"Teşkilat-ı Mahsusa'nın Son Kurşunu"nu yazalı 8 yıl olmuş.
Yazıya: "Tezgâhın önünde de arkasında da ABD var." diye başlamıştık.
Hedefin, Türkiye Cumhuriyetinin yıkılması ve yerine Protestan bir devletin kurulması olduğunu yazmıştık.
"Bunun için gönüllü ve rövanşist Müslümanların kullanıldığını" anlatmıştık.
1970'lerde İzmir'de doğan FETÖ hareketini kastetmiştik.
Sonra da hikâyenin derinliklerine 1820'lerin İzmir'ine gitmiştik…
Teşkilat-ı Mahsusa'nın, 1915'te icra ettiği "Ermeni tehciri"nin, Amerikan misyonerlerinin 95 yıllık faaliyet alanında nasıl bir boşluk meydana getirdiğinden bahsetmiştik.
Ortada bir soykırım olmadığı halde "soykırım" defterinin 100 yıldır neden kapanmadığına dikkat çekmiştik.
***
VE TARİH ŞUNLARI DA YAZIYA EKLEMİŞTİ:
Osmanlı ülkesinde faaliyet gösteren Amerikan Protestan misyon örgütlerinden en büyüğü ve önemlisi "American Board of Commissionars for Foreign Missions"du.
Bu örgüt 1810 yılında Boston'da Presbyterian ve Congregational kiliselerinin üyeleri tarafından kurulmuştu.
Başlangıçtaki hedefi Amerikan yerlilerini ve Amerika kıtasındaki Katolikleri Protestanlaştırmak iken, sonradan "bütün dünyayı Protestanlaştırmak" olan yeni bir hedef belirlemişti.
Bu hedefe ulaşmak için de iki önemli aracın bulunulduğu düşünülmekteydi: "İslam'ı yok etmenin bir yolu olarak Müslümanları ve sözde Hıristiyanları (Ermeni Gregoryen, Süryani, Keldani vb.) Protestanlaştırmak…"
Misyonerler, toplantılarda sürekli "kilise ve okullar yoluyla ulusların Hıristiyanlaşmasını, bunun için de hükümet desteğini reddetmemek gerektiğini" söylüyorlardı.
Bu arada Ermeniler de "sözde Hıristiyan" sayılıyordu.
***
OPERASYON 1820'DE BAŞLADI:
1820: İlk Amerikan Protestan Misyonerleri Pliny Fiks ve Levi Parsons İzmir'e ayak bastılar. Levi Parsons, İzmir'e çıkar çıkmaz, "Bu günah İmparatorluğunu tamamen yıkmak ahdim olsun" diye yazdı.
1848: Amerikan Misyonerleri, Osmanlı Devletinde bir Protestan Cemaati yarattılar. Tamamı Ermenilerden oluşan bu yeni cemaati Osmanlı Hükümetine resmen tanıttılar.
Bu arada 2007'de İstanbul'da öldürülen Agos gazetesi yazarı (TKP/ML'li Fırat) Hrant Dink de Protestan Ermenilerdendi.
1850: Amerikan Misyonerleri Osmanlı Ermenileri arasında eğitim çalışmalarını hızlandırdılar ve bundan sonraki 35 yıl içinde 80 Lise, 8 yüksek kolej ve 16 kız okulu açtılar.
Bu okullardan en önemlisi şüphesiz Robert Kolej ve onun üniversitesi olan Boğaziçi Üniversitesiydi.
Robert Kolej Müdürü DR. Gates'in Paris Barış Konferansı dolayısıyla Prof. Albert Lybyer'e gönderdiği mektupta adeta "geleceği okuyor"du: (Robert College March 2, 1919)
"Ermeniler ve Rumları kurtarmak için Türkleri de kurtarmamız lazımdır."
"Türkiye de nasıl bir hükümet kuracağız? Türkiye'deki Hıristiyan milletler meselesi ancak bu mesele halledildikten sonra ele alınabilir."
Robert Kolej'de tezahür eden bu Amerikan görüşü, Türkiye'nin artık "Türklere bırakılmayacak kadar" önemsendiğinin bir göstergesidir.
Bir Amerikalı Protestan misyoner okulu müdürünün elindeki en iyi reçetenin "Türkleri Protestan yapabilecek bir idare" olduğu açıktır.
1820'deki papaz yeminiyle başlayan intikam saldırısından yüz yıl sonra Türklerin bu oyunu bozması bir gerçeği ortaya çıkarmıştır.
Türkiye'yi iyi analiz eden ABD ajanları, hedeflerine ulaşmak için Müslüman cemaatlerin ve İslamcı partilerin Protestanlık misyonunu üstlenmesi gerektiğini fark etmişlerdir.
İşte Türk çocuklarını ailesinden kopararak robotlaştıran FETÖ'deki "Ilımlı İslam ve dinler arası diyalog" söyleminin, ABD tarafından halen destekleniyor olması bu tarihi olayların bir neticesidir.
***
VE GÜNÜMÜZ...
16 Nisan 2018, BBC Türkçe:
Zeytindalı Harekatıyla Afrin'in ele geçirilmesinin ardından 19 Mart günü Boğaziçi Üniversitesi'nde birkaç öğrenci lokum dağıtmak için bir stant açtı.
"İşgalin katliamın lokumu olmaz" diyerek şehit Mehmetçikler için açılan standa saldıran "Marksist Düşünce Topluluğu" üyesi öğrencilerin bir kısmı 22 Mart Perşembe günü gözaltına alındı.
Amerikalı Robert'in Boğaziçi'sinde durum buydu.
17 Nisan 2018, Wall Street Journal:
WSJ, Gülen yapılanmasına üye olmak suçlamasıyla İzmir'de tutuklanan ABD'li Papaz Andrew Craig Brunson'u Türkiye tarafından ABD ile yaşanan Gülen gerilimde "rehin" olarak tuttuğunu öne sürdü.
18 Nisan 2018, Twitter
ABD Başkanı Trump, Türkiye saatiyle sabah 05.32'de Rahip Brunson'a sahip çıkan bir tweet attı.
"Amerika'da iyi bir beyefendi ve Hrıstiyan lider olan Rahip Brunson yok yere Türkiye'de yargılanıyor ve zulme uğruyor. Ona casus diyorlar ben ondan daha fazla casusumdur. Umuyorum ki evine ve ait olduğu güzel ailesine dönmesine izin verilecek."
Trump'ın tehdit kokan sözleri bize, iki asır önce İzmir limanına çıkan Papazın "değişmeyen misyon"unu hatırlatıyordu.