Deveselu’daki eski Romanya hava üssünde 12 Mayıs 2016’da, ABD’li yetkililer ve NATO Genel Sekreteri Stoltenberg’in de katıldığı törenle NATO’nun “Füze Kalkanı” projesinin bir bölümü açıldı. 2013’ten bu yana radar sistemine ve SM-2 füzesavar sistemine 800 milyon dolar harcayan ABD; söz konusu balistik füze savunmasında etkili olan “Aegis” sisteminin özellikle Orta Doğu’dan (İran kast edilmişti) gelebilecek kısa ve uzun menzilli füze saldırılarına karşı NATO’yu koruma amacında olduğunu iddia ediyordu. Ama dünya âlem Füze Kalkanı’nın Rusya’ya karşı olduğunu biliyor oysa…
Rus Dışişleri Bakanlığı silahların yaygınlaşması ve denetlenmesinden sorumlu Ulyanov ABD’nin bölgede tesis ettiği MK-41 fırlatma sistemlerinin yalnızca hava savunma füzeleri için değil güdümlü füzeler için de kullanılabileceğini ifadeyle, “Bizim bakış açımıza göre bu Orta Menzilli Nükleer Kuvvetler Anlaşmasının ihlalidir!” dedi. Füze Kalkanı konusunda en sert açıklama ise Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova’dan “ABD, Rusya’ya karşı hilekâr ve alçakça davranmıştır!” şeklinde geldi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 11 Mayıs 2016’da İstanbul’daki “Balkan Ülkeleri 10. Genelkurmay Başkanları Toplantısı”nda NATO’yu Karadeniz’e davet ederken NATO Genel Sekreteri Stoltenberg’le şu konuşmasını özetledi: ”Bakın dedim, Karadeniz’de görünmüyorsunuz. Karadeniz’de görünmeyişiniz Karadeniz’i adeta Rusya’nın bir gölü haline dönüştürüyor. Burada kıyıdaş ülkeler olarak hepimiz üzerimize düşen görevi yapmak durumundayız. Olayın gerek hava gerek deniz gerek kara bütün alanlarda atılması gereken adımları NATO üyeleri olarak hep birlikte atmak zorundayız…”
Mayıs 2016’daki NATO dışişleri bakanları toplantısında Karadağ’ın NATO üyeliği onaylandı. İttifak üyelerinin parlamentolarından geçtikten sonra Karadağ NATO’nun 29. üyesi olacaktır. Karadağ’la birlikte Balkanlarda NATO üyesi olmayan diğer 3 ülke Sırbistan, Makedonya ve Kosova’dır. Makedonya’nın NATO üyeliği Nisan 2008’deki Bükreş zirvesinde “Makedonya” adı sebebiyle Yunanistan tarafından veto edilmişti. NATO’nun “Doğuya doğru genişlemesi” çerçevesinde gerçekleştirilen bu sonuç Rusya tarafından tepkiyle karşılandı.
Rusya Devlet Başkanı Putin, 22 Aralık 2016’da Savunma Bakanlığı toplantısında “Stratejik nükleer güçlerin savaş potansiyelini güçlendirmemiz gerekiyor, hepsinden önce de füzeler bakımından. Şu anda var olan ve gelecekte geliştirilebilecek savunma sistemlerini delip geçebilecek füzeler geliştirmemiz gerekiyor!” ifadelerini kullandı. Putin ayrıca “Nükleer olmayan stratejik güçlerimiz de Rusya’ya yönelik her tür askeri tehdidi etkisiz hâle getirmelerine imkân verecek yeni bir seviyeye çıkarılmalı!” diyerek, konvansiyonel kuvvetlerin de güçlendirilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Bu açıklamaya 20 Ocak’ta ABD’nin müstakbel Başkanı Trump, Twitter üzerinden “Dünya, nükleer silahlar konusunda kendine gelene kadar ABD nükleer kapasitesini genişletmeli ve güçlendirmeli!” şeklinde cevap verdi.
ABD Başkanı Barack Obama, 30 Aralık 2016’da “başkanlık seçimlerine siber saldırı iddiaları” kapsamında Rusya’ya karşı aldığı yaptırım kararlarını açıkladı. Bu kapsamda başkent Washington ve San Francisco'da görevli 35 Rus diplomatın 72 saat içinde ülkeyi terk ettirdi.
Ama Obama yönetiminin ABD’nin yeni yönetimiyle Rusya ilişkilerine zarar verici olduğunu ileri süren Putin, “ABD yönetiminin bu yeni adımlarını Rus-ABD ilişkilerini zayıflatmaya yönelik bir provokasyon olarak görüyoruz” diyen Rusya Devlet Başkanı Putin, “ABD’li diplomatlara problem çıkarmayacağız. Amerikalı diplomat çocuklarını Kremlin’deki yeni yıl partisine davet ediyorum” dedi. Ayrıca Trump’ın izleyeceği politikaya bakacaklarını söyledi. Trump da Putin’in bu davranışını övgüyle karşıladı. Dünya da rahat bir nefes aldı.
Son Söz: ABD Başkanı Trump, daha koltuğuna oturmadan dünya politikası dalgalanmaya başladı. Şimdilik Rusya, İsrail ve nedense Türkiye’de seviliyor, AB’de ise sevimsiz bulunuyor!