Japonya başkanlığında toplanan G7 liderleri; Çin ile yapıcı ve istikrarlı ilişkiler kurmak istediklerini belirttiler…
Sözüm ona ticari dengeyi korumak için Çin ile yumuşak ilişkiler aradığını görüyoruz. Siyasi ve ticari yaptırımlar rafa kalkmış gibi görünüyor. Doğru olan söz şu olacak sanırım; ‘Söz geçiremiyorsan, duymazdan gel, görmezden gel..’
G7 ülkelerinin yumuşak gücü nerede kaldı demezler mi?
Birleşik Devletler, Birleşik Krallık, İtalya, Japonya, Fransa, Almanya, Kanada dan oluşan G7 zirvesi devam ederken il açıklamalar tabi ki Ukrayna Rusya arasındaki savaş oldu.
Yaklaşık 2 ay kadar önce Xi’nin Rusya ziyaretinde ki açıklamasını hatırlayalım ‘’Çin devleti Rusya’nın yanındadır.’’ Ve G7 öncesi Çin’in Türk devletleri ile yapmış olduğu enerji güvenliği anlaşmaları. Suud’ların Şangay’a girmek istemesi, Güney Amerika ülkelerinin Çin ile giriştiği kendi para birimi ile ticaret yapma anlaşması gibi gelişmelerin akabinde yapılan G7 zirvesinde beklenenin aksine yumuşak güç stratejisi izlediklerini görüyoruz. ABD borç tavanı sorununu düşünürken belli ki Çin ile girdiği ticari savaştan yara aldığını anladı…
Bildiride ki diğer bir madde ise Çin’in Tayvan üzerinde ki hak iddiası oldu. G7 liderleri Tayvan konusunda da, barışçıl bir çözüm önerisinde bulunduklarını hatırlattı.
Tayvan ile olan gelişmeleri hatırlatmak isterim ki G7 ülkelerinin ne tırmanan gerginliklere ne denli yumuşak yaklaştıklarını görelim;
Tayvan sorunu nasıl başladı?
Çin'in topraklarının parçası olduğunu savunduğu Tayvan, Çin Halk Cumhuriyeti'nin kurulduğu 1949'dan bu yana fiili bağımsızlığa sahip bulunuyor.
Çin ana karası ile Tayvan arasında iç savaşın ardından ortaya çıkan ayrılık hala devam ediyor.
Pekin, "tek Çin" ilkesini vurgulayarak Tayvan'ın dünya ülkeleriyle müstakil diplomatik ilişkiler kurmasına, Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası kuruluşlarda temsil edilmesine karşı çıkıyor, kendisini tanıyan ülkelerin Tayvan ile diplomatik ilişkileri kesmesini şart koşuyor.
Çin’den tehdit
Bu arada Pekin’in Tayvan üzerinde egemenlik hakkı olduğunu yineleyen Çin Dışişleri Bakanı Qin Gang, buna karşı çıkanların “ateşle oynadığını” iddia etti.
Şangay’daki bir toplantıda konuşan Çin Dışişleri bakanı, ulusal egemenliğini ve toprak bütünlüğünü korumaya çalıştığı için kimsenin Pekin’i suçlayamayacağı görüşünü dile getirerek, "Tayvan sorunu Çin'in temel çıkarlarının merkezinde yer alıyor. Çin'in egemenliğini ve güvenliğini baltalayacak herhangi bir eylem karşısında asla geri adım atmayacağız. Tayvan sorununda ateşle oynayanlar kendilerini yakarlar.” dedi.
ABD ordusu: Tayvan’ı korumak için hazırız
ABD Hint-Pasifik Kuvvetleri (INDO-PACOM) Komutanı Oramiral John C. Aquilino önceki gün yaptığı bir açıklamada, Çin'in Tayvan'a yönelik olası bir saldırısını önlemekle yükümlü olduğunu ve ABD kuvvetlerinin bölgede her türlü duruma hazır olduğunu söylemişti.
ABD'li Komutan, Çin ile çatışmayı körüklemeden Pekin'i caydırmak üzere çalışmak gerektiğini ifade ederek bölgede olası bir çatışmaya karşı her gün "daha büyük bir aciliyet hissiyle" hareket etmenin önemli olduğunu söylemişti.
Sonuç olarak zirveyi gören bölgesel ve uluslar arası sorunları yumuşak bir dil ile durdurmaya çalışan liderler, açıklamalarının satır aralarında bu tırmanan gerginliklerin bize ekonomik sıkıntılar çıkardığını söylemek istiyor ve ekliyorlar, kendi ekonomimizi toparlayana kadar gerginlikleri yumuşatmak istiyoruz…
Söz edinimleri bu denli yumuşatmanın başka bir açıklaması yok diye düşünüyorum..
Dünya büyük bir gerginlik çemberine girerken çark edenler acaba gerçekten bu söylemlerinde samimiler mi?