TÜRKMENELİ İÇİN, GÖREVE!

Vesim TOKATLI

Ortadoğu tarihi boyunca, Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılmasıyla bölgede başlayan Türk çilesinin azami etkisi Suriye ve Irak devletlerinde kaderine terk edilmiş Türkmenler üzerinde görülmüştür. Bu vesileyle Ortadoğu'daki devletler, Türkmen milletini azınlık durumuna düşürmek istemesi, ulus-devletlerin iç politikalarını istikrarsızlaştıran bir tehdit algılaması veyahut bir görüntü verme çabasından kaynaklanmaktadır. Bununla yetinmeyip bulundukları devletlerin iç siyasetinde aktif rollerini pasifleştirerek zihinlere zayıf-sahipsiz bir kavramı yerleştirme peşine düşüen hükümetler, bu hamlenin başarısı halen mevcut değilken etkisi Türkmen ehli üzerinde görülmektedir. Suriye ve Irak hükümetleri, ülkede bulunan Türkmenleri azınlık gurubuna dahil etmeye kalkması, varlıklarını bir tehdit olarak görmesi, anayasal haklarını ihlal etmesi, topraklarını gasp ve mütefekkirleri öldürmesi aslında bahsattiğimiz çilenin bir temel parçasıdır. Diğer taraftan bu iki hükümet tarafından yapılan etnik yozlaştırma politikaları kısmen başarılı olmuştur. Bu ırki, fiziksel, kütürel, gelenek ve görenekleri kastettiğimiz alanlarda uygulanmıştır. Ancak uygulamaya konulan bu politikalara karşı Türkmen Halkı etnik yapısını korumak amacıyla direnmiştir. Burada bahsedilen direnişin önemi sadece geçmişe yönelik bir konu değil, aksine direniş halen devam etmektedir. Her iki Türkmen bölgenin insanları içinde şuur kaybı bulunmaktadır. Burada bahsettiğim Şuur söyleminin temelinde ehlimizin temel hak ve hürriyetler kapsamındaki en birincil haklarını savunamamasıdır. Bu durum ise hemen hemen insanlarımızın arasında yaygın hale gelmektedir. Bu ise Türkmen Halkı geleceği ile ilgili tehlike arz etmektedir. Bunun temel müsebbibi veyahut bu durumun oluşmasına sebep olan argüman ve işlevler açıktır. İncelemem der ki; Belirli bir toplumun hedefleri arasında belirli sınır dahilinde devlet ikameti var ise, hakiki oğullarınının savunma ve saldırı kabiliyetlerini arttırmakla mümkündür. Basitçe demem o ki iki Bass'çıyı, Bass'ı sevmeyen bir toplumun hakimini yapar isen buradan ancak çelişkli ve yozlaşmış oğullar türer. Bu iki kavramdaki kastım devleti kurmakla mükellef edeceğimiz adayların veya aday olacak kişiler, toplumun düzeni, temel ilkeleri, toplumun durumunu ve koşullarını çok iyi bilen yurttaşlardan olmalıdır. Kurulacak devlet ise öncelikli olarak bir temele dayanması, yönetme sorumluluğunu yükleyebileceğimiz yurttaşlarda olmalıdır. Bunu ise Türkmeneli Cumhuriyeti'ni kurma arifesinde daha detaylı anlatacağım.

Aslında Türkmeneli veya Irak ve Suriye Türkmenleri'ni Zikrettiğimizde aklımıza ilk gelen şey sadece Misak-ı Milli değildir. İstibdat ve zulüm altındaki kardeşlerimiz, gaspa uğramış topraklarımız, mirasımız ve şerefimizdir. Ülkünün müdafi olmak mesela, çıkarın ve menfaatin zirve olduğu dönemde Türkmeneli'yi kurmak hayali içerisinde boğulmak. Burada çok şey var her Türkmen'in oturup düşünmesi gerekendir. Çok ağır bedeller ödeyen ve halen ödemekte olan Türkmen Milleti'nin temel anayasal hak ve güvencelerini savunamayan bir Meclisi görmek üzücüdür. Rant ve çıkarın istila ettiği, somut ve hassas adımları henüz görmemiş olmam şaşırtıcı değil. Sahada somut adımların atılması için milli şuura sahip yiğitler görev başında olmalıdır. Türkmen Siyasi Müesseselerini aile müessesesine çevirenler olduğu sürece, kutuplaşmak milli bir görevdir. Hiç kimse kusura bakmasın mesele beka meselesidir. Yıllarca harcanan bunca emeğin iki üç yılda heba olmasına asla izin vermeyeceğimizi de belirtmek isterim.

Türkmeneli için yapılması gereken çokça adımın olması zorlayıcı olduğu anlamına gelmez. öncelikli olarak siyasi müsseselerin Bass'çı zihniyetlerden temizlenmesi şarttır. Terörden arındırılmış bölgelerde ve Türkiyede yaşayan Türkmen toplumunu, davasına yeniden kazandırmak adına her alanda düzenli projelerin yapılması gerekir. Türkmen ehlimizin bölgedeki varlığının korunması, temel ve yüksek eğitimin sağlanması, diğer alanlarda da adımların atılması zaruridir. Yoğun olarak ikamet ettikleri bölgelerdeki temel, ekonomik, sosyal ve eğitim sorunlarının çözülmesi için uzun vadeli projelerin hayata geçirilmelidir. Yaşanan siyasi durgunluğun, Türkmen Milleti'ni derin umutsuzluğa yol açan nedenlerin tespit edilmesi ve sebep olan liyaketsiz kişilerin görevden alınması, yeniden kurumlar arasında birliğin sağlanması önemlidir.

Şimdilik bu kadar.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.