Suriye’deki iç savaş sırasında son 4 yıldır bir önceki ABD Başkanı Obama döneminde başlayan Türkiye-ABD Suriye siyaset farklılığı, Obama’nın halefi Trump döneminde iki ülkeyi adeta hasım haline getirecek hal aldı. ABD’nin, PYDYPG’yle ‘Stratejik Ortaklığı’, IŞİD (DEAŞ) terör örgütüne karşı mücadelede adeta ölümsüz bir aşka dönüşmüş gibiydi. Obama döneminde PYD-YPG’ye verilen, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ifadesiyle 5.000 Tır yükü silah, PYD-YPG aşkının bir göstergesiydi. Tırlar uç uca eklense neredeyse 100 kilometreyi bulacak bu silah yüküne rağmen Afrin’den arkasına bakmadan kaçan PYD-YPG, bir taraftan psikolojik buhrana uğrarken, diğer taraftan da ABD için ‘Bizi yarı yolda bıraktı!’ dedi. Ama hami ABD ve Trump giderse, Fransa ve toy Cumhurbaşkanı Macron var yanlarında!
Macron da son günlerdeki PYD-YPG aşkına kapılanlardan. Aslında PKK elebaşılarıyla olan Fransız devlet adamları aşkı yeni de sayılmaz. Fransızların bir zamanlar ‘God’ dediği ünlü Cumhurbaşkanı Mitterand da PKK ve PKK yanlısı Kürtleri pek severdi. Hele de karısı Madam Mitterand adeta bir PKK aşığı gibiydi…
Macron’un bu yakınlıktaki son icraatlarından biri Türkiye’nin arananlar listesinde bulunan Salih Müslim’in de çatısı altında faaliyet gösterdiği TEV-DEM’in Eş Başkanı Aysa Abdullah’ı Cumhurbaşkanlığı sarayı Elysee Sarayı’nda kabul etmesidir. Üstelik yanında heyeti de varken.
Macron’un resmi programında, eski PYD Eş Başkanı Abdullah’ın yer aldığı heyetin ziyaretine ilişkin herhangi bir gündem maddesi yokmuş. Ama Suriye’nin kuzeyindeki PYD-YPG işgal bölgesinden oluşan heyette ‘Kadın Savunma Birlikleri’ (YPJ) Sözcüsü Nesrin Abdullah da yer alıyormuş. Soyadları aynı olduğuna göre belli ki akrabalar!
Heyette sadece Kürtler değil aynı zamanda Arap ve Suryani temsilciler de varmış. Bu ‘Kuzey Suriye Heyeti’ ile Macron yaklaşık bir saat görüşürken Fransız askeri yetkilileri de yer almış. Yani sanki askeri bir ittifak görüşmesi yapılıyormuş gibi…
Fransa’nın bu genç ve toy cumhurbaşkanının nasıl seçildiğini herkesçe biliniyor. Cumhurbaşkanı olması beklenen ağır toplar birbirini yiyince Macron piyangodan çıkıp 2 adaydan biri oldu. Çoğunluk tarafından ‘ırkçı, yabancı düşmanı’ diye bilinen Le Pen’in yerine ‘ehveni şer’ diyerek Macron’u cumhurbaşkanı seçildi. Nasıl seçtikleri bizi değil Fransızları ilgilendirir. Ama Macron’un bizi ilgilendiren seçimine itirazımız var!
Macron, bu PYD heyetiyle görüşmesi sırasında terör örgütü YPG’ye destek garantisi vermiş. Fransız basınına göre Fransa, Menbiç’e asker göndermeye hazırlanıyormuş. Böylece Fransız askerlerinin bölgedeki Amerikan birlikleriyle koordinasyon içinde hareket edecekmiş. Üstelik bu Fransız özel birlikleri bölgede destek amaçlı konuşlandırılacakmış. Kime ve ne için destek? Herhalde neredeyse sona eren IŞİD’e karşı değil. Geriye kim kalıyor? Türkiye!
Elysee Sarayı’ndan görüşmeye ilişkin yapılan açıklamada, Macron’un Suriye’nin kuzeyinin istikrara kavuşması için Kürtlere destek sözü verdiği belirtildi. Biz buna kızarken son ifade ise ‘Fransa ve uluslararası toplumun yardımıyla SDG ile Türkiye arasında diyalog sağlanabilir!’ şeklinde ve Fransa’nın çizmeyi aştığını ispatlayan zırvalıktı.
Macron’a Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Yıldırım ve MHP Genel Başkanı Bahçeli “Bir terör örgütü ile Türkiye arasında diyalogu sağlama görevini sana kim verdi?’ şeklinde ve oldukça sert ifadelerle gereken cevap verildi. Bakalım Macron’un Fransızları buna rağmen bölgeye gelecekler mi?
İstiklal Harbi’nin Güney Cephesi’nde ‘İlk Kurşun’u atan Dörtyol/Hataylılar, Maraş, Antep ve Urfa’da destan yazanların torunları hâlâ aynı topraklardalar. Tabii ki şahlanan TSK de…
Son Söz: ABD, kuvvetlerini Suriye’den çekecekmiş. Bu arada PYD-YPG’ye destek için vaad edilen 225 milyon dolar da dondurulmuş. Bu Fransa ABD’nin bıraktığı yerde ne bulacağını sanıyor? Aklı sıra Suriye üzerinde hâlâ hamilik mi taslıyor? Öyle ise hayal görüyor olmalı… PYD ve PKK’ya: ABD’den sonra Fransa da sizi yarı yolda bırakacak, benden söylemesi!