Srebrenitsa Bize Neyi Anlatıyor?

Şükrü ALNIAÇIK

11 Temmuz yani dün, Bosna savaşında 8 bin 372 Bosnalı Müslüman sivilin Sırp askerleri tarafından topluca katledildiği Srebrenitsa katliamının yıl dönümüydü.

Şimdi üzerinden 23 yıl geçtikten sonra katliam hakkında nutuklar atılıyor.

Hiç kimse 1992'de başlayan Bosna iç savaşının 3. yılında göz göre göre gelen bu katliama neden seyirci kalındığını sorgulamıyor.

Boşnakların 2 yıl kuşatma altında ne yiyip ne içtiğini, BM Barış gücüne rağmen kuşatmanın neden yarılamadığını ve Boşnakların neden kurtarılamadığını masaya yatırmıyor.

Bugünlerde Suriye Müslümanlarına gösterilen yoğun ilginin o günlerde Bosna Müslümanlarına neden gösterilmediğini sorgulamak,çakma monşerlerin işine gelmiyor.

***

SAHİBİ TÜRKİYE OLANLAR!..

Bosna dramının yaşanmasında,eski Türk hariciyesindeki:

1- Batı Avrupa değerlerine gösterilen ahmakça güven duygusunun,

2- Osmanlı hâkimiyet havzalarına yönelik kahredici kayıtsızlığın,

3- Dış Türklere olan "nitelikli ilgisizliğin" rolü büyüktür.

Yugoslavya 6 parçaya ayrılırken Türklerin Avrupa'da yeniden bir egemenlik alanına sahip olması ihtimali, Haçlı ruhunu harekete geçirmiştir.

Tito'nun sosyalist özyönetim federasyonu dağılmış, etnik milliyetçilik öne çıkmış; Katolik Hırvatlar ve Slovenler, Halkı Katolik olan Batı Avrupa ülkelerinden destek görmüştür.

Ortodoks Sırpların arkasında zaten Rusya vardır.

Sahipsiz kalanlar sadece, Müslüman Boşnaklar olmuştur.

Boşnakların bu sahipsizliğinin sebebi, aslında "sahiplerinin Türkiye oluşu"dur.

Türkiye'nin problemi ise devletteki karar mekanizmalarının "yeterince Türk" olmayışıdır.

***

TÜRK OLMAK, TÜRK GİBİ YAŞAMAKTIR!

Benim "Türk olmak"tan kastım, kan bakımından, antropolojik ölçülerle Türk olmak değildir.

Sırplar, Boşnakları "Türk oldukları, Türk gibi yaşadıkları için" işkence ediyor ve öldürüyorlardı.

Ben bu Türklüğü kastediyorum. Kanı veya kafatasını değil…

"Tarihi Millet" olmanın vecibelerinden bahsediyorum. Kavimlerin didişmesinden değil…

Ahde vefayı… Tarih bağlılığı, ölse de ahdinden dönmemeyi anlatıyorum.

Din ve milliyet, kolektif beka değerleridir.

Onlar gidince sübjektif beka değerleri savunmasız kalır.

Namus ve şeref de gider.

Türkiye 1990'ların şartlarında Bosna'da işte bunları kaybetmiştir.

***

ÇİLLER'İN TÜRKLÜĞÜ VE YALIM ERALP VİZYONU

3 Şubat 1994'te Saraybosna'ya anlamlı bir ziyarette de bulunan dönemin Başbakanı Tansu Çiller'in beklenen o Türk tavrını gösterdiğini danışmanı Hüseyin Kocabıyık'ın anılarından öğreniyoruz.

Ne var ki Türk hariciyesinde "aman bir tatsızlık çıkmasın" diyen monşer kafası o kadar hakimdir ki Çiller'in Sırp ordusunun Srebrenitsa'da katliam yaptığı günlerde:

"Şunları niye bombalamıyorsunuz? O kadar F-16'yı niye aldık? İki tane de tanker uçağı aldım size, daha ne duruyorsunuz?" sözleri de şahsi bir temenni olarak kalmıştır.

Eski danışman anılarında:"Devletteki bazı unsurlar bunun önüne geçince Çiller'in öfke ve çaresizlikten başbakanlıktaki vazoları, tabakları duvarlara fırlatarak parçaladığını" anlatıyor.

Srebrenitsa katliamına göz yuman İngiltere'nin ve destek olan Rusya'nın sert bir dille kınanması düşüncesine Çiller'in dış politika danışmanı emekli büyükelçi Yalım Eralp'ın: "Kesinlikle katılmıyorum. Zaten bizim Bosna-Hersek'i resmen tanımamız ve desteklememiz hataydı. Bizim stratejik ortağımız Sırbistan'dır" diyerek itiraz ettiğini, Çiller'in de bunun üzerine toplantıyı bitirdiğini yine Kocabıyık'ın anılarından öğreniyoruz.

Hayatını Türk Amerikan ilişkilerine adamış bir emekli büyükelçinin, Panislavizm'in güney ayağı olan Sırbistan'ı neden ve nasıl stratejik ortak olarak gördüğü sorgulanmamıştır.

Tıpkı Tahsin Şahinkaya'nın 12 Eylül'den 2 gün önce Amerika'da ne aradığının hiç merak edilmediği gibi…

***

KIRSAL MONŞERLER!..

Ondan sonra da bize "parlamenter sistem"in faziletinden bahsediyorlar, yok efendim tek adam rejimine gidiliyormuş, yok yargı bağımsızlığı elden gidiyormuş!..

Sen 1945'te sana sığınan 150 Azerbaycan Türküne sahip çıkamamışsın, alayını Boraltan köprüsünde takır takır vurmuşlar!..

Sen % 54'le seçtiğin Başbakanına sahip çıkamamışsın 1961'de asmışlar.

Sen meclisine sahip çıkamamışsın 1980'de tanklarla basmışlar.

Sen 1959'da Kerkük'te Türkmenlere, 1992'de Bosna'da Boşnaklara sahip çıkamamışsın camisini, evini ocağını yıkmışlar soyunu kurutmuşlar!..

Sen Çeçenistan'a, Azerbaycan'a, Karabağ'a sahip çıkamamışsın, Ruslar eninde sonunda Kafkasya'nın anasını ağlatmışlar.

Be hey kırsal monşerler!..

Sanki bu memleketin 60'ları, 70'leri, 80'leri, 90'ları "badem gözlü"ymüş gibi konuşmayacaksınız!..

Dün "bir elimde cımbız, bir elimde ayna umurumda mı dünya!.." şarkısına ritm tutarken, bugün yalandan Che Guevara'cılık yapmayacaksınız!..

Ey kıytırık jakobenler!..

İçerde ve dışarda akan her damla Türk kanından siz sorumlusunuz!..

Cumhuriyetin üçüncü dönemine bu yüzden karşısınız!..

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.