17/25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonuna "darbe" diyebilmek için ortada yolsuzluk, rüşvet, hırsızlık olmaması lazımdır. Ama adı üstünde "yolsuzluk ve rüşvet operasyonu". Rüşvetçi var, hırsız var, yolsuzluk yapan var, para sıfırlayan var… Bunun adı olsa olsa "hırsıza darbe" olur. Ortada Türk devletinin savcısının, emniyet birimlerinin yönettiği ve her türlü sesli ve görüntülü belgenin olduğu bir operasyon söz konusudur. Yani Emniyet mensupları silahlarıyla gelip AKP Genel Merkezine, il ve ilçe binalarına, Başbakanlığa el koymamış, muhataplarını gözaltına almamıştır. Rüşvet ve yolsuzluklarla suçlanan kişilerin ev ve işyerlerine operasyon yapıp, ayakkabı kutularında ve kasalarda paralar, para sayma makinelerinin ele geçirildiği ispatlı, belgeli bir operasyon söz konusudur. Ama AKP'nin suçüstü yakalanıp, sanki AKP Genel Merkezi ve Başbakanlık önüne tanklarla, TOMA'larla baskın düzenlenip darbe yapılmış havası vermesi, işledikleri rezil suçları kamuoyunda örtbas etmek için algı çalışmasından başka bir şey değildir. AKP istiyor ki, hırsızın yaptığı yanına kar kalsın. Zaten bugüne kadar tüm adımları bu yönde attılar. 17/25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonunda suçlananlar için takipsizlik kararı vermeleri zaten zihniyetlerini görmemiz açısından en büyük delildir. Halen 17/25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonunu demokrasiye darbe gibi sunmaya çalışıyorlar. Elbette bu manada yapılan aşırı propagandalara inanan vatandaşlarımız da var. Başbakan görünümlü Ahmet Davutoğlu hafta sonu gerçekleşen bir AKP kongresinde "Kim harama bulaşırsa, kardeşimiz olsa kolunu koparmaya kararlıyız" cümlesini kurdu. Bu cümleyi okuduğumdan bu yana, aradan iki gün geçmesine rağmen halen gülüyorum. Nasıl gülmeyelim? 17/25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonunda adı geçen herkese takipsizlik kararı vermiş bir iktidarın başındaki Ahmet Davutoğlu kol-bacak koparmaktan bahsediyor. Daha önce de "Haram yiyenleri sofralarımıza yaklaştırmayacağız" diyerek yine büyük konuşmuştu. Sanırsınız ki, haram yiyenleri, hırsızlık yapanları asıyor, kesiyor. Oysa kendisi de hala mikrofonlardan 17/25 Aralık'ı bir darbe olarak anlatan masallara devam ediyor. 17/25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonuna kim "darbe" diyorsa bilin ki, o kişi bu olayın üzerini kapatmaya çalışmaktadır. İşte Başbakan görünümlü Ahmet Davutoğlu da bunlardan birisidir. Ayakkabı kutusunda ve kasalarındaki paralar, evlerde telaşla sıfırlanan paralar gökten mi yağmıştır Ahmet Davutoğlu? Dünün burslu okuyan çocukları trilyonlarca serveti nasıl elde etmiştir? Ahmet Davutoğlu hem etkisiz elemansın, hem niçin hep boyundan büyük laflar ediyorsun? AKP içinde harama bulaşandan ziyade, "harama bulaşmayan" var mı onları arasanız, sizin için daha kolay olur. "Kim Harama Bulaşırsa Kardeşimiz Olsa Kolunu Koparmaya Kararlıyız" diyen Ahmet Davutoğlu, hadi Recep Tayyip Erdoğan'dan izin al ve sözünü bir bir yerine getir. Bu "Kol koparma" zaten seni hangi noktaya getirecek elbette çok iyi biliyorsun. Ah Davutoğlu ah, ekranlarımızın neşe kaynağı olup çıktın… Yazar : Yıldıray Çiçek