AKP hükümetinin ve hükümeti etkileyen iç unsurların en büyük yanlışlarından birisi de terörle mücadelenin en yoğun yapıldığı bir dönem ve 23 Haziran İstanbul seçimine günler kala bebek katili Abdullah Öcalan’ın “tarafsızlık” mektubunu Anadolu Ajansından hırpani kılıklı bir adam üzerinden servis etmesi ve Teröristbaşı Öcalan’ın kardeşi ve terör örgütü PKK’nın eski önderlerinden Osman Öcalan’ı TRT’ye çıkararak mülakat yapmasına onay vermesi olmuştu.
‘Aylar önceki bir tartışma konusuna bugün neden döndün?’ derseniz?
Çünkü bu tartışma hiç bitmedi… Bitecek gibi de görünmüyor. Terör örgütü PKK ve siyasi uzantısı HDP ile işbirliği konusunda köşeye sıkışan CHP, İP, SP sürekli bu iki konuyu gündeme taşıyarak, sıkıştığı köşeden kurtulmaya çalışıyor. Bir tartışma programını açıyorsun bunlara yakın bir yazar, yorumcu, siyasetçi sürekli teröristbaşı Apo’nun mektubunu ve eski teröristbaşı Osman Öcalan’ın TRT programını gündeme getiriyor. Bir yazı yazıyorsun hemen altına bu konuyu yazıyorlar. Bunu yazanlar konuşanlar bu konularda hassas olduğundan, bu konularda duyarlılık sahibi olduğundan değil elbette.
Sadece “cambaza bak” oynuyorlar… Terör örgütü PKK ve yaltakçısı HDP ile işbirliği yapanlara, terör örgütünün sembolleri üzerinden böylesi malzeme verirsen elbette suyunu çıkarana kadar bu durumu kullanırlar. Bunların mevcut PKK ilişkileri adına ne söylerseniz söyleyin hemen karşılığında “Apo’nun mektubu, Osman Öcalan’ın TRT röportajı” diyorlar.
Nasıl bir paradoks içindeyiz değil mi? Hem Kandil’deki tüm teröristlerin, hem HDP’li üst düzey yöneticilerin ve HDP’ye bağlı tüm oyların desteğini alacaksın ama teröristbaşı Öcalan’ın “tarafsızlık” mesajı içeren mektubu ve Kandil’i ve HDP’yi eleştiren eski teröristbaşı Osman Öcalan’ın röportajından kendini soyutlamaya çalışacaksın. AKP hükümeti terörle mücadelede büyük başarı sergilerken hadi böyle bir gaflete imza attı diyelim. CHP, İP, SP ve yancıları PKK ve HDP ile işbirliği içindeyken nasıl oluyor da, bu konu üzerinden yorum yapabiliyorlar?
Apo’nun mektubu ve terörist Osman Öcalan’ın TRT röportajı AKP hükümeti tarafından 23 Haziran seçimlerine yönelik planlandı ise Ekrem İmamoğlu’nun kampanya danışmanı Necati Özkan’ın “İstanbul seçimlerinde CHP’nin seçmeninin %98’i sandığa gidip Ekrem İmamoğlu’na oy verirken, HDP seçmeninin %100’ü Ekrem İmamoğlu’na oy verdi” diyorsa Öcalan’ların devriye sokulması AKP lehine yaprak kımıldatmadığı gibi, HDP-PKK birleşenlerini tamamen CHP safında birleştirmeye yaramadı mı?
Gerçekten çok tuhaf bir tezgâh uygulanmıştır. Hele ki, Apo’nun mektubu Anadolu Ajansı üzerinden servis edilirken aracı olan hırpani kılıklı bir adama “Öcalan yerli ve milli bir şahsiyettir” dedirtilmesi ve buna müsaade edilmesi seçmeni cinnet haline getirmiş ve bu seçmen PKK ve HDP’nin desteğini alan Ekrem İmamoğlu’na yönlendirilmiştir. Zaten işin içinde Bülent Arınç varsa herşeyi beklemek gayet normaldir.
