Küresel salgının etkileri her geçen gün daha derinleşiyor.
Bir yandan vaka ve ölüm sayıları düşerken bir yandan da toplumlar kendi içerisinde ağır sonuçlarla yüzleşiyor.
Gelir adaletsizliğinin her geçen gün arttığı dünyada, artık mutsuzluk ve kaygının virüs gibi yayıldığı zengin fakir dinlemeden herkesi sarıyor.
Genel rakamlara bakıldığında Mayıs itibariyle 199 ülkede 5 milyon vaka, yün binle re yaklaşan ölüm sayısı ve her gün üzerine milyonlar eklenen yeni işsizler…
“Ayakta Kalmak” ya da “Hayatta Kalmak” …
Mücadelesi hızla derinleşiyor.
Korona tedbirlerinin gevşetilmeye başladığı bir döneme girdik. Bazı bilim insanları bu durumun yeni riskler doğurabileceği kanaatinde.
Herkes bu kaostan bir şeyler kaybederek çıkacak; daha fakir, acımasız ve daha da küçülmüş bir dünyaya doğru gidileceği kanısındayım.
Allah devletimize milletimize zeval versin.
Hepimizi derinden etkileyen Covid-19 salgınının ekonomik etkilerini azaltmak için alınan önlemlerden vaz geçmemeliyiz.
Sosyal mesafeyi koruyup Kalabalıktan uzak durmalıyız.
Her fırsatta elleri yıkamayı alışkanlık hale getirmeliyiz
Sokağa çıkmadan maskemizi takmalıyız
Kuyruğa girmek zorunda kalırsak mutlaka fiziki mesafeyi korumak mecburiyetindeyiz.
Salgın henüz bitmedi!
Tehlike tam anlamıyla geçmedi.
Korona salgını ile beraber insanların aklında yığınla soru oluştu ve soruların önemli bir kısmı da halen bilinmiyor.
Salgın ne zaman biter?
Aşısı bulunacak mı insanlara ne zaman sunulacak?
Kontrol altına alınıp tamamı ile yok edilebilir mi?
Görünen o ki kornalı günler bir süre daha devam edecek. Dünya genelinde konuşulan bu.
Hemen her ülkede uzun süreceği göz önünde bulundurularak, çözüm yolları aranıyor.
Başta ticaret ve turizm olmak üzere birçok konuda belirsizlikler bizi bekliyor.
En önemlisi eğitim ne olacak?
Bekleyelim görelim…