REFERANDUMUN ARTISI-EKSİSİ

Tuncay GÜLÇİN

Türkiye rejimini değiştiren tarihi nitelikteki referandumu %51,4 evet oyuna karşın %48,6 oranında hayır oyu ile alnının akı ile geçmiştir. ALLAH (C.C) vatanıma bu kararı inşallah hayırlı eyler.

Sabah saatlerine kadar yorum yapan şahısları dinledim, kendi kanaatimin yanına yaklaşabilecek bir yorum bana denk gelmedi. Bilmiyorum ben mi yanlış düşünüyorum yoksa Adalet Ve Kalkınma Parti yandaşı kişiler yada Cumhuriyet Halk Partisi yandaşı kişiler bu referandumun sonucunu Milliyetçi Hareket Partisine yüklüyorlar? Öyle bir olgu oluşturuldu ki, AK Parti hiç fire vermemiş Milliyetçi Hareket Partisi bu referandumun kaybedeni olarak yansıtılıyor. Şu konuya açıklık getirmek gerekiyor, evet Milliyetçi Hareket Partisinde muhaliflerden dolayı bir oy kaybı herkes tarafından bekleniyor ve biliniyordu ancak rakamsal verilere bakıldığında AK Parti hiç fire vermediği için 21 milyon oy oranını korumuş 4 milyon oy Milliyetçi Hareket Partisinden alarak 24 milyon civarı oy almış oldu. Bu kabul edilebilir bir durum değildir. Milliyetçi Hareket Partisi 2015 seçimlerinde 7 milyon 519 bin oy almıştır bu rakamsal veriler doğru olmuş varsayılır ise 3 milyon 519 bin oy kayıp var demektir. Bu durumda 2019 seçiminde barajı aşamayacağımız varsayımına gidiliyor. Referandumdan önce AKP nin bu vari yaklaşımlar ile MHP ye saldıracağını söylemiştim…

Bir konu aşılamıyor, halen rakamsal veriler tartışılıyor. Kanaatimce bu baştan sona hatadır. Neden?

Yorum programlarına katılan yorumcular halkın beyin fırtınası yapma konusunda en önemli etkendir. Yorumcular seçim verilerini değil bundan sonra neler olacak? Neler değişecek? Devletimize ve milletimize getiriler ne olacak- Götürüsü ne olacak? Halkı bekleyen değişimler tam olarak nedir? Sonuç olarak resmi olmayan verilere göre karar evet yönünde olmuş ve sonuçlanmıştır. Bu genel yada yerel seçim değil referandumdur, elbette ki rakamsal veriler tartışılmalı ancak orada takılı kalmamalıydı. Sayın başbakanın da dediği gibi bu seçimin kaybedeni yoktur. Şimdi beni en çok düşündüren konu Cumhurbaşkanlığı seçimleridir. Getirilen yeni sistemde %50’nin altına kalırsa ilk turda Cumhurbaşkanı seçilemeyecek bu durumda yeni ittifaklar yeni birleşimler olacaktır. CHP merkez sağın karşısında duracak yegane parti olduğu için kendini koruyacaktır büyük ihtimal ile HDP bugünden itibaren CHP ye destek kolu olacaktır, tek başına bir alternatif olamaz. Peki merkez sağda ne olacak AK Parti bünyesine Milliyetçi Hareket Partisini mi katacaktır?..

Diğer önemli konu ise yeni sistem ile devlet kurumları nasıl şekillenecek? Şu konuyu kimse inkar edemez ki milletimizin halen büyük bir çoğunluğu yeni sistemin getirdiği değişiklerden haberdar değildir. Söz ettiğim kesim siyasi elit kesim değil Anadolu’mun insanıdır ve 1 milyon civarında ki ilk defa oy kullanan yeni nesildir. Bir örnek vermek gerekirse HSK’nın üye sayısının 6’sını sadece Cumhurbaşkanı atayacak, bu konu beni rahatsız etmektedir. Çünkü, kalan 7 üyeyi meclis atayacak, Cumhurbaşkanı parti ile ilişiği olacağı için seçimden muhakkak ki bir iktidar çıkmak durumundadır çıkarmasa bile ittifak çıkaracağı için anlaşmalı bir atama mümkündür. Bu konunun ucu açık bırakılmamak kaydı ile yetkili mercilerce değiştirilmedir. Bu gibi bir çok konu varken kazanan kaybeden polemiğine girmek gereksiz ve yersizdir. Millet ve siyasiler olarak Ülkemin geleceğini şekillendirilecek yeni sisteme odaklanılmalı ve bir kaosa bir kargaşaya yer bırakmayacak şekilde yeni anayasayı bir an önce kurmalıyız.

RABBİM ülkemin geleceğini hayırlı huzurlu ve dünya mazlumlarının hakkını savunan yegane ülke konumuna getirir inşallah. Öyle yada böyle yeni anayasa referandum ile onay almış ve yürürlüğe girmek için gün saymaya başlamıştır. Bu yeni sistem, siyasi partilerde değişimi kaçınılmaz kılmıştır. Parti gözetmeksizin her siyasi parti kendi içerisinde yeni sisteme adapte olmak durumundadır. Siyasi partilerimiz kendi içlerinde yeni politikalar yeni stratejiler üretmeye adapte olmazsa eğer 2 yıl sonra yapılacak ilk seçimde siyasi bir çıkmaz içine girilebilir…

Sevgili okurlar,

Yeni sistemde arık parti üstü düşünmek kaçınılmaz olmuştur. Seçim zamanlarında çekişmeli geçen ancak seçimden sonra parti çıkarı paydasında değil ülke çıkarı paydasında birleşilmelidir. Tüm siyasilerimiz bu bilince sahip olmalı ve seçimin ertesi günü ülkemizi lider konumuna getirmek için ortak paydada birleşmeli ve çalışmalıdır. İnşallah bu hassas noktayı başarabilirsek hak ettiğimiz ve istediğimiz konuma ulaşmak hayal değildir…

 

Tuncay GÜLÇİN

17.04.2017

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.