Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz hafta Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de işgal edilmiş toprakların kurtarılması sebebiyle düzenlenen “Zafer Geçit Töreni’ne” katıldı. Bu programdan bir gün önce de Bakü caddelerinde “Şehitler ölmez, vatan bölünmez”, “Ne mutlu Türk’üm diyene”, “Vatan sana canım feda” sloganları eşliğinde Türk ordusunun dosta güven, düşmana korku veren yürüyüşü vardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı Bakü’de karşılayan halkın coşkulu kalabalığı, Zafer Geçit Töreni’nde Azerbaycan askerlerinin “Ceddin deden, neslin baban / Ceddin deden, neslin baban / Hep kahraman Türk milleti” marşı eşliğinde yürüyüşü, Türk askerinin geçit töreni sırasında “Ne yahşı Türk gardaşın var” anonsunun geçilmesi, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in Türkiye’yi sürekli öven, gardaşlık vurgusunu sık sık yaptığı konuşması ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Güzelliğine kurban olduğumuz Laçın, artık özgürdür. Laçın gibi, Şuşa gibi, Füzuli, Cebrayıl, Zengilan, Gubadlı, Ağdam ve Kelbecer de artık özgürdür. Bugün Azerbaycan’ın millî şairi, büyük mücahit, Ahmet Cavad Bey’in ruhunun şâd olduğu gündür. Bugün Nuri Paşa’nın, Enver Paşa’nın, Kafkas İslam Ordusu’nun yiğit neferlerinin ruhunun şâd olduğu gündür. Bugün, Azerbaycan şehitlerinin serdarı Mübariz İbrahimov’un da ruhunun şâd olduğu gündür. Bugün, hepimiz için, tüm Türk dünyası için zafer ve gurur günüdür. Rabbime bizlere bugünleri yaşattığı için sonsuz hamdediyorum” şeklindeki konuşması Türk dünyasına örnek teşkil edecek çok güzel manzaralar içeriyordu. İnşallah nice zafer geçit törenleri tüm Türk dünyasının diğer mensuplarının katılımıyla bir gün gerçekleşir.
Bakü’deki “Zafer Geçit Töreni” Türkiye, Azerbaycan ve Türk dünyası adına gerçekten gurur verici bir manzara olmuştur.
Yalnız bu gurur verici manzarayı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Zafer Geçit Töreni’nde Aras Nehri ile ilgili anonim halk türküsünden okuduğu “Aras’ı ayırdılar, Kum ile doldurdular; Ben senden ayrılmazdım; Zor ile ayırdılar; Ay Lâçin, can Lâçin; Men sene kurban Lâçin” şeklindeki bu mısralar yüzünden İran çeşitli küstahlıklar sergileyerek gölgelemeye çalıştı. İran milletvekili Ali Asker Hani, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Bakü’de okuduğu şiir nedeniyle ölüm tehdidinde bulundu. O alçak milletvekili yaptığı paylaşımda “Sayın Erdoğan, İran topraklarına göz diken şahsın en son hâli bu oldu” ifadelerini kullanarak Saddam Hüseyin’in yakalanarak öldürüldüğü görüntülerini paylaştı…
İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif ise “Kimse Erdoğan’a, Bakü’de yanlışlıkla okuduğu şiirin, Aras Nehri’nin kuzey bölgelerinin İran’ın ana topraklarından zorla ayrılmasıyla ilgili olduğunu söylememiş! O, Azerbaycan Cumhuriyeti’nin egemenliğine karşı konuştuğunu fark etmedi mi acaba? Kimse aziz Azerbaycan’ımız hakkında konuşamaz” açıklamasını yaptı.
225 İran milletvekili de Cumhurbaşkanımız Erdoğan’a yönelik kınama mektubunu imzaladı.
İran, içindeki Türk düşmanlığını bir türlü bastıramadığı için tarihi gerçekleri saptırarak Türkiye’ye bulaşmayı tercih etmiştir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın anonim halk türküsünden okuduğu o mısraların İran’ı ilgilendiren bir durumu da yoktur. İran’ın bu gereksiz tutumu şu gerçeği saklayarak yapması aslında niyetini de ortaya koymaktadır. Bazı tarihçiler ve Azerbaycan dernekleri de İran’a şu tarihi bilgiyi hatırlatarak tepkisini göstermiştir.
