Aziz milletim,
Ecdadımdan süregelen bir hedefimiz vardı ‘kızıl elma’ ve ‘Turan’ ancak gün geçtikçe bu hedefimiz maalesef ki sadece dilde kalmaya yüz tutmuş durumda. Sorun bakalım Turan ya da Kızıl Elmanın ne olduğunu kaç kişi biliyor ya da doğru biliyor. Daha hedefimizi kendi soydaşlarımıza doğru anlatamadan nasıl ulaşabiliriz ki? Zaten buna sebep değil midir ki Turan denince ırkçı yaftasını alnımızın orta yerine yapıştırıyorlar. Avrupa da tek sevdiğim nokta şu;
Bir hedef uğruna bir ülke çıkarı uğruna iki düşman grup anlaşıp iş birliğine gidebiliyor. Mesela Avrupa Birliği mesela Amerika Birleşik Devletleri’nin kölelik kanunundan vazgeçip siyahileri aralarına alması. Avrupa Birliği kurulurken ezeli iki düşman Nazi Almanya’sı ve Fransa bu birlik için oturup anlaşma noktasında tavır sergilemiştir. Kaldı ki Avrupa Birliği yapısı gereği ülke yönetiminin bir kısmını Birlik inisiyatifine bırakmayı gerektirir buna rağmen bu iki ülke didişmeyi bir kenara bırakıp anlaşabiliyorsa kimse bana anlaşmazlıktan bahsetmesin. Hatta Almanya’nın kömür rezervinin en yüksek olduğu bölge olan Rehn bölgesi konusunda Almanya yönetimi kendisinde tutmayı isterken Fransa bu durumun Almanya’nın güçlenip tekrar Avrupa’ya savaş açabilme endişesiyle karşı çıkmıştır ve sonuçta Rehn bölgesi birlik inisiyatifine bırakılmıştır. Biz bırakın farklı düşüncede olanları aynı düşüncede olanları bile bir araya getiremiyoruz. Ülkü ocakları, Turancılar platformu, Atsızlar grubu, bünyesinde gönüllü görevde bulunduğum TürkBirDev vakfı ve niceleri tamamı turanı kurma fikri ile ortaya çıkan gruplar ancak ne hazindir ki bir araya gelip güç birliğine gidilemiyor. Neden? Biz yaptık diyebilmek için mi? Yoksa bu birlikteliğe öncülük yapabilecek koca yürekli bir lider eksikliği mi? Bu birlikteliği inşallah sağlayacağım bu benim tek hedefimdir.
Hani hep söyleriz Türk büyüktür Türk uludur Türk adaletlidir… Efendiler biz demiyor muyuz Türk’ün sabrı sınanmaz? Evet, sınanmaz da artık harekete geçme vakti gelmedi mi? Laf ile peynir gemisi yürümez derdi atalarımız, ne de güzel demişler sanki bu gibi durumlar sıkça olacağını bilir gibi! Birleşmeliyiz gücümüzü TURAN için nizam-ı hak için nizam-ı adalet için birleştirmemiz şart. 7 bağımsız Türk devleti Avrupa Birliği gibi değil ama Türk Birliğini kuramadıkça Türk uludur deyip adaletin kılıcı olma arzusunu gerçekleştiremeyiz. Nursultan Nazarbayev def’aten dile getirmiştir Türk Birliğini Türkiye öncülüğünde kurmak şart. Diğer Türk Cumhuriyetleri bizden bir adım beklerken bizim kendi aramızda nifak tohumları serpelememiz Turanın önündeki en büyük engellerden biridir. Batının düşünce kuruluşları vardır ki bunlarda düşünceler imal edilir. Ülke gündemine girer ve siyasiler bu kuruluşların düşüncelerini dikkate almak zorundadır, almadığı takdirde seçmen tarafından cezalandırılır. Bizim eksiğimizi saymakla bitiremem hem eksiğimiz var hem de bu eksiklerimizi gidermekle uğraşmayıp Lider-Muhalefet kavgası üretir duruma geldik. Uzun lafın kısası düşünceler aynı olsa bile gruplar birleşemiyor. Kutuplaşma özellikle AKP iktidarında hat safhaya çıkmıştır, resmen zirve yapıyoruz kibirli olmakta.
Aklıma Derviş kaşıkları hikâyesi geldi kısaca anlatayım;
Dervişe sormuşlar:
Sevginin sadece lafını edenler ile sevgiyi gerçekten yaşayanlar arasındaki fark nedir?
Size farkı göstereyim deyip önce sevgiyi dilden kalbe indiremeyenleri çağırmış. Onlara sofra hazırlatıp en son da derviş kaşıkları denilen 1 metre boyundaki kaşıkları getirtmiş.
Buyurun sofraya demiş ancak tek şartım var kaşıkların ucundan tutup yemeğinizi yiyin.
Herkes kaşıkların boyunun uzun olmasından dolayı yemekleri döküp saçmaktan karınlarını doyuramadan sofradan kalkmışlar.
Derviş daha sonra sevgiyi gerçekten yaşayanları sofraya davet etmiş. Onlara da aynı şartı dile getirmiş ve başlamışlar yemeğe.
Her biri çorbalara o uzun kaşıkları daldırıp birbirine yedirmeğe başlamış ve bu sayede herkes sofradan karnını doyurarak kalkmış.
- İşte! Her kim ki hayat sofrasında yalnız kendini düşünür ve kendini doyurmağa çalışırsa o aç kalacaktır. Ve kim ki kardeşini düşünür de doyurursa o da kardeşi tarafından doyurulacaktır…
- Sanırım yeterince anlatabilmişimdir aziz milletim…
Tuncay GÜLÇİN
12.04.2016