MHP lideri Devlet Bahçeli’nin 11 Ekim 2016 tarihli parti grup toplantısında yaptığı konuşmada başkanlık sistemi ile ilgili söyledikleri gündeme damga vurmuş durumda. Bununla birlikte, konu Devlet Bahçeli’nin söylediklerinden ziyade söylemedikleri üzerinden tartışılıyor ve inanılmaz derecede spekülasyonlar üretiliyor. Gerçi bu durum Devlet Bahçeli için şaşırtıcı bir durum değil. Parti içi muhaliflerden, diğer partilerin sözcüleri ve trollerine kadar çok büyük bir kesim Devlet Bahçeli’nin sözlerini çarpıtma konusunda her daim yarışıyor. Bu bağlamda Devlet Bahçeli “Konu Meclise gelsin, vekiller vicdanlarıyla oy kullansın” derken AKP milletvekillerinin vicdanına seslense de,bunu bile bazı medya mensupları MHP referanduma gidilebilecek oy sayısına ulaşılması için AKP’ye destek verecekmiş gibi yansıttılar kamuoyuna.
Devlet Bahçeli grup konuşmasında özetle; Cumhurbaşkanının seçildiği günden beri yasal sınırları aşarak anayasal suç işlediğini, fiili başkanlık yaptığını, MHP’nin başkanlığa karşı olduğunu, rahmetli Türkeş’in 9 Işık eserinde başkanlık sistemini savunsa da daha sonra yazdığı eserlerde parlamenter sistemi savunduğunu, Turgut Özal’ın başkanlık sistemi önerisine de karşı çıktığını, başkanlık sistemi ya da parlamenter sistem konusundaki tartışmaların sona ermesi için AKP’nin kafasındaki teklifi Meclise getirmesini, yasalaşacak mı, referanduma mı gidilecek yoksa referanduma götürülecek oyu da mı bulamayacak, bunun belli olmasını ve bu konunun Türkiye’nin gündeminden çıkması gerektiğini söyledi.
Madde madde gidersek;
1- Bir anayasa değişikliğinin Meclisten geçmesi için 367 oy gerekiyor.
2- 330-366 arası oy verildiğinde ise değişiklik referanduma götürülüyor.
3- Anayasa değişikliklerinde “gizli oylama” yapılıyor.
4- AKP’nin 317 milletvekili var ancak Meclis Başkanı oy kullanamadığından bunu 316 olarak kabul etmeliyiz.
5- HDP’nin59 milletvekili var.
6- MHP ve CHP’nin başkanlık sistemine destek vermeyeceği biliniyor.
7- AKP milletvekili sayısı başkanlıksisteminin ne Meclisten geçmesine ne de referanduma götürülmesine yetiyor.
8- Burada AKP’nin HDP’nin desteğine ihtiyacı var. HDP bütün olarak destek verirse başkanlık sistemi yasalaşıyor. AKP bütün olarak desteklerse ve HDP’den de en az 14 vekil destek verirse konu referanduma gidiyor.
9- Peki, bu ortamda HDP destek verir mi? Çözüm süreci devam ediyor olsa ve özerklik konusunda anlaşsalar HDP destek verebilirdi ancak mevcut durumda HDP’nin de destek vermesi çok olası görünmüyor.
10- Ya ByLock kullanan vekiller yani FETÖcüler? Çoğunluğu AKP’li 80 vekilin ByLock kullandığı,hatta bunların arasında 2 de bakanın olduğu söyleniyor. Gizli oylayapılacak bir oylamada FETÖcü olduğu söylenen vekillerin Erdoğan’ın başkanlığına evet demesi mümkün mü?
Diyeceğim odur ki; mevcut durumda başkanlık sisteminin Meclisten geçmesi pek olası görünmüyor.
Diğer taraftan, 2015 seçimleri öncesi yapılan araştırmalar halkın başkanlık sistemine desteğinin yeterli seviyede olmadığını gösteriyordu. Yoksa o dönem AKP’nin 326 milletvekili vardı ve 35 milletvekili olan HDP ile çözüm süreci nedeniyle bahar havası yaşıyorlardı. Halkın yeterli desteği olsaydı, özerkliğe giden yolda anlaşarak başkanlık sistemine ilişkin anayasa değişikliğini referanduma götürecek oy sayısına mecliste birlikte ulaşabilirlerdi.
Referandumda istediklerini alamayacaklarını bildikleri için ilk defa bir seçim/referandum kaybederek karizmayı çizdirmek istemediler. Ayrıca unutulmamalıdır ki, 7 Haziran 2015 seçimlerinde vatandaş AKP’ye hayır dememişti, %41 oy ile tek başına iktidar vermeyerek Başkanlığa ve çözüm sürecine hayır demişti.
Bugün, 15 Temmuz darbe girişimi nedeniyle Erdoğan’ın popülaritesinin artmış olduğu açık olmakla birlikte, bu, vatandaşın başkanlık sistemini destekleyeceği anlamına gelmiyor. Zaten Cumhurbaşkanı olarak devletin zirvesinde oturan kişinin neden başkanlık istediğini AKP tabanında dahi anlayamayan önemli bir kitle olduğu ve bu manada, günümüzde de kamuoyu araştırmalarında başkanlık sistemine yeterli miktarda destek olmadığı ifade ediliyor.
Başkanlık konusunda bu kadar hevesli olan bir iktidar ve hırslı olan bir Cumhurbaşkanı, Başkanlık sisteminin Meclisten geçeceğine veya referanduma gidilecek vekil sayısına ulaşılacağına ve referandumda da milletin onayını alacağına inansa Devlet Bahçeli’nin restini bekler miydi? Tayyip Erdoğan’ın isteği karşısında durabilecek bir irade var mı AKP yönetiminde?
Devlet Bahçeli’nin açıklamalarına tepki gösteren CHP ve HDP, kendinden eminse, AKP’ye destek vermeyeceklerse, neden telaş ediyorlar ki?
Meclisten geçmesinin mümkün olmadığı bir dönemde konunun Meclise gelmesini ve Türkiye gündeminden düşmesini istemek nasıl oluyor da stepnelik olarak yaftalanabiliyor?
Başbakan’ın konuyu hemen Meclise getireceklerini söylemesine bakmayın. Bu kadar hevesli oldukları bir konuda muhalefetin Meclise getirin teklifine elbette “şimdi zamanı değil” diyemezlerdi. Ancak, geçmeyecek bir teklifi Meclise getirmeyecek ve topu orta sahada dolaştıracaklardır diye düşünüyorum.
Diğer taraftan, Başbakan’ın, MHP sanki başkanlık konusunda kendilerini destekleyecekmiş gibi Devlet Bahçeli’ye konuyu gündeme getirdiği için teşekkür ederek MHP tabanında algı yaratmaya çalışmasını anlamak mümkün.
Peki, başkanlık sistemine karşı olup da MHP başkanlık sistemini destekliyormuş gibi lanse edenler, MHP tabanını etkileyebileceklerini ve böylece başkanlık sitemine ve AKP’ye hizmet edeceklerinin farkında değiller mi?