Teröristbaşı Öcalan’ın mektubuna aracılık eden Ali Kemal Özcan isimli şahıs Nagehan Alçı’ya konuşmuş ve şunları demişti : “Yıllardır derdimi anlatmaya çalışıyorum Nagehan Hanım. Ben bu örgütü ve Öcalan’ı çalışıyorum ve bu yapıyı çok iyi biliyorum. Başkan Erdoğan’a bir ulaşsam kendisini 15 dakikada ikna edeceğimi düşünüyordum hep. 10 gün kadar önce Bülent Arınç’a ulaştım, kendisine anlattım. Sayın Arınç beni aldı ve Başkan Erdoğan’ın yanına götürdü.”
Bülent Arınç’ın başını tuttuğu, Nagehan Alçı’nın propagandasını yaptığı bir işten nasıl bir fayda beklenir ki? Televizyonda çocuklar görse bile korkudan ödünün patlayacağı bir tipi nasıl böyle bir konuya aracı ederler anlamak mümkün olmamıştı. Hangi cephesinden olaya bakarsanız bakın izahı yapılamıyor. Her yönüyle CHP’yi bir nevi rahatlatmaya ve oyları CHP’ye kaydırmaya yönelik planlı bir çalışma gibi olmuştu.
Zaten sonucunun nereye gideceğini görür görmez 23 Haziran seçimlerinden iki gün önce sosyal medya hesabım üzerinden şu tepkiyi göstermiştim.
Canlı yayında “Öcalan Yerli ve Milli bir şahsiyet” demek, dedirtmek tartışmasız bir şekilde alçaklıktır. Bir de “Lahanayı Yerken Kıtır Kıtır Sapına Gelince Me…” diyen CHP’liler var. Kandil’den Hozat, Kalkan, Bayık, Ruken, Andok direkt İmamoğlu’na destek açıklaması yaptığında sırıtıyor, yılışıyor, kendilerinden geçiyorlar ve hiç ses etmiyorlardı. HDP Eşbaşkanları “Oylarımız Ekrem İmamoğlu’na “ dedikçe de “işte demokrasi bu” diyorlardı. Şimdi PKK ve HDP desteğini kaybetme korkusu yaşıyorlar. Tam olarak ne diyeceklerini de bilemiyorlar. Çünkü “HDP ve Demirtaş sayesinde kazandık” diyen kendileriydi. (21 Haziran 2019 Teröristbaşı Öcalan, HDP, PKK, Kandil etrafında ve etkisinde dönen her şey alçaklık ve şerefsizliktir! (21 Haziran 2019)
Terörle mücadele eden devlet elbette terör örgütü mensupları arasındaki ikilikleri, ayrışmaları terör örgütünü dağıtmak ve darbe vurmak için kullanır. Bu dünyanın her yerinde böyledir. Ama bu durum milli düşünen insanlarla planlanır. Plansız, zamansız, gereksiz ve yanlış kişilerle yapılan her türlü eylem gördüğünüz gibi elinizde patlar. PKK’ya yönelik taviz ve sempatileriyle bilinen Bülent Arınç, Nagehan Alçı ve ne idüğü belirsiz Ali Kemal Özcan gibilerle yola çıkarsan, terörle mücadelede en başarılı olunan bu dönem böyle bir konu üzerinden sürekli eleştirilen olursun… Televizyonlarda AKP’li yazar ve yorumculara sorulduğunda bile savunacak cevap bile bulamıyorlar.
Teröristbaşı Öcalan seçimlerde “tarafsızlık” çağrısı yapıyor ama nasıl oluyorsa HDP’nin tüm üst düzey yöneticileri, PKK’nın tüm Kandil sorumluları, KCK’nin tüm üst düzey yöneticileri “Biz önder Apo’nun mesajını aldık. CHP’nin adayı Ekrem İmamoğlu’na daha çok sahip çıkacağız” diye açıklama yapmıştı.
HDP, Apo’nun mektubu için “İki tarihsel blok arasında taraf olmamaya ve Üçüncü Yol stratejisini kararlı ve ısrarlı bir şekilde sürdürmeye dayalı olarak HDP’nin İstanbul seçimlerine yönelik seçim stratejisinde ve taktik adımlarında bir değişiklik söz konusu değildir.” açıklamasını yaparken, Kandil’deki teröristler ise “23 Haziran’daki İstanbul seçimlerinde AKP-MHP faşizmine önemli bir darbe vuruldu. 23 Haziran’daki tutumunu da Önder Apo’nun ortaya koyduğu bu ölçü belirlemiştir. Önder Apo’yla Hareketimiz, Önder Apo’yla halkımız arasında özel savaşçıların anlamadığı ve anlayamayacağı tarihsel, toplumsal, düşünsel ve duygusal bir bağ bulunmaktadır.” açıklamasıyla Apo’nun mektubunun kendilerinde yarattığı etkiyi açıklamışlardı. Yani HPD ve Kandil’in açıklamalarına göre Apo’nun mektubu tamamen CHP’ye yaramıştı.
