Medyada yıllardır üniversitelerde yaşanan olaylarda terör örgütü PKK'yı korumak ve meşrulaştırmak isteyen bir ekip var. Bu ekip genelde sol dünya görüşüne sahiptir. Bunlar Üniversitelere yuvalanan PKK'lıları sürekli "Karşıt Görüş" şeklinde sunmaktadır.
Geçtiğimiz günlerde de müzelik solcuların toplandığı ve FETÖ'cü olmakla suçlanan Sözcü gazetesi de Ülkücü şehit Fırat Yılmaz Çakıroğlu davasını da "Karşıt görüşlü öğrenciler arasında çıkan kavgada hayatını kaybeden Fırat Çakıroğlu davasında karar çıktı" şeklinde sunmuştur.
Şehit Fırat Yılmaz Çakıroğlu'nun katili PKK'lı bir sözde üniversite öğrencisi iken, Sözcü "Karşıt görüşlü öğrenci" sıfatıyla onu masumlaştırmaya çalışmıştır.
7 Haziran seçimleri sonrası MHP'yi CHP ve PKK'nın siyasi taşeronu HDP ile birlikte koalisyon kurması için aklınca zorlayan Sözcü gazetesi elbette Ülkücü ile PKK'lı teröristi eşitleyecek zekâya sahiptir!
"Sağ-sol kavgası" denkleminde PKK'lıları aklama işi yapan bazı medya organları, PKK'lıların Üniversitelerde yuvalanmasının zeminini oluşturuyor.
Ülkücü şehit Fırat Yılmaz Çakıroğlu'nun ve benzer şehitlerimizin bir katili de aynı zamanda bu medya organları içine sızmış bu çetedir.
Üniversitelerde yuvalanan terör örgütü PKK ile mücadele ederken aynı zamanda üniversitelerde PKK'yı meşrulaştıran bu medya çetesiyle mücadele de şarttır.
Ülkücü şehit Fırat Yılmaz Çakıroğlu'nun katili Nurullah S.'ye "terör örgütü üyeliği" suçundan 15 yıl, kasten adam öldürme suçundan ağırlaştırılmış müebbet cezası verildiği halde "Karşıt görüşlü öğrenci" sıfatını kullanan Sözcü gazetesinin bu alçaklığını asla unutmayın!
Bu karar sonrası bir ölçü de olsa yüreğimiz soğudu…
Katil cezasını aldı. Bu karar elbette şehidimiz Fırat Yılmaz Çakıroğlu'nu geri getirmeyecek ama bu karar olması gerekendi.
MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin "İki türlü dava vardır: Bunlardan birisi hukukidir, yargısal niteliktedir. Diğeri ise yüksek bir ülküye adanmanın mükâfatı ve muazzez halidir. İfade etmeliyim ki, evladım Fırat Yılmaz Çakıroğlu'nu şehit eden katillerle ilgili iki yıldır süren davanın sonuçlanması memnuniyet vericidir Katil ağırlaştırılmış müebbet ceza almış, bir nebze de olsa adalet yerini bulmuştur. Fırat geri gelmeyecek olsa da, yüreklere su serpilmiştir. Adalet bir hakkın haklısına gecikmeksizin iadesidir. Şehidimiz huzurla yatsın, geride bıraktığı dava arkadaşları hakkını koruyacaktır." sözleri de bu karar sonrası anlamlı olmuştur.
MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin bu açıklaması sonrası Sözcü'nün kardeş gazetesi olan ve adeta FETÖ'nün, CHP'nin karargâhı olan Yeniçağ isimli gazete haberleştirirken "Bahçeli'den 2 yıl sonra Fırat Çakıroğlu açıklaması!" başlığını kullanmış…
Alçaklık olur, şerefsizlik olur da ancak bu kadarı olmaz!
Oysa bu yalanın, iftiranın, alçaklığın merkezi olan Yeniçağ gazetesi 25 Şubat 2015 tarihinde de "Bahçeli'den zehir zemberek sözler!" başlığını kullanarak MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin Ülkücü şehit Fırat Yılmaz Çakıroğlu ile ilgili "Ege Üniversitesi İzmir'dedir.
