Yaklaşık 1 haftadır, MHP Lideri Devlet Bahçeli'ye ait bir video sosyal medyada ve bazı haber sitelerinde dolaştırılıyor. Bu videoyu en çok paylaşanlar ise, CHP'liler, HDP'liler, FETÖ'cüler ve MHP'de Değişim isteyip bunların uzantısı olanlardır. MHP'ye ve Lideri Devlet Bahçeli'ye yönelik, bu ittifak aynı çizgide ve tek tip karalama propagandası yapmaktadır.
MHP Lideri Devlet Bahçeli'ye ait, başını ve sonunu keserek sundukları konuşma, 15 Temmuz darbe girişiminden yaklaşık bir ay önce, İstanbul MHP İl teşkilatının düzenlediği iftar programına aittir.
Konuşmanın sadece şu bölümü alınıyor. Önü yok, arkası yok…
"Bizim sarayla anlaştığımız namertçe söylendi.
İlk aşamada partili cumhurbaşkanlığına evet dediğimiz, başkanlık sistemine sıcak baktığımız soysuzca iddia edildi.
Hatta benim Cumhurbaşkanıyla sarayda buluştuğum, bir evde, görüştüğüm, kurultayın yapılmamasına karşılık başkanlığa tamam dediğim, yeni anayasaya boyun eğdiğim fısıltıdan öte yüksek sesle ifade edildi."
Peki, bu konuşmanın başı nedir, sonu nedir?
Bu konuşma niçin yapılmıştı?
Bu konuşma, Yargıtay'ın 5-0 sonuçla, MHP'nin olağanüstü kongre yapması yönündeki kararı onaması sonrasında yapılmıştı. Hani bu karardan önce de tüm CHP'lilerin, FETÖ'cülerin, HDP'lilerin, Değişimcilerin "Devlet Bahçeli Saray'la anlaştı. O yüzden Yargıtay kararını geciktiriyor. Tüm yargı AKP'nin elinde, kesinlikle Yargıtay Devlet Bahçeli'nin lehine karar verecek" şeklinde propaganda yaptığı günler vardı ya… Tüm bu propagandalara ve geçmişte CHP kongresi hakkında emsal kararı olmasına rağmen, Yargıtay 5-0 gibi sonuçla hukuksuz bir karar vermişti.
MHP Lideri Devlet Bahçeli, Saray ve AKP ile anlaştıysa, bu karar nasıl çıkmıştı?
İşte MHP Lideri Devlet Bahçeli bunu sorguluyordu. Şimdi o konuşmanın başını-sonunu tam okuyalım. Bakalım ne demişti:
"Değerli Dava Arkadaşlarım,
Ankara 12'nci Sulh Hukuk Mahkemesi 8 Nisan 2016 Cuma günü telkin, pazarlık, yönlendirmeyle kararını açıkladı ve Olağanüstü Tüzük Kurultayının yapılmasına karar verdi.
Bir hakim, milyonlarca mensup ve sevdalısı olan bir davanın dönen çarklarına çomak soktu.
Bu hukuk değil, biz göre resmen ve belgeli gugugtur.
Biz hukuk yollarının tükenmediğini, konuyu Yargıtay'a taşıyacağımızı açıkladık.
Nihayetinde çay toplama işine özenen şahsın yönettiği, yandaşlıktan köşesi kalmamış bu yüksek yargının 18'nci dairesi 24 Mayıs'ta 5 üyenin tamamının oyuyla Sulh Hukuk Mahkemesi'nin kararını onadı.
Biz bu yargı kararını mahsurlu ve sakat bulsak da, birçok yönüyle tarafgir görsek de saygı duyacağımızı hemen açıkladık.
Yargıtay'da AKP ve Cemaatin ittifakıyla bu kararın çıkması, oyunun boyutunu göstermesi bakımından oldukça anlamlı ve ibretliktir.
Yargıtay kararı açıklanmadan önce;
Bizim sarayla anlaştığımız namertçe söylendi.
İlk aşamada partili cumhurbaşkanlığına evet dediğimiz, başkanlık sistemine sıcak baktığımız soysuzca iddia edildi.
