saklanacak delik aradıklarını yine kendileri söylüyor.
BÖLÜCÜLÜK YUVASI, FİTNE TEZGÂHI
Terörün dağdaki uzantılarının sonu getirilmiştir ama bunun yetmediğini biliyoruz ve görüyoruz. Siyasi uzantılarının yaptıklarına, azgınlıklarına, alçaklıklarına bu milletin artık tahammülü kalmamıştır. Özellikle TBMM’de grubu bulunan terörizmin vekil suretleri sabırları zorlayan, tahammülleri test eden konuşmalarla yegâne mihrak hâline gelmişlerdir. MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli, bu kabul edilemez duruma dikkat çekerek, “HDP isimli husumet ve hıyanet oluşumu demokrasinin ardına saklanarak, özgürlük ve insan hakları sığınağına yuvalanarak Türkiye’ye meydan okumaktadır. HDP bir terör sorunudur, bölücülük yuvasıdır, fitne tezgâhıdır, demokratik güvenliğimize doğrulmuş melun bir silahtır. Bu kervan böyle gitmemelidir. Adalet ve hukuk mutlak surette devreye girmeli, HDP’nin kapısına açılmamak üzere kilit vurulmalıdır. Yani demem odur ki, HDP’yi Türk siyasetinin taşıma ve hazmetme kapasitesi dolmuştur. Bu terör ve bölücülük yatağı kapatılmalıdır” çağrısında bulunmuştur.
HUKUKUN GEREĞİ YAPILMALI
Bu çağrının gereği yapılmadan, Türkiye’deki terör meselesi de, ihanet sorunu da bitmeyecektir. İhanetin ne kadar ileri gidebildiğini, demokrasi, hukuk, insan hakları gibi değerlerin arkasına saklanıp terör destekçiliğine soyunanların 805 imzalı zillet bildirisinde vahim şekilde gördük. Türkiye bir hukuk devletidir. Anayasa ve kanunlarımız gayet açıktır. Terör eylemi kadar, teröre yardım ve yataklık yapmak, destek vermek, övmek, teröristi korumak, kollamak da suçtur. Sayın Bahçeli, Anayasa ve kanunların gereğinin yapılmasını istemiştir. Burada yapılması gereken bellidir. Dünyanın hiçbir yerinde teröre yardım ve yataklık yapılmasına, teröristin övülmesine izin verilmeyeceği gibi, kınanmaması, araya mesafe konulmaması bile suçtur. Nitekim bunun birçok örneği vardır. Sayın İçişleri Bakanı’nın Meclis konuşmasında da belirttiği gibi, İspanya Yüksek Mahkemesi, Batasuna’yı kapatırken “Şiddetin kınanmasının reddedilmesi ve bunun diğer bütün partiler tarafından kınanırken yapılmaması terörizme örtülü bir destek anlamına gelir” demiştir. Batasuna avukatlarının AİHM’ye yaptığı itiraza, “karar doğrudur, sözleşmeye aykırı değildir” cevabı verilmiştir. Benzer örnekler Yunanistan’da, İtalya’da, Fransa’da da yaşanmıştır ve ne o ülkelerde muhalefetten, ne de başka kurumlardan hiçbir itiraz gelmemiştir. HDP ile ittifak yapan, geçmiş olsun ziyaretlerine giden zillet güruhunun nasıl bir ihanet içinde bulunduğunu bu millet elbette görüyor.
TERÖR UZANTISI PARTİ OLAMAZ
Sayın Bahçeli’nin çağrısında, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ndeki ilkelere ve Venedik Kriterleri’ne aykırı bir şey yoktur. Hukuk işlemeli ve yargı üzerine düşeni yapmalıdır. Burada üzerinde durulması gereken nokta, açılacak davaya bağlı olarak bir kapatma kararı verilmesi durumunda, bunun göstermelik olmamasıdır. Terörün bir siyasi uzantısı, “Parti kapatmak çözüm değil, bugüne kadar dokuz partimiz kapatılmış, şimdi onuncu parti kapatılsın deniyor. HDP’yi de kapatırsanız biz de alfabede harf kalmasa bile harf satın alıp, yeni bir partiyi 24 saat içinde kurup örgütleyerek siyasal mücadelemize devam ederiz. HDP’nin kapatılmasının çözüm olmadığını en çok onlar da biliyor” diyor. Bu bir meydan okumadır. Mesele bir partinin kapatılması değil; ihanet yolunun, teröre yardım ve yataklık yapanların, PKK’ya terör örgütü diyemeyenlerin bir daha hiçbir şekilde siyaset yapamamasıdır. Terör uzantısı bir partinin kurulmasına artık izin verilmemelidir.
NORMALLEŞME SAĞLANMALI
Terörün bütün unsurları ile birlikte ortadan kaldırılması durumunda, siyasi tabanı da kendiliğinden yok olup gidecektir. Zaten bugün HDP’ye verilen oyların çok büyük bir kısmının bir tercihten öte, tehdit ve şantaja dayalı olduğu biliniyor. Normalleşmenin sağlanmasını ile birlikte her şey değişecektir ve bu ihanet unsurları hiçbir yerde, hiçbir şekilde zemin bulamayacaklardır. Bütün mesele bu kararlılığın gösterilmesi, hukukun işlemesi ve yargının üzerine düşeni yapmasıdır.