Türkiye’de 5 gün kalarak çeşitli kurumları da ziyaret eden Irak Nahrain Center’in katılımıyla ORSAM tarafından düzenlenen çalıştay hakkında daha önce bilgi vermiştim. İki ülkenin resmi politikalarının da paylaşıldığı çalıştayda, Türkiye-Irak arasındaki yanlış anlamalar konusunda hem kendilerini, hem de görüştükleri makamları ikna, anlama konusunda daha iyi bir empati yapma fırsatı bulunabildi.
Çalıştayda, tarafımdan “Türkiye’nin rahatsızlıkları Dışişleri Güney Asya Genel Müdürü Büyükelçi Fazlı Çorman tarafından açıkça belirtildi, bir kez daha tekrara gerek yok! Bu arada Irak tarafını da dinledik. Aslında iki ülkenin örtüşen pek çok sorunu var. Ama bu ortak sorunlar aynı zamanda çatışma sahası haline de gelmiş.Konuşmacıların çoğu tarafından dile getirildiği üzere, işbirliğinin sağlanması halinde çatışmalar söndürülerek ortak sorunları çözmek için daha uygun koşullar sağlanabilir!” denilerek 2 ülke ilişkileri şöyle özetlendi:
a. 2013’te “Çözüm Süreci” sırasında “silahlı olarak Irak kuzeyine çekilmesi” konusunda PKK terör örgütüyle yapılan anlaşma, Irak merkezi hükümeti ile değil, IKYB (Barzani) ile koordine edilmiş, bu konuda Irak hükümeti rahatsız olmuştur. Irak’ı ilgilendiren tüm konularda Irak hükümeti ile koordinasyonu istenmekte, Barzani ile koordinasyonlar, şayet Irak hükümetinin izni dışındaysa tepki çekmektedir. 62 devletin askerinin bulunduğu Irak’ta, Başika üssünda sadece Türkiye’nin “işgalci” diye tanımlanması altında yatan gerekçe budur.
b. PKK’yla mücadelede zafiyetiyle suçlanan Iraklılar “Madem PKK-PYD teröristti, neden 2014’ün son aylarında peşmergenin Türkiye üzerinden Kobani’ye gitmesine izin verdiniz?” diyerek Türkiye’nin PKK’yla mücadelesinde tutarlı olmadığını hatırlattılar.
c. Iraklılar, PKK’nın sınırdan geçişinin önlenmesinin kolay olmadığını ifadeyle bunu Türkiye’nin yapmasını teklif ettiler. Nitekim Türkiye sonunda Suriye sınırına duvar örmeye başlamış, İran sınırı için de planlama yapmıştır.
d. Türk devlet adamlarının medya yoluyla Irak’ı tehdit etmesinden duyulan rahatsızlığı ifade ettiler.Sıkıntıların diyalog yoluyla çözülmesi istenmektedir.
Irak-Türkiye ilişkilerinin daha iyi bir düzeye erişebilmesi için çalıştayda tarafımdan “katkı” olarak getirilen öneriler şöyledir:
- Irak’ı IŞİD’den kurtaracak Iraklıları eğitmek için TSK’nin bulunduğu Başika üssüne Irak ordusundan temsilci (eşkomutan)ile sorun çözülebilir, gerilim önlenebilir.
- Her iki ülke de endişeyle izlenen Kerkük’te oldu bittiye izin verilmeyeceğini 2’li bir açıklama (hatta İran da dahil 3’lü bir açıklama) ile dosta düşmana bildirmelidirler.
- Başbakan Yıldırım’ın Bağdat ziyaretiyle bazı sorunlar giderildi. Irak Başbakanının Ankara ziyaretiyle 2008’de imzalanan 4 maddeli anlaşma tekrar yürürlüğe konabilir.
- Bağımsızlık çalışmaları son hızla devam eden IKYB için, Kerkük meselesi gibi 2’li hatta İran’la birlikte 3’lü olarak ele alınarak, önlem alınması düşünülebilir.
- Haşdi Şabi konusunda Türkiye’nin endişeleri giderilmeyi beklemektedir.
- PKK ortak bir tehdit olarak görülmeli, koordineli mücadele edilmelidir.
- Terörden arananlar diğer ülke tarafından desteklenip barındırılmamalıdır.
- Sınır güvenliği de dâhil işbirliği geliştirilmeli, bir güvenlik havuzu oluşturulmalıdır.
- Radikalleşmenin önüne geçebilmek için ortak bilgi destek sistemi oluşturularak da işbirliği alanı geliştirilmelidir.
- Radikalleşmenin çoğunlukla “Müridleştirme” şeklinde yapıldığından hareketle istihbarat ve askeri önlemlere ilaveten doktrin ve fikirle çıkılmalı, eğitim ve kültüre ağırlık verilmelidir.
Son Söz: Türkiye-Irak ilişkilerinin düzeltilmesi konusu “Daha çok pilav kaldırır!” ama arka arkaya da aynı konuyla okuyucuyu sıkmamak lazım. Bir de “Radikalleşme” meselesini yazıp, bu konuya nokta koyacağız! Örtüşen çok önemli sorunları bulunan iki ülke yöneticileri “Öfkeyle kalkıp zararla oturacak” icraatlarda bulunmamalı, diyalog yolları açık tutulmalıdır.