''Öcalan bu süreçte çok sorumluluk bilinciyle hareket ediyor. Çözüm sürecinin ilerleyen aşamalarında Öcalan'ın konumunu Türkiye artık tartışmalı'' Bu cümleler Recep Tayyip Erdoğan'ın ve AKP'nin borazanlarından Yeni Şafak Gazetesi yazarlarından Abdülkadir Selvi'ye ait. Yani diyor ki, "Öcalan uslandı serbest bırakılması artık tartışılmalıdır." AKP zaten son yıllarını "Öcalan'ı nasıl serbest bırakacağız" atmosferini aramaya yoğunlaştırdı. PKK tarafında bulunan birçok alçak, Öcalan'ın serbest bırakılacağını defalarca söyledi. AKP'nin ajandasında "Öcalan'ı serbest bırakmak" zaten var ama uygun zamanı kolluyor. Önce "Taleplerim gerçekleşmezse 50 bin kişilik halk savaşı olur" diyen, sonra 50'nin önüne bir 0 daha koyarak, "Taleplerim gerçekleşmezse 500 bin kişilik halk savaşı olur" şeklinde Türk devletini tehdit eden Öcalan'dan bahsediyoruz. Öcalan'ın PKK'yı nasıl yönettiğini, silah bırakma düşüncesinde olmadıklarını, terör eylemlerinden vazgeçmediklerini Milliyet gazetesinin geçtiğimiz yıllarda yayınlandığı İmralı zabıtlarından öğrenmemiş miydik? Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, Milliyet Gazetesi'nin sahibi Erdoğan Demirören'i telefonla arayıp, İmralı zabıtlarının yayınlanmasından dolayı Milliyet Gazetesi'nin eski genel yayın yönetmeni Derya Sazak ve haberin muhabiri Namık Durukan'a 'adi', 'namussuz', 'kepaze' gibi hakaretler ederek, onlar yüzünden fırçalayarak ağlatmamış mıydı? Öcalan'ın İmralı'da çekilmiş ses kayıtlarında "Bağımsızlık düşüncemizden asla vazgeçmedik"demiyor mu? AKP iktidarının taleplerini bir bir gerçekleştirmesini "AKP'li enayiler farkında değil" diye dalga geçmiyor mu? "Ben ne dersem Tayyip onu yapıyor" demiyor mu? Daha neler diyor, neler… AKP, Öcalan’ı İmralı'da Bekaa Vadisi'ndeki durumundan daha güçlü hale getirmiştir. AKP, Öcalan'ı terör sıfırlandığı için değil, terör örgütünün daha çok büyümesinin verdiği korku ve ondan oluşan tehditten dolayı serbest bırakılmasının fırsatını aramaktadır. "Çözüm süreciyle birlikte terör son buldu" masalları da PKK'nın son eylemleriyle tamamen son bulmuş ve nasıl bir yalan olduğunu da tüm Türkiye öğrenmiştir. PKK'nın tehdit ve talepleri arasında "Öcalan'ın serbest bırakılması" vardır. Abdülkadir Selvi de işte bu yüzden AKP'nin kulağına üflediklerini yazmaktadır. AKP kendi besleyip-büyüttüğü PKK canavarının önüne daha çok taviz vererek geçeceğini sanmaktadır. Abdülkadir Selvi gibi zekâ sahiplerinin kalem oynattığı konu böyle bir şeydir. Geçtiğimiz yıllarda Öcalan'ın "Hidayete ermiş olabileceğini" vurgulamış olan Recep Tayyip Erdoğan'ın borazanı Abdülkadir Selvi de elbette "Öcalan'ın konumunu tartışalım"maskaralıklarını düşünce diye yazar. O halde, Öcalan'ı al evine götür Abdülkadir Selvi olur mu? Ya da İmralı'da odacılığını yap olmaz mı? Nasıl bir konum vermeyi düşünüyorsunuz önderiniz Öcalan’a? "AKP'yi iktidara getiren ve 10 yıldır iktidarda tutan benim" diyen Öcalan'a tüm AKP'lilerin vefa borcumu var ki, Öcalan'a toz kondurmuyor? Ağzını açan her AKP'li Öcalan'ı öve öve bitiremiyor. Nedir bu Öcalan sevdası AKP'liler?
- ve 57.Hükümet zamanı hükümete yalvaran Öcalan iken, şimdi AKP hükümeti zamanı AKP'li yöneticiler Öcalan'a yalvarıyor. AKP, bu alçağın tehdit ve taleplerini ev ödevi gibi algılıyor.
Selvi boylu Abdülkadir'imiz de kendi payına düşen öv ödevini yapıyor işte… BEBEK KATİLİ ÖCALAN AKP’LİLERLE ALAY EDİYOR :"ENAYİLER FARKINDA DEĞİL!" https://www.youtube.com/watch?v=Jdn4uLwkcKw