15 Temmuzdan bu tarafa yaklaşık iki buçuk aydır sadece kuşa bak yapılmaktadır. Bu Fettoş melonunun hiçbir elebaşına operasyon yapılmamıştır. Operasyonlar sadece algı operasyonundan ibaret devam etmektedir. Fettoşa mı operasyon yapılmakta yoksa Fettoşcular mı operasyon yapmakta belli değil. En yetkili ağız bile ‘At izi it izine karıştı’ demektedir. Oysa karışan at izinin it izine karışması değildir. At, it’e karışmıştır.
15 Temmuzdan bu tarafa yapılan operasyonun özeti örgüt bozuntusuna kıyıdan köşeden bulaşmış etkisiz kim varsa akrabalarına bile operasyon yapılırken asıl suyun başını tutan siyasi ayağındaki birinci derece sorumlu olanlara dokunulmamasıdır.
Oysa bu hareketi bu duruma getiren ve bu devletin başına bela eden siyasilerdir. Bununda böyle olduğunu en yetkili siyasimizin milletten özür dilemesi ve daha önce ne istediniz de vermedik sözleridir.
Kabinede bulunan birçok yetkili milletin yüce meclisinin kürsüsünden Fettoşu mübarek ve hizmet ehli olarak savunmalarıdır.
Defalarca uyarı yapan MHP Genel Başkanı Dr. Devlet Bahçeli’yi yargısız infaza kalkan zevatlar bugün hiçbir şey olmamış gibi aklanıp paklanarak 15 Temmuz kahramanı olarak caka satmaktadırlar. Oysaki Fettoş ahtapot gibi devletin her yerini sararken hepsi oradaydılar.
2011 yılında MHP Genel Başkanı Sayın Dr. Devlet Bahçeli cemaat faaliyetleri geçici olarak durdurulsun dediğinde kabine üyelerinden Bekir Bozdağ, Numan Kurtulmuş, Süleyman Soylu, Recep Akdağ, Ömer Çelik ve Ankara Büyük Şehir Belediye başkanı Melih Gökçek en ateşli savunucu kesilerek Devlet Beye olmadık hakaretler yağdırmıştı.
Telefonda bulunan By Lock’tan dolayı haklı olarak birçok kamu görevlisini ihraç eden hükümet ne hikmetse en az 80 - 100 civarında olduğu tahmin edilen meclis vekillerine dokunulmazlıklarından dolayı dokunmamaktadır.
Oysa OHAL’den dolayı KHK’ler ile şahsınızla ilgili olan her şeyi ve devletin bağımsız olması gereken organlarını şahsınıza bağlayarak düzenlemeleri yaparken, diğerlerine dokunmamaktasınız.
Sonuç olarak 15 Temmuzda gecesi ve sonrasında Türk milletinin ülkenin savunmasında ki göstermiş olduğu samimi birliktelik ve direnç heba edilmektedir.
Bu hareketin bu seviyeye gelmesinde bilerek ya da bilmeyerek ihmali olan yetkililer çıkıpta kandırıldık diye özür dilerse, işin içinde olanlara da hak doğar ve onlarda özür dileme haklarını kullanırlar.
O zaman herkes özür dilerse 15 Temmuz u hiç yaşanmamış kabul ederek canlarını verenlere ve yakınlarına kuru bir teşekkür ile bu hikayeye son vereceğiz.
Ey yetkililer 15 Temmuz direnişinin anlam kazanması için bu işin içinde her kim varsa yüreğin yetiyorsa ve samimiyseniz üzerine gidersiniz.
Selam ve Dua İle!..