Bundan üç buçuk yıl kadar önce, 25 Ağustos 2014'te "Format" başlıklı bir yazı yazmış ve yaşanan "mazi, arşiv, sicil" sorunlarına dikkat çekerek hareketin "kurumsal bir formata ihtiyacı olduğunu" ifade etmiştim.
Sancısı bizimkiyle aynı olan pek çok Ülküdaştan da olumlu tepkiler almıştım.
Şimdi bu "Format" büyük ölçüde gerçekleşmiş görünüyor.
O yüzden bugün de bu başlığı bir kez daha kullanacağım.
***
"KÖTÜ KESİM!.."
Önce 25 yıllık "kullanıcı" tecrübemize güvenerek biraz teknolojik "yetki aşımı" yapalım!..
Bilgisayarcılardan müsaade alarak, onların ihtisas alanına müdahil olalım.
Çünkü bu "bad sector" ve "format" örneği, sadece MHP'nin değil, devlet kurumları dâhil pek çok mekanizmanın yaşadığı olaylara çok uygun…
Kaçırmayalım!
Bilgisayarları kullanılamaz hale getiren donanım sorunları arasında Türkçesi "kötü kesim" olan bir "bad sector" hadisesi vardır.
Bazen "çizilme" gibi fiziki sebeplerle, bazen de başka harici fitnelerle "sabit sürücü"de kullanılamayan bölümler oluşur.
Yüzüne bakmayacağınız kadar küçük bir depolama alanı, bütün makinayı kullanılmaz hale getirebilir.
"Koskoca hard disk kardeşim! Bırak, iki sektör de çalışmasın!.." veya….
"Milyon baytlık alanda bir kaç bayt eksik olsun" diyemezsiniz!
İşlemciniz, ansızın bir "uygulama" dosyasını o sektörün olduğu bölgeye atabilir.
Dosya çalışmaz; kilitlenir kalırsınız!..
Serseri mayın gibidir bu çalışmayan "kötü kesim…"
Yeri sabittir; ama sizin uygulama dosyalarınız sabit değildir.
"Bad sector" her an her dakika çalışmalarınızı sekteye uğratabilir!
O yüzden son çare olarak hard diskinize "format" atmalısınız!
"Kötü kesim"i donanımdan ayırıp, işinize bakmalısınız.
***
SOSYAL MEDYA GÜRÜLTÜSÜ
Bir hesap yaptım, sonra da bazı tahminlerle bu hesapları topladım, çarptım, çıkarttım.
Memlekette siyasi bir sebeple sosyal medyada yazıp çizen "aktif politik" insan sayısının toplam seçmen sayısına olan oranının bir hayli az olduğu sonucuna ulaştım.
Sizce kaç kişi "bir siyasi parti için gece gündüz tweet" atıyordur?
Kitle partilerine oy veren milyonların böyle bir meşgalesi var mıdır?
2015'ten sonra MHP'de yaşanan "sektörel" sorunlarda bu sosyal medya trollerinin de önemli bir payı yok mudur?
Birincisi söyleyecek daha çok sözü olduğu için "ideoloji partileri"nin partizanları bu konuda "artıda"dır.
İkincisi Ülkücüler, siyasi partilerini kendilerini ülkülerine götürecek bir kurum olarak gördükleri için başkalarına nazaran daha çok "çabalamakta"dır.
Üçüncüsü AKP'nin sahip olduğu havuz medyası veya CHP'nin ana akım medyası, Fox'u, Sözcü'sü gibi kurumsal cazgırlık imkânlarına sahip olmadıkları için MHP'liler, "bedava imkân" olarak gördükleri sosyal medyayı daha çok kullanmışlardır.
Dolayısıyla MHP'de son iki üç yılda yaşanan iç sorunlarda sosyal medyadaki "aktif politik"lerin, özellikle de "rahatsız"ların mazi "dertleri olan" muhaliflerin gürültüsü, sabit sürücüdeki bir "bad sector" gibi "boyutundan büyük" çıkmıştır.
***
18 MART FORMATI
Gürültü çoğalınca insanlarda şöyle bir hava oluşuyor:
"Ohoooo!.. Sosyal Medya Yanıyor!.."
Yansın kardeşim!.. Tamamı kaç kişi?..
"Bin" mi?..
"İki bin" kişi, aynı anda "RT" yapsa "Düriye'min güğümleri kalaylı" iddiası "Trend Topic" olmuyor mu?..
Neyi tartışıyoruz?
Diyelim ki 20 bin kişi bu MHP düşmanlığı işine canavar gibi asılıyor!..
Ortalığı yıkıyor!..
10 Milyon seçmen karşısındaki konumu, % 0,002'dir.
Yani "Yüz binde 2"dir.
Bütün gürültüler, bütün "byte"lar, sektörler, "kötü kesim"ler elbette önemlidir.
Tabii ki biraz sıkıntı çekersiniz, ama önünde sonunda…
"Format" atar ilerlersiniz!..
***
VE… FORMATIN KERAMETİ!
MHP'nin 12. Büyük Kurultay sürecinde yaptığı da işte budur.
MHP'de "format" çalışması başlamıştır ve tabii ki kesin çözüm için biraz zamana ihtiyaç vardır.
Her ne kadar örneği makinalardan verdiysek de "insan unsuru" söz konusu olduğunda tıkır tıkır işleyen bir mekanizmaya sahip olmak elbette biraz zaman alacaktır.
Geçtiğimiz Cumartesi, Devlet Bey'e ve Başkanlık Divanı üyelerine hayırlı olsun ziyaretlerinde bulundum.
Devlet Bey'i de çok şükür, biraz dinlenmiş ve son derecede sağlıklı buldum.
MHP Genel Merkezini, uzun bir aradan sonra ilk kez bu kadar huzurlu ve güvenli buldum.
Hangi katta kimin olduğuna hiç bakmadım.
Asansör nerede durursa orada indim, hiçbir kapıyı da çalmadım.
Çünkü kapılar zaten ardına kadar açıktı.
İçeride mutlaka bizi içten seven bir dostla, kolları Ülküdaşlarına doğru açılmış bir Ülküdaşla karşılaştım.
Göremediklerime selam bıraktım.
Bira ara, adeta 16 katlı bir Ocakta dolaştığımı sandım.
"Format"ın kerametine bir kez daha inandım.
Yapılacak çok iş var. Allah yardımcıları olsun
Tekrar hayırlı uğurlu olsun…
Allah bizi fitneden, kardeş kavgasından korusun!..