MOSKOVA VE ŞAM GÜVENİLİR DEĞİL!

Vesim TOKATLI

Suriye toplumunun 11 yıl gibi bir süre içinde yaşamış oldukları bir sürü acı hikayelerin ve bunun müsebbibini göz ardı etmek asla insanlığa sığacak birşey değildir. Devrim başlangıcından bu yana bölgede yaşanan farklı katliamların ana merkezi Esad terör örgütü olsa da arka perdede Moskova'nın büyük bir röl üstlendiğine dair hemfikiriz. Bazı durumları kişiye göre analiz etmememiz gerekir. Özellikle toplumsal olaylar farklı boyuttadır. Yani bir kişinin bir gece içerisinde çıkıp fikir belirtmesi durumunda bizim bu fikir ahmakça onaylamamız mümkün değil. Bu durum mümkünse eğer bu olayda bambaşka bir ihanet türü bulunmaktadır. Bu fikrim sizler için değişik bir durum olarak gelebilir ancak bazı şeyleri konuşmamız gerekir. İnsani hissiyatim bu tür konularda daha fazla etkin eylem kazanır. İnsanlık, tarihi boyunca görmediği veya yaşamadığı bir sınavla karşı karşıya. Umarım bu sınavı kaybetmeden atlatabiliriz.

'' İnsanoğlu zamanı ayıplamasına rağmen ayıbın kendisinde varolduğu, zamanın tek ayıbı kendisi olduğu, suçsuz yere zamana isyan ettiği zaman, zamanın konuşma şansı olsa bizi terk edeceğini bilmeyen bir fani olduğu gerçeğine varmalıdır. Hakkı arayan hak yolunu idrak etmeli, haktan bahsedenlere takılmadan''.

Esad rejiminin veya terör örgütünün sefil bir rejim, diktatörlük kavramı çerçevesinde, Bass'çı fikir anlayışı ile bina edilmiş bir mekanizmadan ibaret. Demokrasiden uzak, bastırıcı politikalara daha yatkın olan bir rejim olduğunu artık anlamamız gerekir. Verdiği sözü tutmayan, çözüm yerine kan dökmeyi tercih eden bir anlayışla karşı karşıyayız. Son zamanlarda af olayları konusunda kimlerin nasıl bir işkence yaşdığı görüntüsünü gördüğümden bu yana toparlanamadım. Bu tür zalim bir rejime insanı teslim etmek adalet denilen kavrama sığmaz.

Devrim sürecinin 11 yıl gibi bir süreyle rekor kırması veya uzaması halkın iradesine bağlı bir konu değildir. Bunun asıl sebebi SMDK'nın başarısız politikaları ve farz edilmiş kuklalarla varlığını sürdürmesinden dolayıdır. Halkın savuncusu gibi görünenler, Dubai'nin ışıltılı gecelerinde hayatlarını bu toplumu umrsamadan yeşilikler içinde yaşamaktadırlar. Bunlar özgür bir iradeyi iktisadi yarara çevirenlerdir. Toplum öyle bir ihanetle karşı karşıya ki uğruna binlerce şehit edilmiş bir olayı para karşılığında mübadele etmek veyahut pasif duruma düşürmektir. Dehşetten ibaret.

''Gerçek durum şu ki Suriye halkının mazlum ve çaresiz kaldığıdır. Kısacası umutlar içinde kaybolan bir milletir''

Esad rejimin ve SMDK yapısının arasında pek bir fark görmiyorum. İkiside aynı işlevle çalışmaktadır. Bass'çı yöntemler, toplumun fikirlerini yok saymak, seçilmeden hiyeraşiyi ele geçirmek gibi özellikleri görmem bu devrimin pek olumlu bir şekilde biteceğine işaret etmemektedir. Sonuçta etkin bir politika üretmekten aciz, yönetimde beceriksiz ve halka karşı samimiyetsizliğin zirvesidir. Yani varlığı halkın temel hak ve hürriyetlerini temin etme dışındadır. Şatafat ve gösterişten başka bir eyleme yaramayan piyonlarla 11 yıl yönetilmesi üzücü bir durumdur.

Moskova hükümeti, Suriye Cumhuriyeti'nin merkezi hükümetini dolaylı olarak destekliyor olsa da Suriye Devrimi sırasında Akdeniz'deki çıkarlarını korumak için halk isyanını bastırmak amacıyla doğrudan müdaheleye ilk geçişi Ocak 2015 yılında idi. Merkezi hükümetin yetiş çağrısıyla devreye giren Moskova ordusu devrimin etkisiz hale gelmesinin önemli nedenler arasındaydı. Suriye Milli Ordusu almış olduğu toprakları Rusya'nın ağır ve kullanılması yasak silahların kullanmasıyla kaybetmek veya bırakmak zorunda kaldı. Tabii olarak Suriye Milli Ordusu'nun uğramış olduğu ihanetleri göz önünde bulundurmak gereklidir. Ülkenin toprak alanının %95'ini kontrol altına alan SMO mensupları iç ve dış unsurlardan maruz kaldığı ihanetlerden veya çaresiz ve desteksiz bırakıldığından dolayı bu büyüklükteki alandan çekilerek Suriye'nin kuzeyine sıkıştırıldı. Suriye'de uygulanan bu politikanın ismi kuşat-etkisiz-sıkıştır. Bunun anlamı ise bölgeleri kuşatarak giriş ve çıkış yollarını kapatıp gıdasal maddelerin bölgelere ulaşımasını aksatmakla birlikte aylarca insanları susuz ve aç bırakarak etkisiz bir hale getirmektir. Bu politika göçlerin başlamasına sebep olmuştur.

Moskova hükümetinin Suriye'de yapmış olduğu katliamların sayısı henüz tespit edilmemiştir. Dolayısıyla halk arasında Moskova nefretinin varolduğu gerçeğini görmeliyiz. Bunun en önemli müsebbibi Moskova askerlerinin Suriye halkına icra etmiş olduğu sayısız katliamlardır. Öldürülen bunca insanın, tecavüz edilen kadınların ve asılan çocuklarını hesabını Moskova'ya ve Şam'a sorulmadan halk ve devlet arasında bir barışmanın olacağını düşünmüyorum. Çünkü dünde olduğu gibi bugünde de bu iki hükümetin güven vermediğini görüyorum. Suriye'nin Merkezi Hükümeti geçen aylarda yapmış olduğu vaat ve aflar sizleri yanıltmasın. Gösterişten ibaret. Bu 11 yıl zarfında ülkeye gönüllü olarak geri dönen Suriye vatandaşlarının kaybolduğu ve ne durumda kaldığı bilinmemektedir. Bununla birlikte dönün davetini sunan Esad rejimi, rejim askerlerinin dönmeyin, dönerseniz sizleri asacağız dediklerini çekmiş oldukları videolarla gördük. Bazılarının ise sizleri tek tek öldüreceğiz beyanında bulundu. Bu vaatlerde bulunan rejim unsurları ordu içinde önemli bir mevkide bulunmaktadırlar. 5 Milyon insan için bu güvensiz dönüşün bir tarihi faciaya dönüşeceğinden korkarım.

''Bunun diğer çözüm yollarını detaylı bir şekilde sizler için yazacağım''

Saygı ve Selamlarımla.

Vesim TOKATLI.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.