AKP hükümetlerinin dış politikada yetersiz kaldığını bugüne söyleyegelmişimdir. Bakın 15 yıllık dış politikamıza;
Kimlerle dost olup kimlerle düşman olduğumuzu hatırlayın. Daha 4 yıl öncesine kadar Erdoğan Şanghay 5’lisine alın bizi diye telkinlerde bulunuyordu. Şimdi yanı başımızdaki Suriye sınırında kimler var İran Rusya Çin gibi Şanghay örgütü üyeleri. Peki Erdoğan güdümündeki hükümetin dış politikayı belirleyen üyeleri bilmezler mi Türkiye’nin çevresinin kuşatıldığını. Rusya, Gürcistan da Osetya-Obhazya Ukrayna’dan Kırım’ı ilhak ederek bize komşu oldu. Şimdi de Suriye’de askeri varlığı ile yeni bir cephe daha açmış durumda. İran Türkiye ile önce ambargo sorunları yüzünden şimdi de Irak’ta ki Başika kampı ve Suudlar ile iş birliğine gidilmesi dolayısıyla kısır bir döngü içine girmiş durumda.
Suudi Arabistan incirlik hava üssüne 20 F-16 savaş uçağı yollayacakmış ve Türkiye Suriye’ye kara harekâtı düzenleyecekmiş. İç gerekçe ise Türkmen şehirlerine Rusya ve YPG saldırıları. Dış gerekçe IŞİD terör örgütü. Peki adama sormazlar mı? Bu zamana kadar Türkmen şehirlerine yapılan saldırılara sessiz kalıp bu günlerde baş kaldırmak niye? Halep, Celabrus, Azez, Türkmen dağı, bu güne kadar neredeyse %60-70 oranında kayıplar vermiştir. Bugün o Türkmenlere duyarsız kalan hükümet yetkilileri ve Erdoğan, Suriye’ye kara harekâtı düzenlemeyi planlıyorsa ben bunda kasıt ararım. Daha önceki yazılarımda da belirtmiştim Erdoğan Türk düşmanı gibi hareket ediyor. Davos’ta kükreyen Erdoğan Suriye’de kükremek aynı etkiyi yaratmaz bilmez misin? Sizin o meşhur danışmanlarınız sizi neye ve nereye yönlendiriyorsa yanlışa düştüğünüzü benden duyun…
Gelelim Uluslararası arenada ne gibi etki-tepki doğuracak kara harekâtı.
Öncelikle bilinmeli ki; Rusya ve Çin Suriye de mevzilenmiş durumdalar, İran Irak da nüfuz kurmuş durumda. Benim güzel ülkem abluka altına alınmışken nasıl olurda Suriye’ye kara harekâtı planlanır? Şimdi kara harekâtı başladığında Rusya sizce boş duracak mı? John Kerry diyor ki; Rusya hedefe kilitlenemeyen akılsız bombalar kullanıyor. Burada benim gördüğüm Rusya’nın bu bombaları kullanarak Türk askeri birliklerine saldırabilir ve gerekçe olarak bu akılsız bombaları gösterebilir. Gerekçe diyorum çünkü Uluslararası sistemde gerekçe gösterilmeden adım atılmaz, bu gerekçe ister haklı olsun ister haksız olsun mutlak surette gösterilmesi gerekir. Hesaba katılmayan Çin askeri birlikleri var. İran, Irak, Gürcistan da Osetya, Kırım, Karadeniz ve Akdeniz açıklarında konuşlanmış Rus savaş gemileri… Ablukadan kastım tam olarak budur. Dış işleri bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, göğsünü kabartarak harekât hazırlıklarını anlatıyor da bu saydıklarımın bu harekâta duyarsız kalacağını mı sanıyor? Peki o müttefik denilen Amerika neden bütün yaşananlara sözlü karşılık verir de icraat yapmaz? Bu soru kimsenin aklına gelmez mi? Ey! Devlet erkânı…
NATO, Avrupa Birliği, Birleşmiş Milletler, Suriye söz konusu olunca geri planda duruyor ve defalarca Türkiye’yi maşa olarak kullanmak istediler keza bunu bizim hükümet yetkilileri de dillendirdi. İlk yazımda da söylediğim gibi 3.Dünya Savaşı Suriye’den çıkacak hemen yanı başımızdaki en uzun sınır komşumuz olan ülkeden ve biz kendi güvenliğimizi sağlamadan bu savaşın ortasında kalırsak bu yıllardır ülkem üzerinde planlanan oyunlara zemin hazırlamaktan bir şey kazandırmaz. Devrin süper gücü ülkeler ve büyük ittifaklar gerçekten Suriye’deki savaşı bitirmek isteselerdi bugün o masum insanlar bu kadar zulüm görmez 480 bin insan hiç uğruna ölmezdi, denizlerde boğularak can veren binlerce mülteciden bahsetmiyorum bile…
Erdoğan’ın bir planı olduğu aşikâr ancak bu planı daha çözemedim. Adım gibi emin olduğum tek bir gerçek var o da Erdoğan’ın araplara Türkmenlerden daha fazla önem verdiğidir. Olası bir savaşta Erdoğan’ın ülkeyi savaşa neden sürüklediğini sorgulamadan herkes ülkeyi kurtarmak için taşın altına elini sokar ancak daha savaş başlamamışken Erdoğan’a oy veren herkesin oturup aklıselim bir şekilde düşünmesi gerekir…
Tuncay GÜLÇİN
14.02.2016