MHP'nin Düşmanları ve Şaşkınları

Şükrü ALNIAÇIK

I- Devlet - FETÖ Mücadelesi ve Saflar!

Örgüt önce polise ve bürokrasiye sızdı, sonra yargıya ve üniversiteye çöreklendi, sonra medya gücü oluşturdu, sonra orduya saldırdı. MÜSİAD, TÜSİAD, Cim bom, Fener derken...

2002'den sonra 2011 seçimlerinde MHP'yi kasetlerle vurdu...

En sonunda da Erdoğan'ı yok edip AKP'yi ele geçirmeye çalıştı.

Son rauntta bir tarafta Türkiye Cumhuriyeti Devleti, diğer tarafta ise ABD'nin yönetimindeki Gülen Hareketi vardı.

Bu mücadelede başından beri Devlet Bahçeli, 17-25 Aralıktan sonra da Recep Tayyip Erdoğan, FETÖ karşıtlığında cesaretleriyle öne çıkmışlardı.

FETÖ mevzi kazanmak için Erdoğan'ın gizli konuşmalarını ifşa ederek itibarına saldırdı.

Devlet beyde özel bir saldırı alanı bulamadıkları için de O'nun en çok değer verdiklerine, "partisine, meclis grubuna ve delegelerine" operasyon başlatıldı.

15 Temmuz'un hemen öncesinde acayip bir telaş içinde olağanüstü kurultay çağrıları yapıldı.

Bu çağrı ve iddia sahipleri, Cemaatin basın yayın organları ve yargısı tarafından açık bir şekilde desteklendi.

Bu destek, adaylardan birinin kendi yol arkadaşlarından şikâyetçi olacağı kadar açıktı.

Oysa diğer genel başkan adayları bundan hiç rahatsız olmadı.

Böyle olunca da AKP'nin Milli Görüşçü Erdoğan kanadı, MHP'nin mevcut yönetiminden yana tavır aldı.

Bu arada AKP'nin açılım Kürtçüleri, HDP ve CHP'nin vatansızları da FETÖ tarafında kaldı.

Saflar netleştiğinde bir tarafta Cumhurbaşkanı, MİT, Genelkurmay, Özel Kuvvetler, Ergenekon ve Balyoz mağduru subaylar, MHP, Ülkü Ocakları, vatan, devlet ve millet vardı.

Diğer tarafta ise ABD'nin CIA'sı, Gülen'in Cemaati ve onun destekledikleri…

Peki Sonra Ne Oldu?..

15 Temmuz gecesi darbe gibi bir şey oldu ve devlet, üniformalılardan kime güveneceğini bilemediği için milletini salalarla sokağa çağırdı.

Amaç, 40 yıldır kendisini ele geçirmeye çalışan sinsi örgüt FETÖ'yü sırtından atmaktı.

Darbe yalanmış, yanlışmış, tiyatroymuş bunlar fazla bir ehemmiyet arz etmiyor!

"Milletin devleti sokaktan toplamış olması"na da Tarih penceresinden, olağanüstü hal gözlüğüyle bakmak gerekiyor.

Bu biz bize toparlanma, ABD'nin sömürgesi olma ihtimaline nazaran kulağa daha hoş geliyor.

AKP'nin milyon kere hatalı olması, başta İçişleri Bakanları olmak üzere milletin parasını ödeyip namus emanet ettiği yöneticilerini de aklamıyor!

15 Temmuz gecesi Devlet Bey darbecilere, makamını korumak veya oy toplamak için kafa tutmadı...

Devlet Bey, Genel Merkeze geldiğinde henüz "maç ortada"ydı. Hatta hücum avantajı, karşı taraftaydı.

"Dünya yıkılsın yeter ki havamız bozulmasın" diye düşünenlerin yapacağı değerlendirme tabii ki farklı olacaktır.

Gelin şimdi Milliyetçi bir bakış açısıyla, "kimin nerede saf tuttuğuna" bakalım:

Mavi Marmara olayında "Allah gücü kime verdiyse ona itaat edilir" inancı açığa çıkan FETÖ'nün Suriye'deki PYD koridoru çalışmasında ABD'nin emrine girmesi sürpriz değildir.

PYD'nin Fırat'ın batısına geçerek Kürt koridorunu tamamlamasına karşı Türkiye'nin gösterdiği tepki, Semih Terzi gibi FETÖ generalleri tarafından bloke edilmiş ve Fırat Kalkanı Harekâtı 1 yıl kadar geciktirilmiştir.

Süleyman Şah'ın kabrinin 35 Km. kuzeye taşınması da PYD'nin Fırat'ı geçmesini kolaylaştıran, alçakça bir beşinci kol faaliyetidir.

Cemaatin etkisi altındaki siyasi iktidar döneminde devlet:

1- PKK'yla müzakere,

2- HDP'li belediyelerin fiili özerklik içinde çalışması,

3- HDP'li vekillerin devlete kafa tutması,

4- PYD'nin Suriye'nin kuzeyindeki kuşatmayı tamamlaması için keyfi olarak Rus uçağı düşürerek Türkiye'nin elinin kolunun bağlanması,

5- "Fırat Kalkanı" operasyonunun engellenmesi gibi, milli nefreti hak eden uygulamalara imza atmıştır.

Şimdi ise AKP'deki uyanışla birlikte Türkiye Cumhuriyeti, şunları yapmaktadır:

a) PKK'yla mücadele son hız sürmektedir.

b) HDP'li belediyelere kayyum atanmıştır.

c) HDP eş başkanları hapistedir.

d) Rusya'yla barışılmış, PYD hamisi ABD'ye karşı onurlu bir duruş sergilenmiştir.

e) FETÖ'cü komutanlardan arınan Türk Özel kuvvetleri, Fırat Kalkanı Operasyonunda El Bab'a doğru ilerlemektedir.

Bütün bunların "FETÖ'den kurtulduktan sonra" gerçekleştiğini göremeyen, derhal siyaseti bırakmalıdır.

Şimdi MHP parti içi muhalefet öncüleri, şapkalarını önlerine alıp: "Biz ne yaptık da Türk Milliyetçiliği ideolojisinden ayrı düşüp, Amerikan uşaklarının desteğine mazhar olduk" diye düşünmelidir.

MHP'nin, FETÖ'nün ve arkasındaki güçlerin hevesini kırmak adına yürüttüğü "AKP'nin sağlam tarafına destek verme" politikasına çelme takarak düşmana zımni destek vermemelidir!

İçindeki vatansızlar yüzünden ofsayta düşen CHP'nin ve solcu medya kaşarlarının eline fırsat verip de ihanet çukuruna düşmemelidir!

Yarın: MHP'nin Düşmanları ve Şaşkınları -

II "Karşıyız Abi" Kurnazlığı!

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.