Hatta benim Cumhurbaşkanıyla sarayda buluştuğum, bir evde, görüştüğüm, kurultayın yapılmamasına karşılık başkanlığa tamam dediğim, yeni anayasaya boyun eğdiğim fısıltıdan öte yüksek sesle ifade edildi.
Yargıtay kararı açıklandıktan sonra bu alçak sözleri dolaştıranlarda yüz olmadığı için özür dilemediler, bilahare köşe bucak saklanmayı seçtiler.
Bilmiyorlardı ki, ömrümü verdiğim, 47 yılının her zerresinde bulunmaktan şeref ve onur duyduğum davamı dünyevi hiçbir menfaate değişmem, değişmedim.
Çünkü ben, Merhum Başbuğumuzun hayat boyu yanında durmuş, feyzini Türk-İslam'ın ruhundan alan; kapı kapı siyasi gezintiye çıkmaktansa paşa paşa ölmeyi göze alacak inanmış bir Ülkücüyüm.
Kim nasılsa çevresini de öyle görür.
Dünya başıma yıkılsa, aç kalıp muhtaç düşsem; yine namerde el açmam, yine de bu davadan dönmem, bu emanete leke sürdürmem.
Allah'tan korkar, Yusuf yüzlülerden utanırım.
Benim Genel Başkan olarak sadece bu zamana değil; gelmişe ve geçmişe karşı ihmal edemeyeceğim sorumluluklarım vardır."
***
Yargıtay'daki AKP-Cemaat ittifakı, 5-0 gibi MHP'nin aleyhinde oy vermişti. Bu kararı verenler içinde tutuklanan, ihraç edilen FETÖ'cüler çıktı.
"Devlet Bahçeli Saray ile anlaştı. Yargıtay, Devlet Bahçeli lehinde karar verecek" diyen soysuz sen değil miydin?
Evet, o soysuz sendin!
5-0 gibi bir karar çıktığı halde soysuzluğa devam ettin.
O konuşmanın başını, sonunu niye koymuyorsun?
Hangi olay sonrası söylendiğini niye vurgulamıyorsun?
Yargıtay'ın verdiği 5-0 gibi karar, aylardır yaptığınız soysuzca propagandayı yerle bir ettiği halde, yine de yüzsüzlükte sınır tanımadınız.
Hem de Yargıtay'ın 5-0 kararı, MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin 24 Mayıs 2016 günü TBMM'de "Başkanlık Sistemine karşıyız" diye konuşma yaptığı gün çıkmamış mıydı?
Sizin derdiniz Başkanlık sistemi değil, sadece ve sadece MHP'de olağanüstü kongre yaptırmak, bunun mutluluğunu yaşamak değil miydi?
15 Temmuz darbe girişimi öncesi, tüm FETÖ'cü ve AKP'li savcı ve hâkimler her konuda lehinize karar verdi. MHP lehine karar veren hâkimleri ise HSYK'ya "Bu hâkim Ülkücü, MHP'li" diye şikâyet ettiniz. Kararlar lehinize çıktığında ise "Yaşasın Adalet" dediniz.
15 Temmuz öncesi, MHP Lideri Devlet Bahçeli Saray'a hiç gitmemiştir. Gittiğini iddia edip, ispat edemeyen "şerefsizdir ve namussuzdur" sözümüz hala geçerliliğini koruyor.
MHP Lideri Devlet Bahçeli, 15 Temmuz öncesi, Anayasa Değişikliği için "Milliyetçi Hareket Partisi olarak milli ve manevi değerler ekseninde her zaman uzlaşmaya varız. Milliyetçi Hareket Partisi olarak Türkiye'nin tarihi hak ve çıkarlarını savunmaya, eksikleri gidermeye, tahribatları onarmaya hem hazırlıklı hem de kararlıyız. Ancak başkanlık sistemi gibi dibi görünmeyen kuyudan su içmeye ne irademiz, ne de isteğimiz vardır." demiş ve bugün o sözünde durmuştur.
