İblis bile iğrenirken…

Ramazan Durmuş

Gazetecilikte eski yıllar…
Daktilonun başına geçer askeri ya da bürokratik bir dedikodu duyduğumuzda haberleşme adına can atardık.
İsmini açıklamayan askeri çevreler…
Adını vermeyen bürokratik çevreler…
Haber ne de allanır, pullanırdı!
Sonra bir toplumsal olay için telefonun başına geçer gayri ihtiyari numaralar çevirir, kendimizi tanıtır; görüşlerini alırdık. 
Ben diyeyim 5, siz ekleyin 10…
Ya habere yazılan rakam, onun hiç sormayın…
Telefon anketimize katılan 500 vatandaş!
Şimdilerde geçmeyen gerekçe… Öyle ya bu denli teknoloji çağında değil mi; yemezler!
Ama şimdilerde bir yemezler işini böyyük böyyük anket şirketleri yaşatııyor.
Ama hepsi yüzsüz… Rakamlar yerlerde sürünüyor yine ahkâm kesmeye devam…
İşte 24 Haziran seçim sonuçları…
Bir değil onlarcası çuvalladı!
İş böyle olunca anketçilerin halini en güzel aktaran Milliyetçi Hareket’in Lideri sayın Devlet Bahçeli Bey’in sözü aklıma düştü.
Devlet Bey, şöyle diyordu, özetle:
"-Milliyetçi Hareket Partisi anketlere sığmaz, rakamlara girmez, yüzde hesaplarıyla anlaşılmaz!"
Peki anketçiler ne yapıyor; sahiplerinin peşinde dön babam dön...
Seçim sonrası CNN Türk'te bir geyik sohbetine takıldı bu kez elimdeki kumanda...
Bildik ses, Ahmet Hakan Coşkun... 
Bir lidere sadece soyadı ile hitap edecek kadar da fütursuz!
Efendim, MHP seçmeni sandık başına giderken zorlanmışmış...
Yalandan kim çatlamış ki Ahmet Hakan Coşkun da çatlasın!
Oysa o da biliyor Milliyetçi Hareket’in yüzde hesaplarıyla anlaşılamayacağını… Bu rakam oyununu görünce aylardır benimle "Baraj altı" muhabbeti yapanlar aklıma düştü. 
Şimdi aramıyorlar ama kulaklarını hep çınlatıyorum!
Ne demiştim onlara:
"-Milliyetçi Hareket 1 Kasım seçimleri öncesinden daha kötü değil!"
Ne dediğim ortada idi… 
Sözüm ona eyvah baraj altı diyeceğimi bekleyenler bu sözüme de burun büküyorlardı. 
Ne oldu, işte sonuç ortada...
Neyse Ahmet Hakan Coşkun'un anketçilerine dönelim ve onlara en güzel cevabı da yine Devlet Bey’e versin:
“-Algı ve ayak oyunlarıyla milli iradeyi çarpıtmaya, milletimizi aldatmaya heves ve tevessül eden satılık anketçilerden, sanıyorum iblis bile iğrenecek duruma gelmiştir.”
Bu kadarlık yeter!
* * *  
Bir karikatür ve küçücük körpe yavrularımızın hazin sonu…
Bu nasıl bir gidişattır anlamak mümkün değil…
Eskiden komşunun ekmeğini bile komşunun çocuğu alırdı…
Peki ya şimdi?
Komşu komşunun çocuğunun canını alıyor!
Sahi, hayvan gördüğünde başını okşayan bir nesil, nasıl oldu da katledip zevk alan bir canavara dönüştü?
Aç görünce en yakın bakkaldan ekmek arası yaptırıp eline veren nesillere ne oldu? 
Aç olan var, hamilesi var, çocuklusu var günah diyerek yediğini içtiğini kapalı mekanlara sığdıran nesiller şimdi nerede?
Yolda yaşlı görünce elinden yükünü alıp evine kadar taşıyan nesillere ne oldu?
Öylesine bencil varlıklar olduk ki insanlığımızı unuttuk!
Ve önce Eylül… Sonra Leyla…
Kor oldu acı sonları yüreklere…
Şimdi onlar, birbirlerine şöyle sesleniyordur Cennet’te:
“Korkma! Artık bütün kötülükler aşağıda kaldı!”
Gerçekten ölen Eylül ve Leyla değil!
Onların yemyeşil ve kapkara gözlerinde insanlık öldü!
Yeni bir yazıda güzellikleri paylaşmak dileğiyle…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.