Mesela Osman Öcalan PKK’nın ölüm listesinde olduğu için Kandil’den kaçan, o günden sonra sürekli PKK’yı, Kandil’i, HDP’yi eleştiren olduğu halde onun TRT’ye çıkarılması daha çok CHP’ye yaradı. CHP’liler, İP’liler, SP’liler “Terörist Osman Öcalan TRT’ye çıkarıldı” diye yaygara yaparken, asıl PKK, HDP, Kandil unsurlarıyla kendileri beraberken bu durumun üstünü örttüler.
Mesela eski terörist Osman Öcalan “Demirtaş lider değil militandır” derken, emirleri Kandil’den alan Selahattin Demirtaş “Oyunuzu CHP ve İyi partiye verin” çağrısı yapmıştır. “Kandil’in meşruiyeti kalmadı” diyen Osman Öcalan iken, eli silahlı Kandil’in desteğini alan CHP olmuştur.
Şehitlerimizin katili Osman Öcalan’ın sebep ne olursa olsun TRT’ye çıkarılması yanlış olduğu gibi, şu an eli silahsız Osman Öcalan üzerinden AKP ve MHP’ye laf söyleyenlerin, eli silahlı Kandil çetesinden siyasi destek alması çelişkilerin en büyüğüdür.
Hadi son dört yıldır terör örgütü PKK’ya karşı çok büyük mücadele veren, PKK’ya nefes aldırmayan, en üst düzey yöneticilerini başarılı operasyonlarla öldüren AKP hükümetinin Bülent Arınç’ın rol oynadığı bu gafletine katlanılır da, şu an PKK, HDP, YPG ile kol kola olan CHP ve yancılarına nasıl katlanılacaktır? Bunun cevabını ne CHP’liler, ne İP’liler, ne SP’liler veremez…
Hele bunların terörle mücadele konusunda dimdik duran Cumhur ittifakına bu sebeplerle saldırması beyhude bir çabadır. AKP hükümeti yanlış zaman ve yanlış kişilerle yaptığı bu ve benzeri davranışlardan da ders çıkarmalıdır.
Terör örgütlerini dağıtmak, parçalamak, birbirine düşürmek bir “devlet aklı” olmalıdır. Bu akılda sadece milli düşüncesi olan kişilerle olur. Bülent Arınç, Nagehan Alçı, Ali Kemal Özcan gibiler böyle konularda kullanılırsa kazanan terör örgütleri ve onlarla işbirliği yapanlar olur. Sonuç zaten ortadadır. Başka bir şey anlatmaya da gerek yoktur.
Teröristbaşı Öcalan mektup yazıyor ve HDP- Kandil “Biz önder Apo’nun mesajını aldık. Stratejimiz değişmedi. Ekrem İmamoğlu’nu destekliyoruz” diyorsa, PKK’yı, HDP’yi, Kandil’i eleştiren Osman Öcalan’ın TRT programı PKK ile işbirliği yapan CHP’yi rahatlatıyorsa ortada bir tuhaflık var demektir. Bence Bülent Arınç gibi biriyle bu ortamı hazırlayan AKP ve bu ortamdan beslenen CHP bu tuhaflığa son vermelidir.
Hadi terörle mücadele eden AKP izah verebilir de, PKK’nın siyasi sözcüsü ve karargâhı haline gelmiş CHP ne diyecektir? Belki de “Teröristbaşı Öcalan HDP tarafsız kalsın dedi ama biz HDP’nin tüm oylarını aldık” diyerek ve “Osman Öcalan Kandil’in meşruiyeti kalmadı dedi ama biz Kandil’in de tüm desteğini alarak sonuca gittik” diyerek bu tuhaflığa son verebilir.
AKP’nin Bülent Arınç tuhaflığı ise hep devam edecek gibi görünüyor…