ÇİN TEHDİTİNİ BÜYÜTÜYOR MUYUZ?

Tuncay GÜLÇİN

Çin, son yılların en çok konuşulan devletleri arsındadır. Asya bölgesinde bir yıldız doğuyor anlayışı ile her fırsatta saldırılan Çin’i acaba gerçekten büyütüyor muyuz?

Atlantik konseyi kıdemli danışmanı, stratejist  Dr. Harlan Ullman demecinde şöyle diyor ;

‘’ Temel sorun, Amerika’nın Çin konusunda bölünmüş olmasıdır. İlk olarak, Kongre’nin tüm üyeleri, her iki parti, her iki meclis grubu ve her iki meclis de Çin’i bir milli beka tehdidi olarak görüyor ve bunu savunuyorlar. Ancak “Çin’in gerçekten teşkil ettiği tehdit nedir?” diye sorulduğunda, ilk argümanları “Tayvan’ı işgal edecekler” şeklinde oluyor. Peki o zaman “gerçek tehdit nedir?” diye sorulduğunda, tipik bir cevap veriyorlar “Çin uluslararası arenayı ele geçirecek” diyorlar. Hayır, bunu da yapamayacaklar. Kısıtlılıklarının çok iyi farkındalar. Evet belki de Çin Yuanı’nın küresel rezerv parası olmasını isterler, bu çok büyük bir ekonomik avantaj. Ama Çin’i nasıl görmemiz gerektiği konusunda dikkatli olmamız gerektiğini düşünüyorum. Çin’i çok düşmanlaştırıyoruz, güçlü yönlerini çok abartıyor ve zayıflıklarını göz ardı ediyoruz, ki nitekim birçok zayıflıkları var, hepsi hakkında konuşabiliriz...

 Bu dış politikadan memnun değilim ve daha korumacı ekonomiyi savunmanın da iyi bir fikir olmadığını düşünüyorum. Amerika hala teknolojide üstünlük sağlıyor ve bunu piyasalarda gösteriyor, dünyanın en büyük ekonomisine sahip. Tabi birçok açıdan Çin de yakalıyor ama bizim ekonomimiz hala daha canlı ve gerçekten bir serbest piyasa ekonomimiz var. Çin’in temel sorunlarından biri de tıpkı zamanında Sovyetler Birliği’nin de yaşadığı gibi, devlet eliyle yönetilen ekonominin çok uzun ömürlü olmamasıdır. Çin bu noktaya ne zaman gelir bilmem ama biriken dış borçlar, finansman sıkıntıları ve tüm diğer sorunlar göz önüne alındığında, tıpkı geçmişte de yaptığımız gibi Çin tehdidini abartıyoruz. Ve bu sadece bizim aleyhimize değil, Çin’in de aleyhine politikalar.’’

  Harlan bu yorumu yaparken, ABD dış politika yapıcıları en önemli tehdidi Çin olarak görüyor.  Çin ABD için neden tehdit olsun ki? Diye düşündüğümüzde onlarca sebep bulabiliyoruz. Bunun sebebi ise Çin’in devasa gelişen ekonomisi, yaptığı askeri yatırımlar ve dünyanın bir çok bölgesinde güvenlikleştirme yapabiliyor olmasıdır. Çin bugün, bulunduğu konuma gelene kadar yumuşak güç politikası ve dostane görüntüsü ile gelmiştir. Bilinmelidir ki Çin Halk Cumhuriyeti gelecek yılların en büyük sorunu olacaktır.

  ABD politika yapıcıları, Çin tehdidini benim kanaatimce yeteri kadar dikkate almıyor ve biraz daha sert atılması gereken adımları atmıyorlar.

Bazı okurlar, beni ABD taraflısı, Çin karşıtı olarak görebilirler. Ancak durum öyle değil dostlarım. Uluslar arası arenada önemli bir strateji  vardır ki, bir çok devlet bu taktiği uygular. Gücün yetmiyorsa güçlü olanla işbirliği yap…

  Çin, Asya-pasifikte her devlet için düşman unsur potansiyeline sahiptir. Japonya, Hindistan, Doğu Türkistan, Türk Cumhuriyetleri, Tayland, Moğolistan gibi komşu ülkelerin ve bölge ülkelerinin her fırsatta egemenliği altına almaya yönelik strateji izlediğini görmek için stratejist-uzman olmaya çok ihtiyaç yoktur. Kaldı ki, Xi jinping 2040 yılında dünya süper gücü olacaklarını paylaştığı doktirinde belirtmişti.

  Sonuç olarak sayın Harlan, ben de ABD dış politika yapıcılar gibi Çin Kominist Devletinin bölge ve dünya için büyük bir sorun olacağını düşünüyorum. Eklemek isterim ki, Çin acımasız bir politikaya sahiptir. Bugün bütün dünyanın göz yumduğu Doğu Türkistan’da uyguladığı politika ve yaptığı acımasız işkenceleri her ne kadar dillendirilmese de herkes biliyor…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.