“Kuzey ve Güney Azerbaycan’ı ikiye ayıran antlaşma Türkmen Çay Antlaşması’dır. Rusya Tebriz’i işgal edince, İran Rusya ile bir antlaşma yapmak zorunda kaldı. İki devlet arasında imzalanan Türkmençay Antlaşması (1828) ve Osmanlı- Rus savaşlarının sonucunda imzalanan Edirne Antlaşması (1829) ile Azerbaycan’ın milletlerarası statüsü tespit edildi. Buna göre Aras Nehri ile Talış Dağları sınır olmak üzere Azerbaycan ikiye ayrıldı. Revan ve Nahçivan Hanlıkları Rusya’ya bırakıldı. Hazar Denizi de Rus egemenliğine geçti. Aras Nehri ile Talış Dağları sınır olmak üzere Azerbaycan’ın ikiye ayrıldığı Türkmençay Antlaşması’nı Ruslarla yapan Kaçar Hanedanı mensubu Abbas Mirza Türk’tür. Çünkü o tarihte İran’da yönetim Farslarda değil Türklerde idi. İran Türk devleti işbaşındaydı.”
Türkiye’ye karşı bu küstahlığı yapan ve toprak bütünlüğüne saygıdan bahseden bu İran, Ermenistan Azerbaycan topraklarına, hem de işgal ettiği Azerbaycan toprakları üzerinden saldırınca Ermenistan’a el altından silah, mühimmat, sağlık malzemeleri ve gıda yardımı yapmıştı. Bunun karşısında İran’daki Azerbaycan Türkleri ayağa kalkmış, birçok şehirde İran yönetimini protesto gösterileri yapmıştı. İran pabucun pahalı olduğunu anlayınca İran’ın Hükümet Sözcüsü Ali Rebii “Defalarca kez Azerbaycan’ın toprak bütünlüğüne ve işgal edilen şehirlerin boşaltılması gerektiğine vurgu yaptık. Azerbaycan’a ait işgal altındaki bölgelerin boşaltılması İran’ın sürekli vurgu yaptığı bir konudur” açıklamasını yapmak zorunda kalmıştı. İran yalan söylüyordu, İran bu konuda ikiyüzlülük yapıyordu. Çünkü Ermenistan’a yaptıkları yardıma dair sosyal medyada birçok video yayınlanmış, dünya medyasında da bu yardımlarla ilgili birçok haber yapılmıştı.
İran öteden beri Ermenistan sevdalısıdır. İran’ın Ermenistan’a nasıl destekler verdiğini İran’ın geçmişteki dini yöneticileri en ince ayrıntısına kadar anlatmıştı. İran, Azerbaycan ile Güney Azerbaycan bağını kesmek için Ermeni işgalini hep destekledi. İran’ın elinde olsa Ermenistan’ın tüm Azerbaycan’ı işgal etmesini ister. İran’ın Ermenistan ilişkisi işte böyle bir kokuşmuşluk içindeyken, Türkiye’ye yönelik tarihi gerçekleri saptırarak kullandığı ifadeler büyük küstahlıktır.
Tüm bunlara rağmen Türkiye, ABD’nin bölgedeki ve İran üzerindeki oyunlarına karşı hep ölçülü, ilkeli davranmış, komşuluk haklarına leke düşürecek hiçbir girişimi olmamıştır. Ama İran’ın bize karşı sicili hem terör örgütü PKK’ya kamp açmasından, hem de Karabağ’ı işgal eden Ermeni’ye kucak açmasından bozuktur. İran bu konularda aklınca hep uyanık davrandığını sanmaktadır. Bir zamanlar Türkiye düşmanlığından dolayı PKK kamplarına kendi topraklarında müsaade eden İran, ABD talimatı sonrası PKK’nın namlularının kendine dönmesiyle PKK’ya karşı çok sert mücadeleye başlamıştı. ABD sırf İran’la uğraşmak adına PKK’nın PJAK isimli bir kolunu da kurmuştu.
Böyle bir sicil sahibi İran şimdi de edepsizlik yapıyor ve okuduğu şiir yüzünden Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ve Türkiye’yi tehdit etmeye kalkıyor.
Bak İran!
35 milyonluk Güney Azerbaycan Türkleri olduğu yerde bir kere zıplasa İran’da zelzele olur. Traktör tarlayı sürerse perişan olursun!
Türk milletine yönelik düşmanca sicilinden utan. ABD’nin İran üzerindeki oyunları, suikastları karşısında Türkiye’nin takındığı tavırlardan utan ve Türkiye’nin ölçüleriyle oynama...
Sözde Müslüman’sın ama Ermenistan ile ilişkine bakıyoruz, koynundan Haç çıkıyor. Türkiye’den ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan, tarihi gerçekleri değiştirdiğin ve yaptığın küstahlık adına dünyanın gözü önünde özür dilemelisin İran…
Türkiye’yi, Azerbaycan’ı, Güney Azerbaycan Türklerini tahrik ederek, düşman görerek ne kazanacaksın? Kaybedeceğin çok şey var ve buna karşın kazanacağın hiçbir şey yok... Aklını başına al, Türk ateşi seni çok kötü yakar İran…