Cephe Gerisi Nazlıları!

Şükrü ALNIAÇIK

Ordumuz Afrin'de gayet başarılı ilerliyor.

Yaşanan öyle olaylar var ki, bunlar, Erdoğan düşmanlığıyla gözleri kararmış felaket tellallarını mahcup ediyor.

Mesela Halep'ten gelerek Afrin'e girmeye çalışan PYD konvoyunun yüksek bir teknolojiyle ve askeri maharetle vurulması, stratejik bir hamleydi.

Tuzağa çekilmiş bir ordu, harekâtın 35. Gününde bu kadar soğukkanlı olamaz ve böyle "kaymaklı" hamleleri tam zamanında yapamaz.

***

 

Kıbrıs Barış Harekâtında 13 yaşındaydım. Kepçe kulakları radar gibi açılmış, radyo haberlerini dinleyen bir orta mektep çocuğuydum.

Sivas caddesindeki evimizin önünden üzerinde "Şarkışla …. Köyünden Kahraman Ordumuza…" yazılı canlı hayvan kamyonları akardı Mersin'e doğru…

Büyük Türk milleti nasıl özlemişse Yunan zulmüne karşı savaşmayı…

Taksi durakları bile ordusunun emrindeydi.

Arabaların farları lacivert kâğıtla bantlanır, geceleri karartma uygulanırdı.

Kocatepe muhribinin, "vur emri" almış Havacılar tarafından "Yunan gemisi" niyetine vuruluşunu hatırlarım.

Türk'e özgü "kurmay kararlılığı"ndan az çok anlarım.

Töre için babasına isyan eden Mete ile beka için kardeşinden vazgeçen Osmanlı padişahları, mesleki notlarımız arasındadır. 

Bunlar Türk'ün milli beka unsurlarıdır.

Şimdi Afrin harekâtı da aynı kararlılıkla yapılmaktadır.

Türk ordusu Afrin'de aynı kararlılıkla, yine destan yazmaktadır.

***

 

Bu Neyin Nazlanmasıdır?

Bazı arkadaşların zihin küfesi, kendilerine biraz ağır geliyor.

Beka için de olsa mücadele etmek işine gelmiyor; küfesini bir türlü kaldıramıyor.

Böyle olunca da tabloyu yorumlarken bin bir yalan uyduruyor.

Hem Esad'la ve Rusya'yla hem de İsrail ve ABD'yle flört halindeki Marksist Kürtlerin Afrin üzerinden Amanoslar'ı aşma hayalinin, Adana- Mersin- Antalya hattına sıçrama rüyasına ilham vereceğini öngöremiyor.

Bu rüyanın, Muğla-İzmir-İstanbul yönünde bir umuda yol açacağını aklı almıyor.

Sınırlarımızda fitne kazanı kaynıyor, adam bize martaval okuyor.

Sonra da bizi siyasi atraksiyonlara destek olmakla suçluyor.

Be hey, ağanın aksi kölesi!..

MİT, senelerdir sahayı taramış, bağlantılar yapmışsa…

Türkmenlerden El Hamza, Sultan Murat, Semerkant tümenleri kurmuşsa…

Dost kuvvetleri de yedeğine almışsa…

Kıbrıs'taki "mücahit"lerin yerini ÖSO milisleri almışsa…

"Kızılelma" ikliminde "Bozkurt" nidaları kol geziyorsa…

Kös vurmuşsa, mehter takımı hücum marşını çalıyorsa…

Özel Kuvvetler içeri sızmış ve siftahı açmışsa…

Hava Kuvvetleri düşmanı nokta nokta vuruyorsa…

Komandolar, bindirmeyi yapmışsa…

Tanklar mevzilerine oturmuş, terör istihkâmlarını uçurmuşsa…

JÖH ve PÖH timleri, PKK'yı sökmek için yola çıkmışsa…

Etkisiz hale getirilen terörist sayısı 2.100'ün üzerine çıkmışsa…

Savaş daha nasıl olur?

Siyasi tevil firarları…

Psikolojik savaşın kılıç artıkları!..

Sizin bileğiniz Çin porseleni, yüreğiniz Bohemya kristali, ciğeriniz altın kaplama mıdır?

Bu neyin nazlanmasıdır?

***

 

Ve… Salih Müslim Çekya'da Yakalandı

Hafta sonu ajanslara düşen bir başka haber de PYD eski lideri Salih Müslim'in Çekya'da yakalanmasıydı.

Salih Müslim bir konferansa davet edilmiş; MİT görevlileri, İnterpol tarafından aranan bu teröristi resimlemiş, Türk İnterpolü devreye girmiş ve Salih Müslim gece yarısı 02.35'te gözaltına alınmmıştı.

Türkiye'nin talebi üzerine yakalandığı olayın görünen tarafıydı.

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, "iade edilmesini bekliyoruz" derken bir hayli umutluydu.

Tabii ben olaya biraz daha derin bakma eğilimindeyim.

Çekoslovakya dağılmadan önce doğu blokunun önemli ülkelerinden biriydi.

70'lerde Türkiye'ye giren silahların önemli bir bölümü Çekoslovak yapımıydı.

Hem Çekler, hem de Slovaklar Slav halklarındandı.

Yani Sosyalizmin yerini Milliyetçiliğin hatta etnik devletleşmenin aldığı soğuk savaş sonrasında da Çeklerin Moskova'yla olan bağları kopmadı.

ABD ve Almanya'nın Doğu Avrupa'ya bu kadar müdahil olmaları da zaten "Panislavizm" korkusundandı.

Putin'le birlikte Ruslar bu kez "Slav" kimliği üzerinden yeni bir "Doğu Bloku" kurabilirdi.

Ben Çek Cumhurbaşkanı'nın son zamanlarda uluslararası toplantılarda Putin'i okşayan Rusça konuşmalar yapmasına da bakarak; Salih Müslim'in yakalanmasının Moskova'nın bilgisi dahilinde değilse an itibariyle ilgisi dahilinde olduğuna inanıyorum.

Suriye'ye baba şefkatiyle yaklaşan Rusya'nın, PYD'nin emanetçi kurucusu Salih Müslim'i Türkiye'ye bırakacağına fazla ihtimal vermiyorum.

Böyle bir teslimat gerçekleşse bile Salih Müslim'in PYD'yi ABD'nin elinden geri almak için kullanılmak amacıyla gündemde tutulacağını düşünüyorum. 

Müslim'in böyle bir gücünün olup olmadığı tartışmalıdır.

Ancak, eğer Salih Müslim Çekya tarafından bir paket gibi Türkiye'ye teslim edilirse bu jestin, Türk-Rus ilişkilerine olumlu katkı yapacağından bir şüphe duymuyorum.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.