Mersin'deki Bozkurt Selamı - II

Şükrü ALNIAÇIK

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Bozkurt selamı vermesinin iç ve dış politik sonuçları olacaktır.

Tabii ki hareketin iç politik etkileri daha belirgindir.

Bir "parti genel başkanı" olarak "başka bir partinin değerlerine itibar gösterme" örnekleri daha önce görülmüştür.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 30 Mart yerel seçimleri öncesinde 19 Mart 2014 tarihli CHP Ankara Mitinginde Mansur Yavaş'la devşirmeye çalıştığı "sağcı" seçmenleri Bozkurt işaretiyle selamlamıştı.

Bir siyasi devşirme üzerinden oy devşirmeye yönelik bu hareket tabii ki bir "ittifak samimiyeti"nden uzaktı.

Erdoğan'dan önceki AKP Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım da 21 Şubat 2017 tarihinde AKP Meclis Grup toplantısında bazı misafirleri Bozkurt işaretiyle selamlamıştı.

O'nun, aynı anda söylediği: "Milliyetçi ve ülkücü kardeşlerim 'önce memleketim ve önce milletim' dediler. Ve birlikte yola çıktık," sözleri bu Bozkurt selamının öncekilerden farkını da ortaya koyuyordu.

Binali Yıldırım'dan sonra Sayın Erdoğan'ın da bir parti genel başkanı olarak "tek millet" derken parmaklarıyla Bozkurt işareti yapması, öteden beri tartışma konusu yapılan "bu tek milletin adı sanı yok mu?" tartışmasına son vermesi bakımından da önemlidir.

Cumhurbaşkanı "tek millet"i Bozkurt işaretiyle aynı anda söylerken, hem o "millet"in adının "Türk" olduğuna hem de Bozkurt'un "Türklüğün sembolü" olduğuna vurgu yapmıştır.

***

"DİNLER BAHÇESİ"NDEN ÖTÜKEN'E…

Bu açıdan 10 Mart'ta Mersin'de yapılan Bozkurt işaretinin bizim alışık olmadığımız bazı işlevleri daha vardır.

10 yıldır "Ilımlı İslam, millet-i İbrahim, dinler arası diyalog, dinler bahçesi…" gibi safsatalarla siyasi bilinci ifsat edilmiş bir kitleye hitap etmek bizim yapancı olduğumuz bir alandır.

Hele de onları Türklükle ve Bozkurt'la tanıştırmak, bir hayli zordur.

Bu tahribatı giderebilecek en uygun isim de Sayın Erdoğan'dır.

Bu yüzden de 10 Mart 2018 tarihli Bozkurt selamı, eğitici ve rehabilite edici yönleri nedeniyle takdire şayandır.

"Bir kitle partisinin, bir başka ideoloji partisinin fikrî sembolleriyle renklenmesi" açısından da yeni bir dönüm noktasıdır.

Bundan sonra hiçbir AK Partili, MHP'lilerin fikirlerine karşıt, yabancı, düşman ve saldırgan olamayacaktır.

MHP Milliyetçiliğinin dinsel kalitesini sorgulayamayacaktır.

Daha fazla insan, Bozkurt sembollü Ülkü Ocaklarının ve orada yaşatılan Ülkücü fikirlerin farkına varacaktır.

Mersin'deki bu selam, aynı zamanda AKP hatiplerine, aralarındaki dönek solculardan, FETÖ'den ve kripto Kürtçülerden bulaşmış olan "Irkçı, Faşist, Kafatasçı" sözlerinin de en üst seviyede "geri alınması" anlamını taşımaktadır.

Tıpkı bir zamanlar Hüseyin Çelik'i rahatsız eden "hilal bıyıklı" Bozkurtların, bugün Afrin'de rahatça dolaşması gibi…

***

MUHTEMEL DIŞ POLİTİK SONUÇLAR

Bu hareketin, "Bozkurtlar"ı genellikle Marksist Ermenilerin ve Türkiye'deki benzerlerinin ağzından dinleyen Rus kamuoyu üzerinde etkili olacağı, izahtan varestedir.

24 Kasım 2015'te Rus Uçağı şaibeli bir şekilde düşürüldüğünde Türkiye-Rusya ilişkileri tamamen dibe vurmuş, Rusların burnundan soluduğu bir dönemde, Rus pilotun Türkmendağı'nda öldürülmesinden hareketle fatura yerdeki Ülkücülere kesilmeye çalışılmıştı.

Muhtemelen bu da Türkiye'yi tamamen ABD'nin kucağına oturtmak isteyen bir FETÖ oyunuydu.

Rossiya 24 Televizyonunda yayınlanan "Bozkurtlar" belgeseli, bütün Turan dünyasını baskı altında bırakıyordu.

12 Eylül öncesinin büyün kirli paslı işleri Ülkücülere yıkılmakla kalmıyor, Türkmendağı'ndaki birkaç gönüllü mücahitten dolayı neredeyse bütün Bozkurtlar "silahlı terörist" olarak anlatılıyordu.

Bu durum, Bağımsız Devletler Topluluğu'na üye Türk Devletlerinin de huzurunu kaçırmıştı.

15 Temmuz'dan sonra Türk Rus ilişkilerinin yeniden eski halini alması için çaba sarf eden Kazakistan Cumhurbaşkanı Nur Sultan Nazarbayev'in 2016'daki G 20 zirvesinde nasıl adam adama markaj yaptığını hiç unutmuyorum.

Nazarbayev, "aile fotoğrafı"ndan sonra hızlı adımlarla Obama'yla Erodoğan'ın arasına girmiş, Putin'le Erdoğan'ı da yanına alıp götürmüştü.

***

VE… KURT TAKLİDİ YAPAN KEDİLER!..

Günümüze gelirsek… Türkiye-Rusya ilişkilerinin Atatürk zamanından beri ilk kez bu kadar iyi bir çizgide seyrettiği bir dönemde Türkiye Cumhurbaşkanının Bozkurt selamı vermesi, Bozkurt'u, yaşatıldığı bütün ülkelerde, taşıdığı bütün değerlerle birlikte "marjinal" ithamının dışına çıkarmıştır.

Bozkurtları, emsalsiz bir itibar tırmanışına geçirmiştir.

Bu şeref, büyük bir stratejik dehayla "Devleti Bozkurtlaştıran" Bilge Lider Devlet Bahçeli'nindir.

Hiçbir Ülkücünün buna kayıtsız kalması mümkün değildir.

Uzanamadığı ciğere mundar demeyi alışkanlık haline getirmiş, "kurt taklidi yapan kedi"lerin çıkardığı gürültü, olsa olsa "mevsimden"dir!..

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.