Yazıya başlarken bazen nefis devreye giriyor. Gönül, söze "bin kere söyledik" noktasından girmek istiyor.
Memlekete faydası yok, deyip geçiyoruz.
Sonra şeytan, insanın aklına daha kötü şeyler getiriyor. Ona da zaman ve mekân elvermiyor.
Bazen içimizden İstanbul'un "kapı"larını tekmelemek geçiyor.
Belediyelerin Bakanlıklarla el ele imar planını değiştirip cemaate peşkeş çektiği okul arazilerine bakıyoruz.
Kayyumda olan var olmayan var. Yangından mal kaçırır gibi satılan var satılmayan var!
Kamuya geçtikten sonra partizanlık, adaleti neresinden ısıracak onu da merak ediyoruz.
İlişkiler o kadar karmaşık ki…
Celallensek de güvenmiyoruz, neşelensek de güvenmiyoruz.
Örgütlü ve güdümlü siyasi ilişkilerde içinden çıkılması güç bir kombinasyon hesabı vardır.
Hani liseden hatırlarsınız… Permütasyon - Kombinasyon…
"Trabzon"un bilmem kaç hamlede "nozbarT" yapan hesaplar…
50 Bin kişilik bir ekip düşünün beşerli gruplar halinde 10 bin "hizmet" ya da "saldırı" timi!..
Bunların da başında ağabeyleri, onların da başında imamları var.
Devlet içinde devlet kurmak ve yavaş yavaş devletin tek sahibi olmak için 40 yıl geriden gelerek 10 yıl boyunca "ne istiyorlarsa" alıyorlar!..
Adeta iki devletin birbiriyle siyasi, ekonomik, mali, ticari, sosyal, kültürel, sanatsal ve sportif ilişkiler çerçevesinde iç içe geçtiğini düşünün!
Sonra da bunlardan birinin "hain" olduğu ortaya çıksın.
Ayıklayın pirincin taşını!..
Taş olsa gene iyi!
Yarım çuval Osmancık pirincine, yarım çuval Arjantin pirinci boca edilmiş…
Sonra da 10 yıl boyunca santrifüje girmiş!..
Gel de şimdi ayıkla pirincin hasını!..
Ayıklayamayınca da altta kalana "kaçak pirinç" yaftası vur.
Çuvalın üst tarafı Ramazan paketi; alt tarafı köpek maması olsun!..
Yok böyle bir adalet!..
Devlet bu "partizan" tutumla, emniyeti sağlasa bile ilerde karşımıza daha büyük sorunlar çıkacaktır.
Bu milli kayıtsızlık, bu adam asma oyunu, bu düşman çoğaltma hiç de hayra alamet değil.
Bu kadar çelişki, hiçbir kitaba sığmaz!..
"Referandumda evet vermeyen şöyle olsun böyle olsun" demişsiniz!..
Yüzde 58 "Evet"le gelen FETÖ yargısı, gitmiş orduyu yarmış; kendisine darbe alanı açmış.
Sonra da darbe olmuş.
Çelişki sadece bununla kalmıyor.
"Dindar nesil yetiştireceğiz" demişsiniz. Adam "din sohbeti var" diye gitmiş!..
Şimdi "neden sohbete gittin" diye adamı "vatan haini" ilan ediyorsunuz!..
Bank Asya'yı bir Başbakan iki müstakbel Cumhurbaşkanı, üç makasla açmışsınız.
Banka vatandaşa, tahsislerde, hak edişlerde filan "uğur getirmeye" başlamış!..
Kredi kartı, adeta namaz takkesi, hesap ekstresi hilye-i şerif, pos makinesi dindarlık beratı olmuş!..
Vatandaş ne bilsin, faizsizdir; sıraya-kuraya faydası olur diye gitmiş hac parasını oraya yatırmış!..
Siz şimdi "bankada hesabın çıktı!" diye adama "kaçak pirinç" muamelesi yapıyorsunuz!
25. yıl kutlamalarına, bütün bakanlar kuruluyla katılmış: "Zaman gazetesi, ateşte açan bir çiçektir" demişsiniz!..
Vatandaş size şirin görünmek, çocuğunu işe sokmak, parasını zamanında almak için gitmiş abone olmuş! Zaten bir ara olmayanı dövüyorlarmış!..
Şimdi çıkmış, "Zaman abonesi" diye adamı okul çağındaki "üç çocuğuyla" birlikte işinden atıyorsunuz!
Özel okullara teşvik kanunu çıkarıp, aynı anda da cemaate parsel parsel arazi tahsis etmişsiniz.
Kendi çoluk - çocuğunuzu da cemaatin okuluna - dershanesine vermişsiniz.
Devlet okullarında eğitimi de şike yapar gibi iyice göçertmişsiniz!
Yurt dışındaki cemaat okullarının reklamının yapıldığı Türkçe Olimpiyatlarına katılıp: "Mübarek bir ideal uğruna yollara çıkmış" öğretmenlere "tekrar tekrar teşekkür" etmişsiniz.
Manidar vurgularla: "Biz… Gurbette olup bu vatan topraklarının hasreti içinde olanları…
Aramızda görmek istiyoruz!" dedikten sonra davetkâr bir bekleyişle tam 57 saniye boyunca, 10.400 kişi tarafından ayakta alkışlanmışsınız!
Şimdi çıkmış, "çocuğunu niye FETÖ'nün okuluna verdin" diye adamı emekliliğine üç yıl kala, karı koca görevden alıyorsunuz!
Hayatı o kadar kolay mı sanıyorsunuz?
Düşmana vuran kurmayla, ihtilal yapan Komünist dışında bunu kimse yapmaz!..
Sınavda hile yapanı, stratejik görevde olup, güvenlik tehdidi yaratanı, örgütün beyin kadrosunu, darbeye karışanı al eline parçala…
Niyeti devleti ele geçirmek olup da milleti mukaddesatla aldatanı, görevden al, tutukla, hücrelere at!..
Devlet sırrını haber yapıp bütün dünyaya yayanı, vatana ihanetten yargıla ve icabında kazığa bağla!
Ama insan kolay yetişmiyor, bunu da unutma!..
Evladını zor şartlarda okutup adam etmiş gözü yaşlı anne ve babaları unutma!..
Adil bir ayırım yapılmaması durumunda devlete düşman olacak hiçbir şeyden habersiz okuluna giden çocukları unutma!
Yüzde yüz emin olmadan kimsenin boynuna "vatan haini" yaftası asma!
Eğer ayıklayamıyorsan; çekil bir kenara…
Tarlada pirincin âlâsı var!
Fazla zorlama!..