17 Aralık 2016 Cumartesi günü Kayseri'deki Komando Tugayımızın çarşı iznine çıkan askerlerini taşıyan halk otobüsü, bomba yüklü bir araçla vuruldu.
Saldırıda 14 askerimiz şehit düştü; 56 askerimiz de yaralandı.
Komandolarımız, bir süredir dağlık Hakkari kırsalında PKK'ya ağır darbeler vuruyordu.
Ayrıca bu birliğimiz, 1974'te Kıbrıs'ta, ilk hava indirme operasyonuyla, ilk madalyasını aldıktan sonra ikinci Üstün Cesaret ve Feragat Madalyası'nı, 1992'de Kuzey Irak'ta, almıştı.
1452 PKK mensubunun etkisiz hale getirildiği "ÇekiçHarekâtı", büyük bir başarıyla tamamlanmıştı.
Komando birliklerimiz, Jandarma veya Polis Özel Harekât gibi bir iç güvenlik birimi değildir.
Mavi bereliler, doğrudan doğruya "savaş ve muharebe" kuvvetlerimizdir.
Komandolarımızın, "hava indirme" veya "dağlık arazide etkin mücadele" gibi operasyon kabiliyetleri sebebiyle terörle mücadelede kullanılması,ayrı bir stratejik konudur.
Ancak, 1. Komando Tugayına Kayseri'de yapılan kalleş saldırı, PKK için Türkiye'nin düşmanlarına sunulan bir "referans mektubu" niteliği taşımaktadır.
Amerikan, Rus, Alman, İngiliz, Yunan, İran, İsrail…
Hiçbir istihbarat örgütünün,diplomatik sorumluluk almadanTürkiye'nin istediği noktasındaeylemyapabilme kabiliyetiyoktur.
"PKK ihaneti"nin stratejik önemi bundan kaynaklanmaktadır.
Aynı şekilde bir ülkede hain yetişmesine engel olan "Milli Eğitim"in önemi de burada ortaya çıkmaktadır.
Milli Eğitim'in yetersiz kalmasıhalinde ortaya çıkan "Milliyetçi örgütlenmeler" de meselenin bir parçasıdır.
Yani işin ucu gelip yine Ülkücü harekete dayanmaktadır.
Kayseri benim memleketim.Bu kentin dokusunu, sadece hemşerilikten değil, mesleki ilgi ve alakamdan dolayı dabilirim.
Şehrimin yüreğini yakan bu patlamanın, 5 Km ötedeki Tavlusunkabristanında yatan dedemi ve babamı rahatsız ettiğinden deeminim!
Kayseri, hem askeri potansiyeli, hem de medeni cesareti yüksek bir Selçuklu kentidir.
Kuzey- güney hattında Sivas'ın Yiğidolarıyla Adana'nın Yiğitlerini birleştiren bir Avşar damarı vardır.
Rahmetli Başbuğ'un da mensubu olduğu bu hat,Uzunyayla'dan başlayıp, Şarkışla-Pınarbaşı- Bünyan-Talas-Zincidere-Develi-Tomarza-Yahyalı-Kozan-Kadirli-Osmaniye üzerinden Dörtyol'da denizle buluşur.
Dörtyol, Kurtuluş Savaşında düşmana "ilk kurşun"un atıldığı yerdir. Düşman, Dörtyol direnişi sayesinde Torosları aşıp, Kayseri'ye gelememiştir.
Dadaloğlu diyarının bu Türkmenhavzası, Toroslarda damarlanarak bir yandan Mersin'e, Erdemli, Mut ve Silifke'ye bir yandan da Maraş'a, Antakya'ya ve Amanoslar üzerinden Suriye'ye kadar uzanır.
Bin yıldan beri Haçlıların ve onlarlaişbirliği halindeki Kilikya Ermenilerinin tarihi planlarını bozan bu ortak kültürlü insanlar, Selçuklu Oğuzlarıdır.
Doğu batı hattında ise Çin'den gelen İpek yolunun ticarethayatına getirdiğicanlılık vardır.
Bizans Ermenileri ve Kapadokya Rumları gibi Kayserililerin de bir ayağı, beş yüz yıldır İstanbul'da, Kapalı Çarşıdadır.
Askeri cesaretin medeni cesaretle buluştuğu Kayseri, bir milli provokasyon için en elverişli noktadır.
Nitekim Cumartesi günkü olaydan sonra ortaya çıkan görüntüler, PKK'nın Türkiye çapında ne yapmak istediğini açıkçaortayakoymuştur.
Biz, Türk'ün tanımını, Lozan ve 1924 Anayasası gibi Misak-ı Milli'ye göre yapan Ülkücüleriz.
Güneyde vatandaşımız olan Kürtler ve Araplar, Kuzeyde Lazlar Gürcüler, Çerkezler, Arnavutlar, Boşnaklar.. zaten "iradî Türkler"dir.
İmparatorlukla teşekkül etmiş "Tarihi Millet"tanımı çerçevesinde "Türklüğü" böyle işleriz.
Buna göre "Osmanlı bakiyesi Müslüman nüfusun tamamı Türk'tür."
"Türk'üm" deyince samimiyetle mutlu olan gayrimüslimleride reddetmeyiz.
Bu tanım, Atatürk'ün yemin ettiği Misak-ı Milli'ye, kurucu antlaşma Lozan'a, Anayasalarımıza, 9 Işık'a, Türk-İslam Ülküsüne ve MHP'nin ideolojik çizgisine uygundur.
Yani bize mahsus bir keşif değildir.
PKK, yaptığı eylemlerle araya kan ve kin sokarak Kürtleri bu "tarihi millet"in içinden çıkarmaya ve bir "kavim millet" olarak ayırmaya çalışmaktadır.
Doğru anlaşılması gereken nokta işte burasıdır.
MHP LideriDr. Devlet Bahçeli'nin, insanı çileden çıkaran PKK eylemlerinden sonra "Kürt düşmanlığı cinayettir" demesinin sebebi de budur.
Ben dün Kayseri'de canı yanmış hemşerilerimin tepkisindeki kontrolü fark ettim.
HDP İl binası, halkın doğrudan iradesiyle kapatıldı.
Kayserinin emaneti olan komandolara ihanet bombasıyla saldıranların bu ilde siyaset yapamayacakları kendilerine kansız bir şekilde anlatıldı.
Karar ve eylem, bununla sınırlı kalmalıdır.
PKKnefreti,asla"Kürt düşmanlığı"na doğru savrulmamalıdır.
PKK terörünün amacı, beyinlerde bölünmeyi - gönüllerde ayrışmayı sağlamaktır.
En kanlı eylemler bile Türk-Kürt ayrışması için sadece bireraraçtır.
En hakiki intikam, butuzağa düşmemek...
En büyük zafer, buoyunu bozmaktır.