15 Temmuz öncesi AKP, CHP, HDP birlikteliğiyle Anayasanın ilk dört maddesinin değiştirilmesi konuşulurken, bu durum açık açık telaffuz edilirken, MHP'nin varlığı sayesinde Türkiye Cumhuriyeti için hayati önem arz eden, o ilk dört madde korunmuştur. Bugün, bu ülkede artık "özerklik, federasyon" konuşulamaz hale gelmiştir. Konuşulan terörle mücadelede "taş üstünde taş, baş üstünde baş koymama" halidir. Bu saatten sonra bu ülkede "Özerklik, federasyondan" bahseden değil şu, bu Cumhurbaşkanı bile olsa, onu bu millet artık linç eder. Bunu diyebilecek varsa da, zaten bildiğiniz kansız ve soysuzdur.
Geçmişte "Anayasanın 2.ve 3.maddelerini değiştireceğiz", "Özerkliği getireceğiz" diyen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve Anayasa'nın ilk dört maddesinin tamamından alerji duyan HDP'li alçakların, MHP Lideri Devlet Bahçeli'ye saldırması, sizce olayları anlamak için bir anlam ifade etmiyor mu?
MHP Lideri Devlet Bahçeli "Türkiye'de hiçbir şey, 14 Temmuz'daki gibi olmayacak, olamayacaktır. Milletimizin yeni bir soluğa, yeni bir hukuki mutabakata yönelik çağrı ve talebi hissedilir ölçüde fazladır. Bunu görmezden gelemeyiz, kulağımızın üstüne yatamayız. MHP, anayasanın tadilatına veya yeniden yazımına başından beri sıcak ve olumlu bakmaktadır. Bizim anayasaya bakışımız da herhangi bir değişiklik, bir sapma veya farklı bir anlayışa savrulma yoktur. Dün ne söylemişsek bugün de aynı çizgideyiz. Dün nerede duruyorsak bugün de aynı noktadayız. Özellikle Anayasanın ilk 4 maddesinin değişmemesi, değiştirilmesinin dahi teklif edilmemesi hususundaki ısrarımızı kayıtsız şartsız muhafaza ediyoruz. " sözlerinde ifade ettiği gibi, her sözünün arkasında durmaktadır.
15 Temmuz öncesi ve sonrası tüm konuşmalarına, yazılı açıklamalarına bakın bunu çok net göreceksiniz. CHP'nin, HDP'nin, FETÖ'nün ve MHP'de Değişim diye ortaya çıkanların kendi aralarındaki birliğe, beraberliğe ve ittifaka bakın, zaten MHP'nin doğru yolda olduğunu o zaman daha iyi anlayacaksınız.
Geçen gün söyledim, bugün yine ifade ediyorum. 15 Temmuz darbe girişimi sonrası, AKP-MHP ikilisi terörle ve FETÖ mücadelesinde, Suriye ve Irak konusunda, Anayasa Değişikliği konusunda birbirine yakınlaşmıştır. PKK açılımı, FETÖ tehlikesi konusunda MHP'nin yıllardır yaptığı uyarıların haklılığı toplum nazarında da kabul görmüştür.
15 Temmuz darbe girişiminden önce birbirine yakınlaşan CHP, HDP, FETÖ ve Değişimciler ise 15 Temmuz darbe girişimi sonrası adeta tek vücut olmuşlardır.
O yüzden herkes kendi seslendiği yerden pozunu vermelidir.
MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin olduğu yerde vatana ihanet düşünebilmek ancak bir şerefsizin, kiminle hareket ettiğini bilmeyen ahmağın yapabileceği bir şeydir.
MHP ve Devlet Bahçeli'nin olduğu yerde, Türk milletinin varlığının garantisi olur.
"Anayasanın 2.ve 3.maddelerini değiştireceğiz", "Özerkliği getireceğiz" diyen CHP'nin televizyonu Halk Tv'den her gün MHP Lideri Devlet Bahçeli'ye saldırmanız zaten ne çapta bir şeytan olduğunuzu gösteriyor.
CHP, HDP, FETÖ şeytan üçlüsü yanında çok güzel küçük bir aksesuar oldunuz.
Önü-sonu olmayan videolarla gününüzü kurtarın. Size parti kuracak diyorlar, siz parti bile kuramazsınız. Siz en iyisi mi Twitter partisi kurun. Logonuzu da kuş yapın… Nasıl olsa sizin arkanızda ve yanınızda CHP, HDP, FETÖ var. Sırtınız asla yere gelmez!
Siz üretin, onlarda paylaşsın…