15 Temmuz'da milletçe yaşadığımız olaya karşı milletçe ve aynı kararlılıkta bir siyasi tavır geliştiremememizin çeşitli sebepleri var.
Bu sebepler ortadan kalkmadıkça farklı siyasi tavırlar da ortadan kalkmıyor.
Yenikapı ruhunun korunamamasında,Sol'dan gelen "tiyatro" iddiası etkili olmuştu.
Böylesine kanlı bir olaya "tiyatro" diyebilmesi için adamınaskerliğiniStalin Rusya'sında sefer görevini de Latin Amerika'daki darbeci Albayların yanında yapmış olması lazımdı.
"Biz ne darbeler gördük" muhabbeti yani…
Yaşanan olayın, hafızamızdaki "mükemmel" darbe örneklerinden farklı olması çarşıda, pazarda, kahvede ve gurbette gelişmiş olan "uyanıklık" hormonunu tetiklemiş olmalıydı!
Zaten hükümetin anlattığı vakalarda bir muhalifin inanmadığına başka bir muhalifin inanması uyanıklığa ihanet olarak algılanacağı için de "tiyatro" lafı çabuk tutmuştu.
***
HAYAL KIRIKLIĞI
Peki, neydi bu olayın herkes tarafından aynı gözle görülmesine mani olan sebepler?
Birincisi "darbenin bir yere kadar olması"ydı.
Ekranda TRT spikerinin okuduğu sıkıyönetim bildirisini gören vatandaş, "darbeciler TRT'ye kadar geldiyse bu iş tamamdır" düşüncesine kapıldılar.
Bu düşünce aynı zamanda "ne pahasına olursa olsun Tayyip'idevirme"yi de ifade ettiği için bu "darbe oldu!" düşüncesi, CHP cenahında belli belirsiz bir sevinç de meydana getirdi.
Öyle ya askeri darbeler bugüne kadar hep"şeriat tehlikesine karşı" yapılmıştı!
Sonra ise "darbe değil, başarısız darbe girişimi oldu" denince ikisinin arasındaki fark, CHP'lilerin fazla umurunda olmadı.
Bir hayal kırıklığı ve mızmızlanma başladı.
Oysa "darbe"yle başarısız darbe girişimi arasında dağlar kadar hatta 780 bin kilometre kadar yani Türkiye kadar fark vardı.
Çünkü birincisinde Türkiye sizin oluyordu; ikincisinde Türkiye size zindan oluyordu.
***
DARBENİN BAŞARISIZ OLMASI TESADÜF MÜDÜR?
Yani Türkiye'nin bekası tesadüflere mi kalmıştır?
İşte bu soruya "evet" diye cevap verirseniz, devleti hiç tanımamışsınız demektir.
Ben CHP'lilerin ve bu işe "tiyatro" diyenlerin devleti yeterince tanımadıkları hususunda iddialıyım.
Şimdi siz, 8- 10 bin personelle güvenlik hizmeti veren MİT'in yerinde olsanız, ordudaki FETÖ'cü yapılanmayı da 15 Temmuz'dan sonra kurumlara liste gönderecek seviyede takip ettiğinize göre olası bir darbe için bir "B planı" yapmaz mısınız?
Demem o ki ilk tercihiniz tabii ki "darbesiz bir Türkiye…"
Ama oldu da bir darbe planına mani olamadınız; böyle bir girişimi akamete uğratmak için önceden stratejik noktalara eleman tertibinde bulunmaz mısınız?
Darbenin başarısız olmasında yani zihinlerdeki o bilinen"darbe imajı"na uymamasında tabii ki başta MİT olmak üzere güvenlik güçlerimizin çabaları etkili olmuştur.
MİT'in bu darbeyi, orduyu ikiye bölmeden, özel kuvvetlerde olduğu gibi ilk başlarda"kırmızı kuvvet-mavi kuvvet" ayırımını yapmanın bile mümkün olmadığı bir iç savaşa dönüşmeden bastırabilmenin yegâne yolunun "halk desteği" olduğuna inandığı anlaşılıyor.
Bu desteği sağlamanın yolu da darbeyi erken başlatmak ve Hükümetin halkı sokağa çağırmasını sağlamaktır.
Darbenin darbeciler açısından "çok olumsuz" bir saatte herkes televizyon başındayken başlamasında MİT'in bu kanaati etkili olmuş olabilir.
İstihbaratçıların, herkesten farklı yöntemlerle çalıştıkları sır değildir. Düşmanın içine sızarak, sağ gösterip sol vurarak veya vuracakmış gibi yapıp düşmanı hataya zorlayarak bu darbeyi "tanınamaz hale" getirmiş olmaları tabii ki mümkündür.
Biz olana göre konuşuyoruz.
Darbe planlandığı gibi saat 03.00'da başlamış olsa biz uyanana kadar bütün birliklerin nizamiye kapıları tutulmuş, silahlar cephanelikler ve karargâhlar FETÖ'cülerin eline geçmiş, yeni Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanları da atanmış olabilirdi.
Ordusu elden gitmiş bir Türkiye'ye bundan daha iyi bir darbe yapılabilir mi?
Yeni komutanlar sabah uygun bir vakitte "mesela saat onda" gayet güzel hazırlamış oldukları içinde Atatürk filan da geçen Yurtta Sulh bildirisini de okuyunca kim bilecekti kimin FETÖ'cü olduğunu?..
Ekrandaki Ergün Diler mi söyleyecek? Yoksa Cem Küçük mü?.. Zeki Üçok Albay mı anlatacak orduda ne kadar çok FETÖ'cü olduğunu yoksa Mete Yarar mı?...
Onlar o sırada ekranda olmayacaklardı ki…
***
"ATATÜRK KİMDİ DEDE?"
İnsanlar yaşananı biliyor. Yaşanana göre düşünüyor, o bambaşka Türkiye'de neler yaşayabilecek olduğumuzu hayal bile edemiyor.
Bu yüzden de: "Yok canım!.. Daha neler böyle darbe mi olur?" demek kolayına geliyor.
Tabii ki böyle darbe olmaz. "Darbe olamadığı" için böyle zaten…
Olsaydı o zaman anlatırdınız torunlarınıza!..
"Ben tam darbeyi bastıracaktım. Adam 'Atatürk' dedi, 'Yurtta Sulh' dedi…
Dedim 'bunlar bizimkiler'!.."
Torun da sorardı o zaman size!..
"Atatürk kimdi dede?.. Biz niye duymadık hiç adını?.."
15 Temmuz darbesi başarılı olsaydı…
Seyrederdiniz o zaman filmi, "tiyatro"yu!..