TRT 1'de Pelin Çift ile 'Gündem Ötesi' programına takıldı gözüm...
Tarihe yön verenler İstanbul'u ve Fatih Sultan Mehmet Han'ı anlatıyor.
Ve bir soru izleyenlere:
"İstanbul demek ne demek?"
Cevaplar gani...
Pelin Hanımefendi iştahlı...
Sıralıyor peşpeşe...
Dikkatimi çeken bir cevap:
"İstanbul demek HİLAFET demek..."
Pelin Hanımefendi'nin tepkisi daha ilginç:
"-Güzellllll!"
Nedir güzel olan?
İstanbul mu?
Yoksa...
İçteki özlemin dışa vurumu olarak algıladım bu tavrı...
Sızım sızım sızladı kor yüreğim…
95 yıllık Atatürk Cumhuriyeti’nde ‘Hilafet ve Halifelik’ öyle mi; vallahi pes…
Pelin Hanımefendi, bir kulak ver bakalım Aşık Veysel’e…
Karanlık dünyasını pırıl pırıl aydınlatan İstanbul, bakınız ne imiş:
“…Fatih Mehmet Sultan temeli kurdu,
Ondan sonra oldu Türklerin yurdu,
Edirne'den gelen o büyük ordu,
Ayyıldız bayraktır nurun İstanbul.”
Evet, farklıdır herkesin gözünde İstanbul…
Kimileri için hayat törpüsüdür.
Kimilerinin hiç görmeden aşık olduğu şehir!
Senin ‘Güzellll’ dediğin ‘Hilafet’ değildir bu kentin tacı!
Yine Aşık Veysel’e kulak verelim istersen; bakınız İstanbul ne imiş:
“…Denizler kilidi boğazların var,
Dünyaya haykıran avazların var,
Yılmaz Türk Ordusu şahbazların var,
Ferah tut gönlünü serin İstanbul.
Dünya güzelliği sendedir mevcut,
Hususi özenmiş yaratmış Mabut,
Herkesin gönlünde vardır bir maksut,
Halis Türk maksadın varın İstanbul.”
Bakınız aklı evvel biri ‘Hilafet’ için ne diyor:
“-Müslümanların, tüm Müslümanları bağlayıcı tek bir Halife’nin varlığı için çalışmamaları en büyük günahlardan birisidir!”
Allah Allah…
Yazılanlara ve çizilenlere bakınca Cumhurun kendi kendisini yönetmesini, Türkiye Cumhuriyeti’ni içlerine sindiremedikleri apaçık ortada.
95 yıl önce ilan edilen Cumhuriyet ile egemenliğin millete geçtiğini kim inkar edebilir?
Ve yine Cumhuriyet ile birlikte hilafetin, tek kişiye ait olmaktan çıkarılmasına nasıl şaşı bakabilirsiniz?
* * *
Ekrandan taşanlara devam edelim!
İftar sofrasındayız yarım asra yaklaşan ömrümün ortağı ile…
Eskisi gibi top seslerini nereden duyacağız da orucumuzu açacağız.
İşte bu nedenle de elbette TRT 1’deyiz o saatlerde…
Sorumluluk üzerine sözler söyleniyor ki dikkatimi çeken bir cümle çıktı hatibip ağzından:
“…Asıl sorumluluk babada. Annenin sorumluluğu daha az!”
Üstelik hatiplerden biri de kadın…
Hiiiç itiraz gelmedi nedense!
Onun yerine ben itiraz ettim sofra başında!
Allah aşkına hala mı erkek-kadın ayırımcılığı?
TRT ekranlarında çağların gerisinde kalan bir fikir...
Unutulmasın ki, günümüzde kadının da erkeğin de ortak ve büyük sorumlulukları var. Hatta kadının sorumlulukları ve yükü daha fazla…
Yeni bir yazıda buluşmak umuduyla…