Ve İzmir Türkiye'nin 3'nci büyük şehridir.
Şu iş bakınız ki, PKK'lı katiller Ege Üniversitesi'ne üst kurmuş, her yerine yuvalanmıştır.
Aylardır süren gerilim ve gerginlik üniversitede huzur bırakmamıştır.
Üniversite yönetimi uyumuş veya sorunları ağırdan almıştır.
İl valisi ve emniyet güçleri güvenlikle ilgili şikâyet ve beklentileri karşılayamamıştır.
Fakülte koridorları sanki Kandil'deki mağaralar gibidir.
PKK'nın şehir uzantıları Milliyetçi-Ülkücü gençleri hiç durmadan tahrik etmişler, kesintisiz kavga ve karışıklık ortamı yaratmaya çalışmışlardır.
Fırat evladımızı şehit eden katil, dikkat edin, bu hunhar eylemi herkesin gözü önünde yapmıştır.
Yaklaşık 45 dakika ambulans gelmemiştir.
Fırat sere serpe yerde yatarken hiçbir insan evladı, hiçbir vicdan sahibi ilk yardımda bulunmamış, bulunmaya çalışan arkadaşları da güvenlik çemberini aşamamıştır.
Anlayacağınız bir evladımız göz göre göre ölüme terk edilmiştir.
Sorarım sizlere, Ege Üniversitesi Rektörü ne iş yapmakta, neye yaramakta, neyle uğraşmaktadır?
Öğrencisi öldürülen bir Rektör koltuğunda oturmayı hala onursuzca sürdürecek midir?
Olay mahallinde görevli polisler can çekişen bir gencimize hangi saiklerle el uzatmamıştır?
Ve ambulansın gelmesi niçin bu kadar gecikmiştir?
Bu sorularımıza doyurucu, makul ve vicdani cevap duymak en doğal arzu ve beklentimizdir.
Ege Üniversitesi Senatosu hunhar saldırıdan sonra bir açıklama yapmış, ahlaksızca tavır takınmıştır.
Bu kapsamda PKK'lıların saldırısı öğrenciler arasındaki bir anlaşmazlık şeklinde gösterilmiş, tüm güvenlik tedbirlerinin alındığı ileri sürülmüştür.
Ege Üniversitesi'nde bir öğrenci anlaşmazlığı falan değil, dağ eğitiminden geçmiş, öldürmeye programlanmış, kan tutkunu bölücü militanların kanlı eylemi yaşanmıştır.
Gerçekleri çarpıtmak, doğruları saptırmak kimseye, hele ki Rektöre ve bilim insanlarına bir fayda sağlayamayacaktır." şeklindeki konuşmasını da haberleştirmişti.
MHP Lideri Devlet Bahçeli, Ülkücü şehidimiz Fırat Yılmaz Çakıroğlu'nun davasını her yönüyle baştan sona takip etmiştir. Şehit edildiği günden bugüne gerek basın toplantılarında, grup toplantılarında, mitinglerde, sosyal medya hesabında defalarca sahip çıkmış ve davasının takipçisi olduğunu ifade etmiştir.
Buna rağmen "Bahçeli'den 2 yıl sonra Fırat Çakıroğlu açıklaması!" şeklinde haber yapabilenin şerefi, haysiyeti yoktur.
Al Sözcü'yü, vur Yeniçağ'a…
Zaten aralarında zerre kadar fark yoktur. Her ikisi de CHP ve FETÖ kayığında gezmekte, her ikisi de aynı oranda MHP düşmanıdır.
Her ikisini de çok iyi tanıdığımız için hiçbir haberlerine şaşırmıyoruz.
4 yazarını "Fethullah Gülen'i eleştirdi" diye gazeteden uzaklaştıran Yeniçağ ile "Işık evlerinde yetiştiği" iddia edilen Sözcü'nün sahibi misyonlarını yerine getiriyor!
Bunlar karşısında uyanık olması gerekenlerde Türk milliyetçileri ve Ülkücülerdir.