Bugün dâhil 3 gün daha evlerimizdeyiz. Bir ay boyunca hafta sonları hep böyle olacak. Bu durumdan kimsenin rahatsız olmasına gerek yok. Büyük bir mücadele veriliyor ve kesin sonuç alabilmek için hepimize görev düşüyor. Devletimiz üzerine düşeni yaptı ve yapıyor. Vatandaş olarak bizler de şu ana kadar alınan kararlara, bizden istenenlere çok büyük oranda uyum gösterdik. Ancak özellikle son hafta performansımızın iyi olduğunu söylemek mümkün değil. İstanbul başta olmak üzere büyükşehirlerimizde koronavirüsle mücadelenin temel şartı olan maske takmak, sosyal mesafeye dikkat etmek ve temizlik kurallarına uyma ve evde kalma yani izolasyon sağlama konusunda, ileri derecede gevşemeler olduğu görüldü.
YENİDEN BAŞA DÖNMEYELİM
İki aya yakın zamandır mümkün olduğu kadar evlerimizde kaldık. Havanın da güzel olmasıyla herkesin kendini dışarı atmak istemesi insan tabiatına uygun olsa da, Kovid-19’un yayılması için yeni bir fırsat doğuruyor. Devlet olarak büyük bir fedakârlıkla, millet olarak yoğun bir emekle buralara kadar geldik. Son açıklanan rakamlar çok iyi yolda olduğumuzu ve bu belayı kontrole aldığımızı gösteriyor. Ancak her şey bitmiş değil. Gevşemek, boş vermek, “bana bir şey olmaz” diyerek ucuz kahramanlığa soyunmak gibi bir hakkımız da, yetkimiz de yok. Elbette böyle gitmeyecek, daha güzel günlerimiz olacak ve buna çok yaklaştık. Normal hayata tam anlamıyla olmasa da kısmi geçilebileceğinin işaretleri gelmeye başladı. Ama kuyruğuna kadar getirmişken, yeniden başa dönmeyelim. Cumhurbaşkanımız, Sağlık Bakanımız ve bütün uzmanlar da aynı şeyi söylüyor, aynı şeyi istiyor.
VİRÜS BİR SÜRE HAYATIMIZDA OLACAK
Aşı ve ilaç çalışmaları yoğun şekilde sürdürülüyor olsa da, henüz tünelin ucunda bir ışık görünmemiştir. En erken 6 aydan önce de aşı konusunda bir sonuca ulaşılması beklenmiyor. Bunun anlamı, bu virüsün bir hayli süre hayatımızda olacağıdır ve günlük yaşantımızı buna göre düzenlememiz gerektiğidir. Maske; aşı bulunana ve uygulanana kadar her gün kullandığımız bir giysimiz olacak gibi görünüyor. Buna sosyal mesafe kuralını da eklemek gerekiyor. Okullar açılsa, spor karşılaşmaları başlasa bile bu kural mutlaka uygulanacak. Temizliği de bunlara eklemek gerekiyor. Bütün bunlara uymanın ve uygulamanın faydası sadece koronavirüsten korunmakla sınırlı kalmayacaktır. Bu tedbirlerin başka hastalıkların azalmasına da faydalı olacağı, uzmanların ortak görüşüdür.
65 YAŞ ÜSTÜ, FEDAKÂRLIK ETTİ
Bu arada neredeyse 2 aydır evde olan 65 yaş üstü ve 20 yaş altı vatandaşlarımızı da unutmayalım. Gerçekten çok büyük bir özveride bulundular. Salgının bu kadar hızlı şekilde kontrole alınmasında ve özellikle ölüm oranlarının düşük kalmasında en büyük etkenlerden birisi de bu yaş grubunda olanların fedakârlığıdır. Şimdi burada ahkâm kesip, akıl verecek değilim. Bu kesimi biraz rahatlatacak bir formül arandığını biliyoruz. Fazlasıyla hak ettiler ve bir nefes almalarına bir şekilde imkân verilmelidir. Önümüzdeki süreçte bu konuyla ilgili bazı gelişmelerin olabileceğini tahmin ediyorum.
KALLEŞLİK DURMUYOR
Diğer taraftan zor bir coğrafyada yaşıyoruz. Bu sıkıntılı süreçte bile ihanet, kalleşlik, terör geri durmuyor. PKK denilen kanlı örgüt, asıl sahiplerinin de yardım ve desteği ile kahpelikte yeni denemeler yapıyor. Barış Pınarı bölgesinde yaptıkları alçak saldırı, bu köpeklere göz açtırmamak gerektiğini bir defa daha gösterdi. ABD, bu köpeklere silah verip üzerimize salmak yerine, kendi ülkesine hizmeti götürseydi, hem dünya için hem kendi halkı için çok daha iyi bir şey yapmış olurdu. Rusya’nın durumu da ABD’den farklı değildir ve bu sıkıntılı dönemde İdlib’deki rezilliklerle uğraşmak zorunda kalıyoruz.
YALANDA ÖZGÜR, İHANETTE ÖZEL
Bütün bunlara bir de içimizdeki güruh ekleniyor. CHP ve yancıları her gün bir skandala imza atıyorlar. Kendi devletinin başarısından rahatsız olan bir anlayıştan söz ediyoruz. Ellerinden gelse Kovid-19 virüsünü bir kovaya doldurup sokak sokar gezerek her yere bulaştıracaklar. İyileşen hasta sayısını duydukça kuduran, vaka sayısındaki düşüş karşısında kin kusan, fitne çıkarmak için fırsat kollayan bu zavallıların, millet nezdinde hiçbir itibarı kalmamıştır. Hükümeti zor duruma düşürebilmek için hiç düşünmeden, Türkiye’yi feda ediyorlar. Yeter ki, bunlara alan açılsın, her ne pahasına olursa olsun bir olağanüstülük meydana gelsin. Yalan ve provokasyonda Özgür, ihanette Özel siyaset maskarası yine sahne almış. İP’i kopukların televizyon ekranlarından yaptıkları kakara kikiri programlarını ve Teke Tek sürdürülen alçaklıkları da buraya eklemek gerekiyor.
Yine geldik aynı yere. Biz kimin ne dediğine bakmadan, kendi işimizi görelim. Biraz daha sabır. İstedikleri kadar yırtınsınlar, iyi gidiyoruz ve Türkiye’nin ufku açık, geleceği parlaktır.